-
21st Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

 

 

Akıllı Tasarım_Creationism-Michael Behe on Intelligent Design (CNN)

Bilim insanı Michael Behe’nin CNN International’de Yaratılış (Akıllı Tasarım) teorisi

Another video: http://www.metacafe.com/watch/4018241/dna_is_a_intelligently_designed_code_perry_marshall/

Michael J. Behe (1952) ABD’li biyokimyacı.

Lehigh Üniversitesi’nde biyokimya profesörü olarak çalışan Michael Behe 1996 yılında yayımladığı Darwin’in Kara Kutusu: Evrime Biyokimyasal Başkaldırı adlı kitabıyla evrim teorisine karşı geliştirilen Akıllı tasarım hareketini başlattı. Yazdığı Darwin’in Kara Kutusu kitabı National Review dergisi tarafından hazırlanan 20. yüzyılın en etkili 100 kitabı listesinde yer aldı.

Michael J. Behe is Professor of Biological Sciences at Lehigh University in Pennsylvania. He received his Ph.D. in Biochemistry from the University of Pennsylvania in 1978. Behe’s current research involves delineation of design and natural selection in protein structures.

In addition to publishing over 35 articles in refereed biochemical journals, he has also written editorial features in Boston Review, American Spectator, and The New York Times. His book, Darwin’s Black Box discusses the implications for neo-Darwinism of what he calls “irreducibly complex” biochemical systems. The book was internationally reviewed in over one hundred publications and recently named by National Review and World magazine as one of the 100 most important books of the 20th century.

Behe has presented and debated his work at major universities throughout North America and England.

http://www.discovery.org/p/31

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

21st Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

 

Bilim İnsanının Ölümüne Yakın Ahlaki Mesajları

Profesör Randy Pausch-1960-2008.

Kitabı, “The Last Lecture=Son Konuşma

1)İsyan etmemi bekliyorduysanız sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
2)Sizi mutlu-mutsuz edecek şeyler sizin yaptıklarınızın sonucudur.
3)Hayallere ulaşamasanız da hayaller uğruna çalışmak size çok şey kazandırır.
4)Tecrübe, istediğinizi elde edemediğinizde kazandığınız şeylerdir.
5)Bir işi kötü yaptığında kimse seni uyarmıyorsa, senden “umudu kesmişler” demektir.
6)Biri sizi zorluyorsa sizin daha iyi olmanızı istiyor demektir.
7)Yolumuzdaki engellerin bir amaca hizmet ettiğini, bizi yoldan ayırmak için değil devam etmeyi ne kadar istediğimizi görmemiz için olduğunu anladım.
8)Alçakgönüllülük önemli bir değerdir.
9)Anneler çocuklarıyla övünmek yerine eğitmek amacını taşımalıdırlar.
10)Unutmayın ki, insanlar sahip olduğumuz pek çok lüks eşyalardan daha değerlidir.
11)Yaşamın son günlerinde bile enerjik, iyimser, meraklı, coşkulu, eğlenmeyi bilen olun.
12)Hayalleriniz gerçekleştirebilmek için başkalarıyla iyi geçinin ve bir bütünlük içinde yaşayın.
13)Uygulamada zorlanacağınız basit bir tavsiye: Yalnızca doğruyu söyleyin.
14) İşleri elinize yüzünüze bulaştırdıysanız özür dileyin.
15)İnsanların çok fazla kötü özrü (bahanesi) var. İyi bir özür üç kısımdan oluşur: A)Üzgünüm, özür dilerim; b)Bu benim hatamdı, hata yaptım; C)Hatamı düzeltmek için ne yapabilirim?; Hatamı nasıl düzeltebilirim? Samimiyet ancak bununla anlaşılır. Çoğu kişi üçüncüyü atlıyor, samimiyet ise bununla anlaşılıyor.
16)Başkalarının hatasında bilmelisiniz ki kimse tam şeytan değil. Onların iyi yanlarını görebilir ve izin veriyorlarsa değişimlerini sabırla hızlandırabilirsiniz.
17)Size yapılan iyiliklerde minnet duymasını bilin ve bunu gösterin.
18)Sorunlar karşısında şikâyet etmek ve sızlanmak gerçekte sorunu çözmez.
19)Tüm zamanınızı ve enerjinizi şikâyet ederek geçirmek size ne kazandırır ki!
20)Hayatınızı doğru yönde sürdürürseniz, ilahi adalet gerisini halleder ve hayalleriniz sizi bulur.
21)Hayallerinizi gerçekleştirmek için çalışın zaten güzel şeyler yaşayacaksınız.

 

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

21st Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

 

Hz Peygamberin Teri, Tükrüğü ve Saçları Kutsal mıdır?

Allah’ın dini, Hz. Peygamber’in terini ve tükürüğünü kutsamak değildir. Hz. Muhammed’in arkadaşları, Peygamber’in giysisinden bir parça almak için elbisesini parçaladıkları, Hz. Peygamber saçını insanlara dağıttığı, Peygamber’in abdest suyunu yere düşmesin diye avuçlayıp içtikleri sözü koca bir yalandır.

Tüm bunlar Peygamber’e büyük bir saygısızlıktır.

Peygamberler, dünyanın en önemli insanlarıdır. Onların hatıratları da değerlidir. Ancak Peygamber’in terinin, tükürüğünün, saçlarının, kestiği tırnaklarının, giydiği elbiselerinin bereket getireceğini, onlara dokunanların cehennemden korunacağını ya da onlarda ilahi güç olduğunu iddia etmek, büyük bir iftiradır. Peygamberler, hayatlarını, putlaştırmanın her türüne karşı mücadeleye adamışlardır.

