-
28th Kasım 2008

Namazların Farzları ve Sünnetleri

posted in NAMAZ |

NAMAZLARIN FARZLARI

KUR’AN’DA ZORUNLU NAMAZLAR:

2Bakara suresi/110-Namazı kılın ve zekâtı verin. Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür.

14İbrahim suresi/31-İnanan kullarıma söyle, namazı kılsınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar.

24Nur suresi/56-Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Resûle itaat edin ki size merhamet edilsin.

98Beyyine suresi/5-Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.

 

 

HADİSLERDE FARZ NAMAZLA YETİNMEK

76-Sehl İbnu Ebî Ümâme’nin anlattığına göre, Sehl ve babası beraberce Hz. Enes’in yanına girerler. Enes’i yolcu namazı kılıyormuşcasına çok hafif bir namaz kılıyor bulurlar. Selam verip namazdan çıkınca: “Allah sana mağfiret buyursun bu kıldığın namaz farz mı yoksa nafile miydi? dedik. “Farz namazdı. Bu (eksiksiz). Hz. Peygamber’in  namaz tarzıdır. Bilerek hiç bir değişiklik de yapmadım” dedi ve ilave etti: Resûlullah buyurdu ki: Kendinize zorluk çıkarmayın, zorluğa uğrarsınız. Zira (geçmişte) bir kavim (bir kısım zahmetli işlere azmederek) kendisini zora attı. Allah da zorluklarını artırdı. Manastır ve kiliselerdekiler bunların kalıntısıdır. “Onlar, üzerlerine, bizim farz kılmadığımız, fakat, güya Allah’ın rızasını kazanmak için kendilerinin koydukları ruhbaniyete bile gereği gibi riâyet etmediler” (Hadîd, 27). Ebu Dâvud, Edeb 52, (4904). (49)

 

NAMAZLARIN SÜNNETLERİ VE SÜNNET OLMAK

Akşam ve sabahın sünnetlerini peygamber Kur’an’dan çıkarmıştır:

798-Hz. Peygamber: “Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışından sonra dahi tesbih et”(Tur, 49)ayetinde geçen “yıldızların batışından sonra” kılınacak namazın (idbâre’ssücud), sabahın farzından önce kılınan iki rekat; (Kâf suresinde geçen) edbâre’ssücud ile de akşamın farzından sonra kılınan iki rek’at olduğunu söylemiştir.” [Tirmizî, Tefsir, Tûr, (3271).]

 

**************o*****************

 

 

SÜNNET NAMAZI DİYE BİR NAMAZ PEYGAMBER KAYNAKLI OLMADIĞI GİBİ, SÜNNET OLMAK DA BİR GELENEKTİR

“Aslında dikkat ederseniz o yazılarımda Peygamber’in herhangi bir namaz için, “Bu farzdır, bu da sünnettir” demediğini, bu farz – sünnet bölümlemelerinin zamanla gelişen fıkıhçıların ortaya çıkardıkları terimler olduğunu söylemiştim.


(SÜNNET OLMAK) Köklü bir gelenekti: Evet Ali de, Ebubekir de, Ömer de, Ebucehil de, Ebusüfyan da hep sünnetliydiler. Sünnet olmayı Hz. Muhammed getirmiş değildir. Sünnet olma, Araplara Hz. İbrahim dininden kalma bir uygulamadır. Araplar sünnet olurlardı. Hele Kureyş içinde sünnet olmayan biri yoktu. Peygamber’in kendisi de sünnet olmuştur, sahabileri de… İslam olduktan sonra değil, İslam olmadan önce, çocukluklarında sünnet olmuşlardı. Çünkü sünnet onların köklü dini geleneklerindendi.

Ama 40-50 yaşından sonra Müslüman olan bir kişiyi ille de sünnet ettirmek şartı yoktur. Kur’ân’ın hiçbir yerinde böyle bir emir mevcut değildir. Allah insanın kalıbına değil, gönlüne baktığını, dinin gönüldeki takva olduğunu vurgulamıştır. Artık sünnet asırlardan beri İslâm’ın bir simgesi haline gelmiştir. Bu konuda tüm İslam âleminde bir icma (konsensüs) oluşmuştur.

Sünnet olmadan Müslüman olunmaz diye bir hüküm yoktur. Yahudiler de sünnetlidir. Hz. İsa da sünnetliydi. Hıristiyanlığın başında sünnet, dini gereklerdenken Pavlos, sünnet operasyonunun, Anadolu’da ve Avrupa’da müşriklerin zorlandıklarını, bu operasyonun Hıristiyanlığın yayılması önünde büyük engel oluşturduğunu görünce sünnetin gerekliliğini kaldırmış, bu yüzden Barnaba ile arası açılmıştı. Sünnet zorunluluğunun kaldırılmasıyla Hıristiyanlık Avrupa’da yayılmaya başlamıştır.” (Süleyman Ateş-Vatan Gazetesi-1/8/2003)

 

SÜNNETİ KILMAYANA ŞEFAAT EDİLMEZ Mİ? “Farz olan namazlar sadece 17 rekâttır. Ama farz namazlara sünnetler eklenerek 40’a çıkarılmıştır. Aslında bu hesaplamalar kesin değildir. Çünkü Hz. Peygamber, sünnetleri muntazam kılmamış, kimini çoğu kez, kimini çok nadir kılmıştır.

