-
24th Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır’ın, 16/05/2009 tarihinde Kur’an’ın anlaşılması konusunda Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde verdiği konferansta, Kur’an’ın anlaşılmasında muhkem ayetlerle müteşabihlerin rolünü ve bu bağlamda Kur’an’da namazın kılınışının anlatıldığını dile getirdi.

Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır, 1951’de Erzurum/Tortum’da doğdu. 1976’da Atatürk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesini bitirdi. Temmuz 1976’dan 1997’ye kadar İstanbul Müftülüğünde Müftü yardımcısı ve Uzman olarak çalıştı. Bu süre içinde Fetva Kurulu Başkanlığını ve Şer’iye Sicilleri Arşivi yöneticiliğini yaptı. 1987’de İslam İktisadıyla ilgili çalışmalarıyla da Kelam ve İslam Hukuku dalında Doçent oldu. 1993’te Süleymaniye Vakfı’nı kurdu. 2003 yılında ise İslam Hukuku Profesörü oldu. Arapça, Fransızca ve İngilizce bilmektedir. Eserleri: Kur’an Işığında Aracılık ve Şirk, Kur’an Işığında Tarikatçılığa Bakış, Din ve Devlet İlişkileri Teokrasi ve Laiklik, Duada Evliyayı Aracı Koyma ve Şirk, Kur’an Işığında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar gibi çok sayıda kitabı vardır.

posted in VIDEOLAR | 3 Comments

24th Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır’ın, 16/05/2009 tarihinde Kur’an’ın anlaşılması konusunda Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde verdiği konferansta, Kur’an’ın anlaşılmasında muhkem ayetlerle müteşabihlerin rolünü ve bu bağlamda Kur’an’da namazın kılınışının anlatıldığını dile getirdi.

Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır, 1951’de Erzurum/Tortum’da doğdu. 1976’da Atatürk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesini bitirdi. Temmuz 1976’dan 1997’ye kadar İstanbul Müftülüğünde Müftü yardımcısı ve Uzman olarak çalıştı. Bu süre içinde Fetva Kurulu Başkanlığını ve Şer’iye Sicilleri Arşivi yöneticiliğini yaptı. 1987’de İslam İktisadıyla ilgili çalışmalarıyla da Kelam ve İslam Hukuku dalında Doçent oldu. 1993’te Süleymaniye Vakfı’nı kurdu. 2003 yılında ise İslam Hukuku Profesörü oldu. Arapça, Fransızca ve İngilizce bilmektedir. Eserleri: Kur’an Işığında Aracılık ve Şirk, Kur’an Işığında Tarikatçılığa Bakış, Din ve Devlet İlişkileri Teokrasi ve Laiklik, Duada Evliyayı Aracı Koyma ve Şirk, Kur’an Işığında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar gibi çok sayıda kitabı vardır.

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

24th Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

AVUSTRALYALI RUBİN’İN (EBUBEKİR’İN) MÜSLÜMAN OLMA ÖYKÜSÜ

Avustralyalı Rubin, üniversite yaşamının ilk yıllarında anne babasının ayrılması, arkadaşının hayatını kaybetmesi ve köpeğinin ölmesi üzerine hayatın amacını sorgulama ve dini arayış içine girdi. İlk olarak Hıristiyanlığı araştırdı. Hıristiyan arkadaşlarıyla birlikte Kilise kamplarına gitti. Orada, herkes düşünmeden, anlamını bilmeden şarkı söylüyor, sık sık Allah’ın kendilerini sevdiğini söylüyordu. Mademki Allah bizi seviyordu, köpeğinin neden öldüğünü düşünmeye başladı.

Hıristiyanlığın değişik mezheplerini araştırdı. Hıristiyanların sorularına İncil’den değil kendi görüşlerini esas alarak cevap verdiklerine tanık oldu. Bir kilisenin rahibi farklı, diğer kilisenin rahibi farklı bir şeyler söylüyordu. İncil’i, isteyenin istediği yorumu çıkarabildiği bir kitap olarak düşünmeye başladı. Bu ise kafasını iyice karıştırdı. Hem öğrencilik yapıp hem de benzin istasyonunda çalışırken bir Hindistanlı ile tanıştı. Ondan Hinduizm hakkında bilgi edindi. Ona sık sık sorular sorardı. Sonra Hıristiyan Mormonlarla tanıştı. Onlar alkol içmiyorlar, kafein kullanmıyorlardı. Ama kanıtsız bir yaşam onu tatmin etmiyordu. Bir de Museviliği incelemeye başladı. Nitekim Ebubekir adından önceki adı Rubin idi. Hatta bu isimden dolayı kendisini Yahudi sanmışlardı. Orada da aradığını bulamamıştı. Sonra Budizm hakkında bilgi topladı. Onların barışçıl ve aktif insan olmaları hoşuna gitmişti. Biraz ilgi duydu, ancak ortada bir ilah olmadığını gördü, dünyadan uzak bir yaşam onu soğuttu.

Bir Hıristiyan arkadaşıyla bu araştırmalarını konuşurken, onun İslam’ı neden incelemediği sorusu tuhafına gitti. Çünkü İslam, kendi kafasında terörizmle özdeşleşmişti. İslam’ı araştırmak için bir camiye gitti. Orada namaz kılan insanların ne yaptığını anlayamadı. Sakallı insanlar vardı. Ayakkabılarıyla camiye dalmıştı. Öldürüleceği korkusuna kapıldı. Camide onunla konuşan kişi, onu iyi biçimde karşıladı. Bu kişi ona doğal davranmıştı.

