Sadreddin Konevi’nin Tanrı Anlayışı
Sadreddin Konevi [583]
Sadreddin Konevi, İbn Arabi ekolünün bariz temsilcilerindendir. Onun insan-ı kamil nazariyesini şerhederek varlığı kırk mertebeye ayırmakta ve mertebe olan insanın en mükemmel olduğunu söyleyerek “Meratibu’l-Vücud” kitabında şöyle demektedir:
Varlığı kırkıncı mertebesi insan-ı kamilin mertebesidir. Bütün mertebeler ve alemin tümü onunla tamamlanmıştır.[584] Hak subhanehu aleme isim ve sıfatlarına göre en mükemmelin zuhuruyla zahir olmuştur. Varoluş bakımından insanın mertebe en aşağı olduğu halde, kemalatta mertebelerin en yücesine sahiptir. Gerçek hakikatleri ve ahlaki hakikatleri tafsili ve icmali olarak, zat ve sıfatları hikmet ve varlık olarak, lüzum ve araz olarak, hakikat ve mecaz olarak hepsini benliğinde toplamıştır Dış alemde gördüğün ve duyduğun ne varsa, hepsi insanın inceliklerinden bir inceliğin ifadesi ve İnsanın hakikatlerinden bir hakikatin ismidir. İnsan Hakk’ın kendisidir. Zat, sıfat, arş, kürsi, levh, kalem, melek, cin, gökler ve yıldızlar, yer ve içindekiler, dünyevi uhrevi alem, varlık ve içindekiler, ne varsa hepsi insanın kendisidir. Hakk’ın kendisi odur. Kadîm ve hadîs odur. [585] Konevi’nin bu sözlerindeki İslam inancıyla bağdaşmayan şeyler sanırım açıklamaya ihtiyaç bırakmayacak kadar açıktır. Ancak Sadreddin Konevi’nin, vefatından önce tasavvuf ve onun felsefesinden yüz çevirdiği anlaşılmaktadır. Osman Nuri Ergin’in tanıttığı Murid ve dostları için kaleme aldığı ve Osman Ergin’in tanıtarak neşrettiği vasiyetnamesinden bu halini bildiren şu cümlesini buraya alıyoruz;
“Arkadaşlarıma benden sonra zevke dayanan bilgilerin meselelerine dalmamalarını, te’vile gitmeden benim ve Şeyh (İbn Arabi)’nin sözlerinden açık olanlarını ve nassları düşünmekle yetinmelerini tavsiye ederim. Benden sonra bunlar yasaktır. Hiçbir kimsenin zevke dayanan sözünü kabul etmesinler. [586] Bu konuda Doç. Dr. Mikail Bayram da şu değerlendirmeyi yapmaktadır: “İbn Teymiyye eleştirilerini temelde bu eserine yöneltmiştir. Fakat Konevi, özellikle 659/1261 yıllarından sonra çeşitli siyasi ve sosyal olayların sonucunda görüşlerinde birtakım tashihlere gitmiştir. Moğol istilası dönemindeki siyasi baskı döneminde özellikle hadis ile meşgul olmayı yeğlemiş ve ömrünün son on yılında bunu sürdürmüş, tasavvufi ilgilerini arka plana atmıştır. Ondaki bu zihniyet değişimi son günlerinde kaleme aldığı “Vasiyatname”sinde açıkça gözlenebilmektedir. “Vasiyyetname”de şu hususlar bulunmaktadır:
a-“İhlas suresi” ve “amentu’deki şekliyle bir iman tazelemesi yapmıştır,
b-Cenazesinin umumi mezarlığa defnedilmesini ve arkasından okuyucuların gelmemesini istemiştir,
c- “Beni fıkıh kitaplarında yazıldığı şekilde değil, hadis kitaplarında yazıldığı gibi guslediniz” demektedir,
d- Felsefe ve hikmetiyata dair kitaplarının satılmasını, tefsir, hadîs fıkıh vb. kitaplarının Şam’da vakfedilmesini istemiştir,
e- Kendisinin olsun, İbn Arabi’nin olsun irfani konularla ilgili olarak yazdıkları şeylerle meşgul olunmamasını istemiş, kitap ve sünnete sarılıp zikirle meşgul olmalarını tavsiye etmiştir.
Görüldüğü gibi, Konevi ömrünün son yıllarını tasavvuf ve vahdet-i vücudu bir yana bırakarak Kitap ve Sünnete sarılmakla geçirmiştir. Fakat onun bu yönü pek bilinmediğinden İbn Teymiye’nin kendisini küfürle suçlamasından kurtulamamıştır. Onu bu durumunu bilmiş olsaydı herhalde ona karsı daha müsamahalı bir ifade kullanırdı.[587]
(Prof. İbrahim Sarmış, Teorik ve Pratik Açıdan Tasavvuf ve İslam, s.247-248, Ekin Yayınları, 5. Baskı)
[583] Sadreddin el-Konevi, Muhammed İbn ishak olup hicri 667/1268 yılında ölmüştür. Mubyiddin Arabi’nin üvey oğludur. Nasıruddin et-Tûsî ile içli dışlı olan bir tasavvufçuduır.
[584] Yunan felsefesindeki sudur nazariyesinin el-Konevi tarafından değişik bir sunuş şekli.
[585] Sadreddin el-Konevi, Merattbu’l-Vücud, Şam Zahiriyye Kütüphanesi, 58(-)5 nnda kayıtlı «I yazmasının naklen. Dr. Abdulkadir Mahmud, el-Feslefetu’s-Sufiyye fi’l-İslam, 592-593. Abdurrahman el-Vekil, ‘iazihi Hiye’s-Sufiyye, 57.
[586] Osman Nuri Ergin, Sadreddin el-Konevi ve Eserleri, Şarkiyat Mecmuası, II, istanbul 1958.
[587] Kortevi’nin Vasiyyetnamesi Şehid Ali Paşa Ktp. 21810 numarada kayıtlı bulunmaktadır. İbrahim Sarmış, Tasavvuf ve İslam, Ekin Yayınları: 206-208.