    Çoğu kez kıldıklarını da genellikle 2’şer rekât olarak kılmıştır. Fakat zamanla dine eklemeler yapıldığı bilinen bir gerçektir. Sünnetleri kılma zorunluluğu yoktur. Sadece farzlar kılınmakla Allah’a karşı görev yerine getirilmiş olur. “Sünnet kılmayan kimse, Peygamber’in şefaatinden mahrum kalır” diye bir söz dolaşır ortalıkta. Bu doğru değildir. Allah, emirlerini yerine getiren insandan memnun ve razı olur.

Allah’ın razı olduğu kimsenin, zaten bilinen anlamda şefaate ihtiyacı olmaz. Çünkü şefaat tamamen Allah’a aittir (ayet). Farzları kılan kimse, Peygamber’e inanmasa, onu küçümsese farzı kılar mı? Namaz kılar mı? Peygamber’i önemsemeyen insan, onun peygamberliğini de kabul etmez ve zaten namaz da kılmaz. Namaz kılan insan, Peygamber’i kabul ediyor ve onun tebliğlerini uyguluyor. Öyle bir insan neden Peygamber’in şefaatinden mahrum kalsın?

    Hem kim söylemiş sünneti kılmayan, Peygamber’in şefaatinden mahrum kalır diye? Allah mı söyledi? Hayır. Peygamber mi, “Sünnet namazları kılmayıp sadece farzı kılan benim şefaatimden mahrum kalır” dedi? Hayır, vallahi hayır. Öyle ise bu sözün ne değeri var? İnsanların kendi zanlan din olur mu?” (Süleyman Ateş -Vatan Gazetesi-17/10/2003)

“Hiç sünnet kılmayıp sadece farzı kılmak da yeterlidir. Sünnet kılmamak günah değildir.

Devamlı sünnet kılmamak, Peygamber’i küçümseme anlamına geliyorsa bu çok tehlikelidir. Böyle bir kasıt olmadan iş çokluğu, yorgunluk sebebiyle sünnet kılmamakta bir sakınca yoktur…

Peygamberimiz cemaatle kıldıkları namazlardan ayrı olarak da çeşitli zamanlarda namaz kılmışlardır. Ama kendisi kıldığı namazları, farz, nafile gibi derecelere ayırmış değildir. Zaten “farza, yahut nafileye niyet ettim” şeklinde bir niyet yaparak da namaz kılmamış, o sadece Allah’a yaklaşmak, O’nun rızasını kazanmak için cemaatle ve yalnız olarak namaz kılmıştır. Onun kendi başına kıldığı namazlara sonradan sünnet ve nafile adları verilmiştir. Bu terimlerin, Peygamber döneminde kullanılan terimler olduğu kanaatinde değiliz.” (Süleyman Ateş -Vatan Gazetesi -3/9/2003)

“Sünnet namazlar, Peygamberimizin kendi kendine kıldığı nafile ibadetlerdir. Bunların kılınmasında sevap vardır, kılınmamasında günah yoktur. Sünneti kılmamakla günaha girmiş olmazsınız. Sünneti kılmayanın, Hz. Peygamber’in şefaatinden mahrum kalacağı söylentisi vardır. Bu doğru değildir.” (Süleyman Ateş -Vatan Gazetesi -17/5/2003)

This entry was posted on Cuma, Kasım 28th, 2008 at 13:37 and is filed under NAMAZ. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

There are currently 15 responses to “Namazların Farzları ve Sünnetleri”

Why not let us know what you think by adding your own comment! Your opinion is as valid as anyone elses, so come on... let us know what you think.

