Hadislerde haram yiyecekler
Yenilebilir hayvanlar: Peygamberin Kur’an dışında sakıncalı bulması dinsel değil, kamu sağlığı ve kamu menfaatiyle ilgilidir
3935-“Cahiliye halkı, bir çok şeyi (helal addedip) yiyor, birçoğunu da pis addederek yemiyordu. Allah Teâlâ, Resûlünü gönderdi, kitabını indirdi, helalini helal, haramını da haram kıldı. Helal kıldığı helaldir, haram kıldığı da haramdır, sükut buyurduğu da aff(edilmiş)tir.”İbnu Abbâs, sonra şu âyet-i kerimeyi okudu: “(Ey Muhammed!) De ki: “Bana vahyolunanda, leş, akıtılmış kan, domuz eti, -ki pistir- ve günah işlenerek Allah’tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum. Fakat darda kalan, -başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere- bunlardan da yiyebilir. Doğrusu Rabbin bağışlar ve merhamet eder” (En’âm 145). [Ebû Dâvud, Et’ime 31, (3800).] AÇIKLAMA: …Âyet, bu sayılanlar dışında kalanların haram olmadığını ifade etmekte ve “Siz Allah’ın haram etmediği şeyi neye dayanarak haram kılıyorsunuz?” ma’nâsında muâheze yoluyla onları reddetmektedir.Ancak âyet hususunda ülemâ üç ayrı görüş ileri sürerek ihtilaf etmiştir.1) Âyet sünnetle mensuhtur(BÖYLESİ AÇIKLAMA BÜTÜNÜYLE SAĞLIKLI DAYANAKTAN YOKSUNDUR. KUR’AN’DAKİ ALLAH’IN SÖZÜNÜ, PEYGAMBERE YAKIŞTIRILAN BİR SÖZÜN VEYA PEYGAMBERİN GEÇERSİZ KILMASI ASLA OLANAKLI DEĞİLDİR. İŞTE BU ANLAYIŞ, HAKKI BULANDIRMAYA KALKIŞMAKTIR.) Zira, Resûlullah ehlî eşek etini, pençeli vahşi kuşların etini, kesici dişi olan vahşilerin etini haram kılmıştır.2) Bu âyet muhkemdir, âyette zikredilenler dışında haram yoktur. Hz. Âişe böyle söylemiştir.
Vahşi hayvanların etleri, kamu sağlığını tehdit eder: 3934-“Resûlullah vahşî hayvanlardan kesici diş (köpek dişi) taşıyanların hepsini yasakladı.”Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî, İbnu Abbâs’tan gelen bir rivayette şu ziyadeyi kaydederler: “Her bir pençe sahibi kuşu da…” [Buhârî, Zebâih, 29; Müslim, Sayd 12-16; Tirmizî, Et’ime 1; Ebû Dâvud, Et’ime 33]
3937-“Resûlullah buyurdular ki: “Vahşilerden, kesici dişi olan her bir hayvanın yenmesi haramdır(SAKINCALIDIR).” [Müslim, Sayd 15; Muvatta, Sayd 14]
3938-“..vahşilerden kesici dişi olan her bir hayvanın, ve pençesi olan her bir kuşun yenmesini yasakladı.” [Ebû Dâvud, Et’ime 33; Buhârî, Sayd 29; Müslim, Sayd 12]
Binek hayvanların kesilmesi kamu menfaatine aykırıdır: 3915-“Biz, Resûlullah zamanında bir at kestik. O zaman Medine’de idik. Hepimiz onu yedik.” [Buhârî, Sayd 24, 27; Müslim, Sayd 36, (1942); Nesâî, Dahâyâ 33] /3887
3916-İbnu Ömer anlatıyor: “Haber(in fethi) zamanında at ve vahşi eşek eti yedik. Resûlullah ehli eşek (etin)i yasakladı ve ata müsaade etti.” [Ebû Dâvud, Et’ime 26; Nesâî, Sayd 32; Tirmizî, Et’ime 5, (1794).] AÇIKLAMA:1- Bu iki rivayetin her ikisi de at etinin yenmesini mübah ilan etmektedir. Ancak başka rivayetler muvacehesinde tezekkür edince ülemâ ihtilaf etmiştir. Bahsi, Nevevî şöyle özetler: “Âlimler, at etinin mübah olması hususunda ihtilaf etmiştir:* Şâfiî ve Cumhurun mezhebine göre bu mübahtır ve hiçbir kerâhet yoktur. Ahmed İbnu Hanbel, İshâk, Ebû Yusuf, İmam Muhammed, muhaddislerden bazı cumhurlar da bu görüştedir.* İbnu Abbâs, İmam Mâlik, Ebû Hanîfe gibi bazı âlimler ise, “Sizin için atları, katırları ve merkebleri binek ve süs hayvanları olarak yarattık…” (Nahl 8) meâlindeki ayet-i kerimeyi esas alarak atın yenmesini mekruh addetmişlerdir. Onlara göre bu âyette yemekten bahsedilmiyor, halbuki daha önceki âyette hayvanların yenilmesinden bahsedilmektedir. … At etini mekruh addedenlerin bir diğer delilleri, atın cihad vasıtası olmasıdır.
