-
29th Temmuz 2008

Parazitin konak istismarı ne kadar sürer?

posted in ÖYKÜLER |

BİR PARAZİT KONAKTAN NE KADAR FAYDALANIR?

Asfaltlanmamış bir yol düşünün; çukurlar, engebelerle dolu. Bir taraftan kaçsan öbür taraftan başka bir çukura düşersin, bu çukura birinci düşğünde bacağını incitirsin, sonra kolunu kırarsın ve belki bir gün öğle bir çukura düşersin ki bir daha iyileşemez ve felç olursun. Kısacası o çukurlarda seni neyin beklediği bilinmemektedir. Bu hayat senin olduğuna göre, bu çukurları kendin doldurmalısın. Başkalarının doldurduğu çukurlar seni ya bir gün ya da iki gün idare eder. Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceği gibi senin çukurlarını başkaları kapatırsa, sen yeni bir çukura daha düşmeye hazırlanıyorsun demektir.

Aslında kişi doğruyu bulduğuna, gerçekten bulduğunun doğru olduğuna inansa, hayatını o doğruya göre düzenler. Örneğin, ben üşütüyorum ve grip oluyorum. Doktora gidiyorum, bana antibiyotik ve vitamin veriyor. Ben acaba bu antibiyotik ve vitaminleri alsam mı, almasam mı diye düşünmem. Çünkü doktor bu işi biliyordur. Ben bu konuda onun doğrusuna uyarım. Fakat doktor yerine bir üfürükçüye gitsem, onun verdiği ilaçları alırken tedirgin olurum. Çünkü bana iyileşeceğime dair bir güven veremez. Aslında doktor da kesin bir güven veremez fakat dediklerine uyarsam iyileşeceğimi umabilirim. Doğruyu görüp de uygulamayanlar, buldukları şeyin gerçekten doğru olup olmadığı konusunda kuşku içindedirler. İnsanı batıran en büyük unsurlardan biri de zannetmektir.( Zan içinde olan kişiler iki arada bir derede kalırlar. Ne kesin bir doğru gelince kabul eder, ne de bir yanlışı görünce ona bu yanlıştır diye bilirler, çünkü kesin bilgileri yoktur. Bu yüzden çukurlarını kapatamaz ve kendi çukurlarını başkalarının kapatmasını beklerler.)

Hayat çukurlar topluluğudur. Bunlara tav olmak ya da onları tamamen kapatmak senin elindedir. Değerler konusunda dünyada onlarca değil tek bir doğru vardır. Bu doğruyu bulanlar ve uygulayanlar çukurlarını kendileri kapatıyor demektir. Bu doğruyu bulup ta uygulamayanlar ya da başkalarının dürtmesiyle yürüyenler taşıma suyla dönen değirmene benzerler.

Biyolojide beslenme gruplarına göre canlılar ikiye ayrılırlar, ototrof(kendi besinini kendisi yapar) ve heterotrof( besinini dışarıdan temin eder) olmak üzere iki tane canlı ele alalım. Birinci canlı ototrof yaşıyor, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmiş, başka faktörlere ihtiyacı var, fakat kendi kendine bakabilmeyi biliyor. Öbür tarafta heterotrof bir canlı sürekli başkalarına bağımlı olarak yaşıyor. Besinini dışardan aldığı için dışarıyla ilgisi kesildiğinde ölüyor.

Bu iki canlıyı insan olarak ele alalım. Besin kaynakları da bilgi olsun. Ototrof biçimde bilgi edinen kendi ayakları üzerinde durmayı bilecektir. Peki ya heterotrof olan? Onun bilgi kaynağı tükendiğinde kendisi de tükenecektir. Heterotrof canlılar kendi aralarında holozeik ve simbioz olarak ikiye ayrılırlar, Holozeiklerin sindirim sistemleri çok güçlü olduğundan besinleri katı parçalar halinde alıp sindirirler. Simbiozlar ise ortakyaşarlar. Benim ele alacağım tür simbioz türü. Bu türde kendi arasında üç bölüme ayrılıyor:

1)-Mutualizm- Ortakların karşılıklı yarar sağlaması

2)-Commensalizm- İki ortaktan birinin diğerine zarar vermeden ondan yaralanması.

3)-Parazitizm- Birlikte yaşayan ortaklardan biri yarar görürken diğerinin zarar görmesi durumudur.

Mutualizm konusunu şöyle ele alalım; Ben, dünyanın neresine giderseniz gidin her yerde tek olan doğruyu bulmuşum ve benimsemişim. Karşımdaki kişiler de aynen benim gibiyse işte bizlerin yaşam tarzı mutualizm türü yaşamdır. Bu tarz yaşam verimli, doyurucu ve esas mutluluğun bulunabileceği bir yaşam biçimidir. Çünkü bizim hayatımızı kesin doğrular oluşturur.

Commensalizm türü yaşamda iki kişi düşünelim, onların ikisi de orta derecede idare etme durumu gösteriyorlar. Biri öbüründen daha iyi durumda. Daha kötü durumda olan iyi olandan yararlanıyor, fakat ona zarar vermiyor. Ancak böyle bir yaşam tarzında yani idare edip gitmek duygusu içinde kişiler hiç bir zaman kesin doğruya ulaşamazlar. Bu üç yaşam tarzının içinde en çok azot kokusu çıkaran yani insanı rahatsız eden durum parazitizmdir.