  1. 1 On Nisan 6th, 2010, taskiran sezai said:

    saygi deger kardesim
    beni bir konuda aydinlatirsaniz cok sevinirim
    ben sadece farz namazlari kiliyorum
    bazende sünnetleriyle beraber kiliyorum
    sadece farz kilsam olurmu
    bazen canim cok istiyor sünnetleride kiliyorum

    tesekürler

  2. 2 On Nisan 15th, 2010, admin said:

    Hoş geldiniz!
    Öncelikle bilmeliyiz ki Hz. Peygamber’in hayatında tek tip namaz vardı. O da Allah’ın emrettiği namazdır. Buna bugün farz namaz denmektedir. O, emredilen bir şeyin fazlasını yapmanın daha iyi olduğuna inanarak zaman zaman fazladan (nafile olarak) namaz kılardı. Bunu ise kendi evinde, halka açık olmayan ortamlarda yapardı. Emevi devleti, insanlar bir araya gelip yönetime karşı kalkışma olmasın diye halkın, boş vakitlerini camilerde harcamasını ve böylece onları kontrol altında tutmak istedi. Onları camide tutmanın en kolay yolu, namazları sünnet ve farz diye ayırıp sünnetleri düzenli olarak camide kılınmasını teşvik etti. Hatta dindarlığı (takvayı), toplumun din konusunda en çok sözü geçenler aracılığı ile çokça nafile namazlar kılmaya ve nafile oruçlar tutmaya bağladı. Bu uygulama 100 yılı aşkın sürdü. Bu kadar sürede bu konu gerçekleşen bu uygulamalarla tartışmasız kabul gördü. Daha sonra artık Peygamber’i sevmek, ona inanmak, onu şefaatine nail olmak nafile ibadetler yapmaktan, bunları çoğaltmaktan geçiyordu.

    Kişinin doğru bir işi fazla yapmasının ne sakıncası olabilir ki! Önemli olan bunu dinleştirmemek ve dini bütünlüğü buna bağlamamaktır.
    Saygılar,

  3. 3 On Ağustos 4th, 2011, ayşe said:

    saygı değer kardeşim
    ben namazlarımın sünnetlerini genellikle kılmıyorum zaman zaman içimden geldiği, aşka geldiğim zamanlarda sünnetleriyle birlikte de kılıyorum. geçen gün annem ve teyzem benim bu halimi fark ederek bana çok kızdılar ve bunun yanlış olduğunu, eğer savaşa gitmek gibi önemli bir işim olmamasına rağmen sünneti terk edersem günah işlemiş olacağımı söylediler. ben de bu konuyu biraz araştırınca netten sizin sitenizi ve bu sayfayı buldum. annemlere de göstermek istedim ancak pek oralı değiller. benim şu an ne yapmam gerekir? bağlı olduğumuz yerlere, hocalara beni şikayet edeceklerini söylüyorlar. endişeliyim. ben günah işliyor muyum? cevap verirseniz çok memnun kalırım
    şimdiden teşekkürler.

    Allah’ın salat ve selameti üzerimize olsun.

  4. 4 On Ağustos 4th, 2011, admin said:


    Allah’tan esenlik diliyoruz.
    Allah’ın emrettikleri dışında fazladan yapılan işler nafile kapsamına girmektedir. Allah Elçisi, nafile namazları sürekli kılmadığı gibi, insanların görebileceği yerde kılmadığına dair rivayetler vardır. Nafilelerden dolayı kınama İslam’ı doğru tanımamadan kaynaklanmaktadır. Nafile oruçları tutmayanları kınamak, nafile namazları kılmayanları kınamak sonradan ortaya çıkmıştır. İlginçtir nafile namaz, oruç ve hac vurgusu, nafile zekat için yapılmamaktadır. Oysa Allah infak, sadaka, karz-ı hasen adı altında nafile zekatları övmüştür.
    ErdemYolu

  5. 5 On Şubat 28th, 2012, özgür özkan said:

    O zaman namaza niyet ederken “…farzını kılmaya” veya “…sünnetini kılmaya” dememiz yanlış oluyor değil mi? Bu konuda ne yapmamız lazım, niyeti nasıl etmemiz gerekir?

  6. 6 On Mart 29th, 2012, ismail öz said:

    iyi günler hocam ben demir fabrikasında makina bakımcı olarak çalışıyorum.işyerinde namaz kılmak yasağı yok fakat çok pis olduğundan dolayı ben namazlarımı evde kaza yapıyorum.yani akşam kılıyorum.vakit yetiştiği zamanlardada cem ediyorum.öğle ve ikindi namazlarını.vaktigeçtiktensonra kazası yapılsada borcundan kurtuluyosun cezası ve günahı üstünde kalıyor dedi mustafa karataş programında. bu durumda ben ne yapmalıyım.işi bıraksam bile bulacağım çalışacağım iş yine aynı olacak .çünkü mesleğim bu. açıklarsanız çok memnun olurum.yardımlarınızı bekliyorum hocam.şimdiden teşekkür ederim.