Haşerat, gerektiğinde yenilebilir: 3920-“Resûlullah’la arkadaşlık yaptım, yeryüzündeki haşerelerden herhangi birini haram ettiğini hiç işitmedim.” [Ebû Dâvud, Et’ime 30, (3798).]
3913-“Resûlullah’a çekirgeden sorulmuştu.””Onlar, Allah’ın en kalabalık ordularıdır. Onu ne yerim ne de haram kılarım” buyurdular.” [Ebû Dâvud, Et’ime 35; İbnu Mâce, Sayd 9]
3912-İbnu Ebi Evfa anlatıyor: “Resûlullah ile beraber [altı veya yedi sefer] gazveye çıkmıştık. Gazve esnasında Resûlullahla birlikte çekirge yedik.” [Buhârî, Sayd 13; Müslim, Sayd 52, (1952); Tirmizî, Et’ime 22; Ebû Dâvud, Et’ime 35]
Gerektiğinde vahşi hayvanların etleri, otçul ve etçilliklerine öncelik verilerek yenilebilir: 3907-“Hz. Câbir’e: “Sırtlan av mıdır?” diye sordum.. “Evet!” dedi. Ben tekrar: “Etini yiyeyim mi?”dedim. “Evet!” dedi.”Bu cevap Resûlullah’dan mıdır?” dedim. “Evet!” dedi.” Sünenler
3908-“Resûlullah’a sırtlandan sordum. Bana:”O, av (hayvanı)’dır, ihramlı avlayacak olursa koç da aynı hükme dâhil edilir.” [Tirmizî, Et’ime 4; Ebû Dâvud, Et’ime 32]
3909-“Resûlullah’a sırtlan hakkında (eti helal mi?]” diye sordum.”Sırtlanı yiyen biri de var mı?” dedi. Bunun üzerine kurdun etinin yenmesini sordum.”Kendisinde hayır olup da kurdu yiyen biri var mı?” diye cevap verdi.” [Tirmizî, Et’ime 4, (1739).]
Sürüngenlerin tiksinti hissetmemize yol açması, onların haram olmasını gerektirmez: 3903-“Resûlulah’a takdim ettiğiniz şeyden haber verin, ne olduğunu söyleyin! dedi. Bunun üzerine:”O kelerdir!” dediler. Bunun üzerine Resûlullah (uzatmış olduğu) elini derhal geri çekti. Hâlid :”Bu haram mıdır, ey Allah’ın Resûlü?” dedi. Resûlullah:”Hayır, ancak o benim kavmimin diyarında bulunmuyor. Bu sebeple (Onu yemeye alışkın değilim), içimde tiksinme hissediyorum!” buyurdular. Hâlid der ki: “Ben keleri (önüme) çekip yedim. Resûlullah bakıyor fakat beni yasaklamıyordu.” [Buharî, Et’ime 10; Müslim, Sayd 43]
Pislik yiyen bir hayvanın etinin sakıncalı bulunması, bütünüyle kamu sağlığıyla ilgilidir ya da bazen kişiseldir: 3917-“Resûlullah pislik yiyen (cellâle) deveye binmekten ve sütünü içmekten men etti.” [Ebû Dâvud, Et’ime 25; Tirmizî]
3918-“Resûlullah öldürülmek için hedef ittihaz edilmiş (ve mücesseme denilen) hayvanın yenilmesini, pislik yiyen (ve cellâle denen) hayvanın yenilmesini, sütünün içilmesini ve su tuluğunun ağzından su içilmesini yasakladı.” [Ebû Dâvud, Et’ime 25; Tirmizî, Et’ime 24]
3919-“Ebû Musa’a bir tavuk getirilmişti. Cemaatten birisi ayrıldı. (Ebû Musa): “Neyin var?” diye sordu. Adam:” Ben onu pis bir şeyler yerken gördüm ve tiksindim ve yememeye yemin ettim” cevabını verdi. Bunun üzerine Ebû Musa:”Yanaş ve ye! Zira ben, Resûlullah’ı (cellâle’yi) yerken gördüm” dedi ve adama, yemini için kefarette bulunmasını emretti.” [Buhârî, Zebâih 26; Müslim Eymân 9]
Haram olmayan bir yiyeceği dinsel açıdan kişisel sorun yapmak, ruhbanca bir yaşamı seçmektir: 3936-“Resûlullah’a bir adamın şöyle sorduğunu işittim: “Bazı yiyecekler var, onları yemekte zorluk çekiyor, (günah mıdır diye korkuyorum)?”Resûlullah da cevaben: “İçinde hiç bir şey sıkıntı olmasın, aksi halde hristiyanlara benzersin.” [Ebu Dâvud, Et’ime 24, (3784); Tirmizî, Siyer 16.]