Bir parazit kendine konak bulur ve onu öldürmeksizin, bitirip tüketme yoluna gider, yani ondan besin alır, yararlanır fakat aldığı besinleri değerlendirmesi istenince, hiçbir olumlu eğilim göstermez. Konak burada zarar görmüştür. Bu durum bakteri ya da virüslerde böyle gelişirken, insan hayatına uyarladığımızda konağın aslında parazitten daha az zarara uğradığını görürüz. Çünkü akıllı bir konak kendine hiç bir yarar sağlamayan üstelik zarar vermeye çalışan paraziti şu ya da bu şekilde kendinden uzaklaştırmayı bilmelidir. Bu yönde parazit iki türlü de zarara uğrayan taraf olacaktır. Şöyle açıklamak gerekirse, parazit konaktan besin (bilgi) elde ediyordu; konağın paraziti kendinden uzaklaştırması sonucu parazit besin (bilgi) kaynağını yitirmiş oldu. İkinci durum ise konağın parazite verdiği besinler(bilgiler) onun hayatını tümüyle etkiliyorsa bu besinlerin kesilmesiyle parazitin hayatı tümüyle alt üst olacaktır. Kısacası parazitin karşısında aklını kullanan bir konak bulunuyorsa parazitin ondan çok fazla yaralanma imkânı yoktur. (1998)

This entry was posted on Salı, Temmuz 29th, 2008 at 08:28 and is filed under ÖYKÜLER. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

There are currently 2 responses to “Parazitin konak istismarı ne kadar sürer?”

Why not let us know what you think by adding your own comment! Your opinion is as valid as anyone elses, so come on... let us know what you think.

  1. 1 On Temmuz 6th, 2009, gul_nihal said:

    Konu çok güzel.Belki de aklımdan geçenler.Hayat mesajdır,almak isteyene her yönden mesajlar gelir.Tam da sitelerdeki hani tıkladığımızda ahlaksız site reklamlarının da yer aldığı site adreslerinin olduğu bannerlere aklımdaydı.Bu bannerlerden burada da gördüm ne yazık ki:(
    (zirve100, sayfa.com, webservis bannerleri)
    İslami ahlakı yaymaya çalışan bir site olarak bu bannerlerin burada olması biz site izleyicilerini üzüyor sayın admin.Görünce yazmadan es geçmek istemedim bu konuyu.Hele de okuduğum ”…Çünkü akıllı bir konak kendine hiç bir yarar sağlamayan üstelik zarar vermeye çalışan paraziti şu ya da bu şekilde kendinden uzaklaştırmayı bilmelidir. Bu yönde parazit iki türlü de zarara uğrayan taraf olacaktır. Şöyle açıklamak gerekirse, parazit konaktan besin (bilgi) elde ediyordu; konağın paraziti kendinden uzaklaştırması sonucu parazit besin (bilgi) kaynağını yitirmiş oldu. İkinci durum ise konağın parazite verdiği besinler(bilgiler) onun hayatını tümüyle etkiliyorsa bu besinlerin kesilmesiyle parazitin hayatı tümüyle alt üst olacaktır. Kısacası parazitin karşısında aklını kullanan bir konak bulunuyorsa parazitin ondan çok fazla yaralanma imkânı yoktur.”yazısından sonra.Burada sitemiz konak,bannerler de parazit durumunda.Şunu da düşündüm aslında;bannerler bizim reklamımızı yayınlamakla bize fayda sağlıyorlar(burada bu faydanın da ahlakımıza uygun sitelere üye olarak olması gerektiği kınusunda hemfikirizdir diye düşünüyorum) ancak görünen faydanın bir de görünmeyen zararları var ki:bu sitede bir izleyicinin hem de genç içi deli dolu bir izleyicinin o bannerleri tıklayarak ulaşacağı GÜNAH SİTELERİ..Bizler burada dinimizi,inancımızı öğretirken bir kişinin bile oralara kaymasına sebep olmaktan çekinmeliyiz.Ve o siteleri desteklemeyi bırakmalıyız.Üstelik ayrılırken”biz sizi desteklemiyoruz ta ki o ahlaksız link adrslerinin reklamlarından vazgeçene kadar.”demeliyiz.hatta başka siteler var,onları desteklemeliyiz.adreslerimiz oralarda olsun yani bizim sitemiz gibi temiz,ahlaklı olan sitelerde adresimiz yer alsın.
    son olarak Allah’ın rızasını kazanacağımız işlerde birlikte olmamızı nasip etsin Yaradan.
    Önem verdiğimiz O’nun rızasına uygun işler yapmak olduktan sonra orta yolda buluşmamız gerçekleşir.Ve şu aşağıdaki alıntı yaptığım cümle o kadar güzel ki…Bu cümle ile sizi Allah’a emanet ediyorum kardeşim.
    saygılarımla,
    gül_nihal
    ”akıllı bir konak kendine hiç bir yarar sağlamayan üstelik zarar vermeye çalışan paraziti şu ya da bu şekilde kendinden uzaklaştırmayı bilmelidir.”’

  2. 2 On Temmuz 9th, 2009, admin said:

    Merhabalar,
    Yorumlarla konuya katkıda bulundunuz. Teşekkür ederiz. Bannerslarla ilgili görüşlerinize genel olarak katılmakla birlikte bütün bannerların aynı amaca hizmet etmeyebileceği olasılığını da göz ardı etmemek gerekir. Yazıların daha fazla insana ulaşması için bu yola gidilmektedir. Yoksa herhangi bir kurumla doğrudan veya dolaylı bir ilişki söz konusu değildir.
    Saygılar…

Yorum Yaz