  7. 7 On Mart 29th, 2012, gülhan öz said:

    namazlarımızı kılarken bizde vaktin farzına sünnetine diye niyet ediyoruz. vaktin sünnetleri yoksa bu namazlara nasıl niyet etmeliyiz bendeacıklamanızırica ediyorum hocam.2. sorum Kuranda namaz 3vakitse kaza namazlarımı sabah öğle akşam ve vitir namazı olarak kılmaya devam etsem olurmu.yoksa peygamberimiz 5 vakit kıldığı için 5 vakit kaza etmek dahamı doğru olur.cevaplarsanız memnun olurum hocam.teşekkürler

  8. 8 On Mart 29th, 2012, admin said:

    Sünnet namazları, ilk dönem kaynaklarında “nafile namazlar” olarak ifade edilir. Farz kılınan bir ibadeti fazla yapmak “nafile” olarak adlandırılmaktadır. Sonraki dönemlerde ” sünnet” olarak adlandırılmıştır. Tıpkı fazladan zekat vermek ve oruç tutmak gibi namaz da kılınabilir. Tüm bunlar, kişiyi Allah’a yaklaşmayı amaçlamaktadır. Niyet, kıldığımız namazla ilgili sözlü ifadedir. Kişinin içinden geçirdiğini sözle ifade etmesidir.

    Namazın beş vakit olması aşağıdaki ayetlere dayandırılır:
    20Taha: 130-Onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini överek tespih et; gece saatlerinden bir kısmında ve gündüzün taraflarında da tespih et ki memnun olasın!
    30Rum: 17-Öyle ise akşama girdiğiniz zaman da, sabaha erdiğiniz zaman da tespih Allah’ındır (O’nun şanının yüceliği anılır).
    30Rum: 18-Göklerde ve yerde, günün sonunda da, öğleye erdiğiniz zaman da hamd O’na mahsustur.

    Kasıtlı olarak terk edilen bir namazın kazasının kılınıp kılınamayacağı tartışmalı bir konudur. Uyku veya unutmadan kaynaklanan bir durum söz konusu ise durumun farkına varıldığında kılınmalıdır. Çünkü namaz vakitli bir ibadettir. Bkz. 4Nisa: 103
    Selamlar

  9. 9 On Temmuz 27th, 2012, nursel said:

    O zaman namaza niyet ederken “…farzını kılmaya” veya “…sünnetini kılmaya” dememiz yanlış oluyor değil mi? Bu konuda ne yapmamız lazım, niyeti nasıl etmemiz gerekir?5.sıradaki arkadaşın yazdığını bende sormak istiyorum sünnetler hakkında aydınlatırsanız sevinirim niyet diyorsunuz fakat sünnetlere niyet ediyoruz sonuçta farzlarla sünnet aynı kefeye konmuyormu peygamber efendimizle bir görmüş olmuyormuyuz çk anlamadım ben yanlışlıkla şirk koşmak istemem yardımcı olurmusunuz bu konuda çok sorum var daha ……….cevabınız umarım beni tatmin eder

  10. 10 On Temmuz 28th, 2012, admin said:

    Gelenekte farz namaz için farz namazını kılmaya, sünnet namaz için sünnet namazını kılmaya diye niyet edilir. Böyle söylemekte bir sakınca yoktur. Esasında farz namazlar zaten kitapta bildirilen namazdır. Örneğin Sabah namazını kılmaya diye, farz namazların dışında kalanlar ise nafile namaz diye nitelenir. Aslolan bunların bilincinde olmak, içimizden geçirmek, bu gayeyle kıldığımızın farkında olmaktır. Sözle söylemek dilin ve kulağın şahitliği anlamında önemlidir.

  11. 11 On Şubat 22nd, 2014, vakit said:

    ben ögrenci oldugum için sabah namazında farz ve sünnet kılıyorum öglenin kazasını ikindinin farzından sonra kılıyorum akşam ve yatsı namazınında sedece farzını kılıyorum bu kılmadığım sünnetlerin gunahı varmı?

  12. 12 On Şubat 22nd, 2014, vakit said:

    ama yazları hepsini kılıyorum

  13. 13 On Mart 4th, 2014, admin said:

    Sünnet, kişinin tercihine kalmış nafile (fazladan) yapılan demektir. Emredilmeyen bir ibadetin günahından söz edemeyiz.

  14. 14 On Ağustos 14th, 2014, ALİ said:

    selam alahın selami hepimizin üzerinde olsun hocam iyi yazarsınız ama farz namazlari ve sunet leri bir birinden kıkartmitosunuz tamam anladık 5 vakit farz namazi sabah ğlen ikindi akşam yatısi
    4 vakit sunet var ve bu sunetlerin adlari ne mesele sabah saat 8,9 arasında kıldımız 2 rekat sunetın adi ne yada gece yarısında kıldımız 2 rekat sunetın adin ben bunlari öğrenmek istiyorum
    allah sizden razi olur inşallah

  15. 15 On Şubat 11th, 2019, Pelin said:

    Hocam ben sabah ve akşam namazını sünnetli diğerlerini farz kılıyorum.Gücüm bu kadar yetiyor.Öğlen namazını sünnetini terk eden peygamberimiz in şefaatinden mahrum kalır mı?

Yorum Yaz