Zorunlu durumlarda LEŞ et yemek; zarûret, ölümcül açlık değildir: 3921-“Bir adam beraberinde ailesi ve çocukları olduğu halde Harra’ya indi. Bir adam: “Bir devem kayboldu, onu bulacak olursan yakalayıver” dedi. Adam onu buldu ama sahibini bulamadı. Deve hastalandı. Adamın karısı: “Onu kes (de mundar ölmesin) dedi. Ama erkek kabul etmedi. Deve öldü. Kadın bu sefer: “Derisini soy da etini, yağını kadid yapalım (güneşte kurutalım) ve yiyelim” dedi. Adam: “Hele, Resûlullah’a bir soralım (da söylediklerini sonra yapalım!)”dedi. Ona gelip sordu.:” Seni ondan müstağnî kılacak bir zenginliğin var mı?”diye sordu. Adam: “Hayır! yok” dedi. Resûlullah da:”Öyleyse onu yiyin” buyurdu. Ravi der ki: “Sonra devenin sâhibi geldi. Durum kendisine anlatıldı.”Deveyi kesmedin mi?” dedi. Adam: “Senden utandım!” cevabında bulundu.” [Ebû Dâvud, Et’ime 37, (3816).] AÇIKLAMA: Resûlullah, bu maddi sıkıntı içinde olan aileye kendiliğinden (tezkiyesiz = kesilmemiş) ölen hayvanı yemelerine izin vermiştir. Bazı âlimler: “Muzdar kalan kimsenin meyteyi yiyebileceğine bu hadiste delil var” demiştir.
3922-“Ey Allah’ın Resûlü dedim, meyteden(kendiliğinden ölmüş) bize helal olan (miktar) nedir?””Yiyeceğiniz ne (miktarda)dır” diye sordu. Biz: “Akşam ve sabah yiyoruz” diye cevap verdik.”Ebû Nuaym Mevlâ Ukbe der ki: “Ukbe bana bu ifadeyi açıkladı: “Bir bardak sabahleyin, bir bardak da akşam vakti demektir.” Dedi ki: “Durum bu, babamın hayatına yemin olsun bu yetmez!” Bunun üzerine mezkur durumda meyteyi yemelerine ruhsat tanıdı.”[Ebû Dâvud, Et’ime 37, (3817).]
Çok et zararlı: 3924-Hz. Ömer anlatıyor: “Etten sakının. Çünkü onun hamr (içki) gibi tiryâkiliği var. Ayrıca Allah, eti çok yiyen aile halkına buğzeder.” [Muvatta, Sıfatu’n-Nebiyy 36, (2, 935).]
Peygamber ne yedi, ne de yenilmesini yasakladı: 3905-“Bir adam bir tavşan avladı ve Abdullah İbnu Ömer’e gelip: “Ne dersiniz (bunun eti yenir mi?)” diye sordu. Abdullah: “Tavşan Resûlullah’a da (böyle avlanıp) getirilmişti. Ben de o sırada yanında oturuyordum. Ondan ne yedi ne de onun yenmesini yasakladı, tavşanın hayız gördüğüne inanıyordu” dedi.” [Ebû Dâvud, Et’ime 27, (3792).] AÇIKLAMA: Nevevî: “Tavşan eti, İmam Mâlik, Ebû Hanîfe, Şâfiî, Ahmed İbnu Hanbel ve diğer pekçok ulemâ nezdinde helâldir” der.
Deniz avı helal: 1249-Ebu Hüreyre anlatıyor: “Biz, hacc veya umre için Hz. Peygamber’le birlikte yola çıkmıştık. Yol esnasında bir çekirge sürüsüne rastladık. Kamçı ve yaylarımızla vurmaya başladık. Resûlullah: “Bunu yeyin, zîra o deniz avından (sayılır)” dedi.” Ebu Dâvud, Menâsik 42; Tirmizî, Hacc 27.
3479-“Denizin dışarı attığı veya yarısından çekildiği balığı yiyin. Denizin içinde ölmüş ve suyun üstüne çıkmış (tâfi) balığı yemeyin.” [Ebû Dâvud, Et’ime 36, (3815).]
3493-“Bir adam Resûlullah’a gelip:”Ey Allah’ın Resûlü! Biz gemiye binip, beraberimizde az bir su alabiliyoruz. Abdestlerimizi bu su ile alsak susuz kalacağız. Deniz suyu ile abdest alabilirmiyiz?” diye sordu. Resûlullah :”Evet, denizin suyu temizdir, meytesi de helâldir” cevabını verdi.” [Muvatta, Tahâret 12; Ebû Dâvud, Tahâret 41; Tirmizî, Tahâret 52.