Peygamberler sıklıkla şunu söylemişlerdir: “De ki: ‘Ben de sizin gibi (sizin benzeriniz) bir beşerim (biyolojik özellikleri olan insan).” (18Kehf: 110; 41Fussilet: 6)

Peygamberlere ait bile olsa, yapay kutsallaştırmaları Hz. Peygamber’in de tasvip etmediğini dile getirenleri dindışı ilan etmek kimin haddine?

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

21st Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

 

 

ALLAH’TAN BAŞKA, NE PEYGAMBERLER NE DE DİĞER İNSANLAR KABİRDEN İNSANLARI DİRİLTİP ÇIKARAMAZLAR

Allah’ın dini peygamberleri üstünlük yarışına sokma gibi amaç peşinde değildir. Böyle bir densizliği, başka din mensupları yapabilirler. Kabirden bir insanı diriltmek ancak Allah’ın yapabileceği bir iştir. Bu ise, Kıyamet günü gerçekleşecektir. Ne yazık ki tarikat menkıbelerinde ve gündemlerinde böyle söylemler önemli bir yer tutmuştur. Keramet adı altında pir, şeyh, gavs, abdal, derviş, fakir diye adlandırdıkları kişilere yalnızca Allah’a ait özellikler yakıştırılmıştır. Videoda görüldüğü gibi, Hz. Muhammed’in yapmadığı, yapamacağı bir eylemi Abdulkadir Geylani diye bilinen tarikat önderinde ölüyü dirilterek ona, gaybı bilme (kolunun yakasında Cennet ce Cehennem’i gösterebilme) ve ölüyü kabirden çıkarabilme gücünün olduğu vehmedilmiştir; peygamberlerin bile sahip olmadığı bir güç ve yetkiye sahip olduğu ortaya konmuştur.

posted in VIDEOLAR | 2 Comments

21st Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

<

 

 

BAYRAM ALİ ÖZTÜRK:
 

 

 

“Muhammed Mustafa ona ben güneş diyemem güneş batar,
Muhammed Mustafa (S.A.V.) su diyemem su durdu mu kokar ,
Muhammed Mustafa ekmek diyemem ekmek durdu mu bayatlar ,

Muhammed Mustafa çok leziz bir yemek diyemem çünkü yemek durdu mu ekşir.
Muhammed Mustafa nın müşebbihi (benzeri benzetilebileceği) yoktur.
Muhammed Mustafa Muhammed Mustafa’nın benzetilebileceği hiçbir bir varlık yoktur.
İmam Rabbaninin (K.S.) buyurduğu gibi MUHAMMED MUSTAFA EŞİTTİR ALLAH bir eti ve kemiği var farklı olarak o kadar…”
BAYRAM ALİ ÖZTÜRK KİMDİR?
 

 

Bayram Ali Öztürk, 1952’de Trabzon’nun Of İlçesi’nde doğdu. Çocukluğu Adapazarı’nda geçen Bayram Hoca, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Farsça, Arapça, Osmanlıca, İngilizce ve Fransızca bilen Bayram Hoca, hukuk eğitimi de aldı. İmam Rabbani’nin mektuplarından oluşan ‘Mektubat-ı Rabbani’ kitabını ezbere bilen ve her pazar sabahı İsmailağa Camii’nde sohbet veren Bayram Ali Öztürk’ün bir oğlu, iki de kızı bulunuyor.
Bayram Ali Öztürk, Cübbeli Ahmet hocayla birlikte Nakşibendi tarikatına, Fatih’teki Mahmud Efendinin dergahına mensuptu. Mahmud Efendi ona çok değer verirdi.
Sultan Selim Camii’nde Pazar sabahları namazdan sonra yıllarca ders olarak İmam-ı Rabbani’nin “Mektubat”ını okuttu ve yorumladı. Bir ara haftanın her günü sabah namazlarından sonra İsmailağa Camii’nde de “Mektubat” dersleri vermişti.

Bayram Hoca, İmam-ı Rabbani Hazretleri’nden bahsederken kendisini, Onun adını ağzına almaya layık görmez, ismini telaffuz etme yerine “Sultan” kelimesini kullanırdı. Mektubat derslerinde zamanla o derece uzmanlaştı ki bir çok hocanın okumaya dahi cesaret edemediği mektupları kürsüde şerhetti. Bu yönü “Mektubatçı Bayram Hoca” diye tanımasına yol açtı.

Bayram Hoca iyi bir vaiz olmasının yanı sıra tahkik ehli bir ilim adamıydı. Seçiciydi; her bulduğu kitabı okutmaz, her gördüğü meseleyi anlatmazdı. Bu yüzden muhatapları sözlerini senet gibi güvenilir kabul ederdi. Söylenmesi gereken hakikatleri anlatmaktan da çekinmezdi. Bu yüzden son yılları hayli sıkıntılı geçmişti. Takdir belgeleriyle onurlandırılması gerekirken cami cami sürüldü.

Bir gün Fatih’te ikibinden fazla kişinin hazır bulunduğu bir camide teravih öncesinde vaaz ediyordu. O geceki konuşmasında Osmanlı Devleti’nden bahsediyor, Çanakkale başta olmak üzere diğer cephelerde tahakkuk eden Allah Resulünün manevi yardımlarını anlatıyordu. Konuşurken ifadeler boğazında düğümleniyor, belli bir süre sonra kendini toparlayıp gür sesiyle “Cemaat! Bu topraklara sahip çıkın!” ifadesini tekrar ediyordu. (ÇOK ACIDIR Kİ MEKKE MÜŞRİKLERİ BİLE KİMSEYİ ALLAH‘A EŞİT GÖRMÜYORLARDI.)

 

 

 

posted in VIDEOLAR | 2 Comments