Ailesi kendisini ateist olarak yetiştirmiş, ailesi ise Hıristiyan olarak büyütülmüşlerdi. Her pazar istemediği halde zorla Kilise’ye götürürlerdi. Ahiret ve bir ilah inancının olmayışı her şeyi değersiz kılıyor, öldükten sonra mikroorganizmaların yiyeceği olmak canını sıkıyordu. Karşılaştığı Müslümanlar ona kibar ve misafirperver olarak davranmışlardı. Şimdiye kadar diğer dinlerle ilgili araştırmalarında sorduğu tüm soruları tanıştığı yeni insanlara sormaya başladı. Her soruyu Kur’an’ı açarak oradan cevaplıyorlardı. İnsanların keyfi yanıtlayacağı ve davranacağı bir bakış açısı yerine, Kur’an’a inandığını söyleyen herkesi bağlayıcı ortak bir kanıt vardı. Giyim, evlilik ve daha pek çok konuda sorular sordu. Birkaç haftada oradaki herkesten aldığı cevap Kur’an’daki kanıtlar üzerinden ortak yanıtlardı. En sonunda, Kur’an’ı evine götürüp kendi başına onu incelemeye koyuldu.

Kur’an’ı incelerken kendini bir hikâye kitabı okur gibi hissetmedi. Adeta kendisine emir veriliyormuş, biri, yapması gerekenleri söylüyormuş gibi hissetmeye başladı. Olayı ruhanileştirmek istedi. Bir mum yaktı, pencereyi ve perdeleri açtı. O anda ruhani bir hava yakalamaya çalışıyordu. Avustralya, Melbourn’da güzel bir yaz akşamı idi. Artık bu kadar ruhani ve ilmi araştırmaya karşı bir şeylerin olması gerektiğini düşündü. Çok şey okumuştu; embriyonun oluşumu, vd. Ama yine de küçük de olsa bir kıvılcıma ihtiyacı olduğunu düşünmeye başladı. Sanki bir uçurumun kenarında idi. Ortam çok sessiz idi. Kur’an’ı incelemeyi bıraktı. Allah’a seslendi; O’na Müslüman olmak istediğini söyledi. Yalnız bir isteği vardı. Bir işaret görmek istiyordu. Küçük bir işaret; yıldırım düşebilirdi yahut evin yarısı çökebilirdi. Küçük bir işaret… Dünya’yı yaratmıştı. İstediği küçük şey idi. Aniden mumun bir şeyleri yakmasını… Şimdi… Orda… Hemen… Ama ufak bir işaret bile göremedi. Hiçbir şey göremedi. Ama hiçbir şey… Çok büyük hayal kırıklığına uğramıştı. Allah’a fırsat verdiğini ancak bir kez daha fırsat vereceğini, Dünya’da çok olayların olduğunu, O’nun çok işinin olabileceğini, o yüzden kendisiyle ilgilenemediğini (!), ancak araba egzozundan çıkan bir gürültü veya bir kuşun evin içine düşmesi gibi basit bir işaretin bile yeterli olabileceğini hayal etti. Ama yine ufak bir işaret bile göremedi. Hiçbir şey göremedi. Ama hiçbir şey… Duvarda bir çatlak olabilirdi. Ne var ki yeni olmuş olabilir diyeceği hiçbir şey olmamıştı. İslam’a girmesi için son fırsat olduğunu ve onu da bulamadığını düşünmeye başlamıştı.

Kur’an’ı tekrar eline aldı. En son okurken kaldığı sayfayı açtı. Bir sonraki sayfada, “İçinizde işaret arayanlar için size zaten yeteri kadar göstermedik mi? Çevrenize bakın, yıldızlara bakın, güneşe bakın, suya bakın. Bunlar bilen insanlar için işaretlerdir” anlamını ifade eden ayetleri okudu. Korkmuştu. Kafasını battaniye ile örttü. Bütün işaretler kendi etrafında iken bunu göremediği ve kibirli davrandığı düşündü. Bu Dünya’ya sahip olmamız, bu kadar canlıların varlığı bizim için birer işaret olduğunu ifade etti. Ertesi gün Müslüman olmaya karar verdi. Yaklaşık 6 ay İslam’ı araştırmıştı. Şahadet getirdiğine tanık olunması için camiye gitti. Ramazan’ın ilk günüydü. Camide şahadetin Arapçası söylenmesi istendi, Arapça söylemeyi başaramadı. Arapça söyleyemeyince orada yine korkuya kapıldı. Sonra İngilizce olarak ifade etti. Artık kendini tertemiz hissediyordu. Oradakiler onu kucaklamışlardı. İlk defa böyle yoğun bir sevgiye tanık olmuştu. Çok sayıda dostu olmuştu. Ailesi önce tuhaf karşılamıştı. Onun terörist olacağından endişe etmişlerdi. Müslüman olmadan önce Mohawk tarzı saçları ve metalika tişörtü vardı. Ailesi ona daha fazla güvenmeye başlamıştı. Hatta babası ondan bir Kur’an istedi. Zaten babası da bu dini anlamak için ideal biri olduğunu düşünüyordu. Artık babası onu daha çok seviyor ve daha fazla güveniyordu.

İŞARET AYETLERİ

16Nahl, 9: Yolu doğrultmak Allah’a aittir, kimi (yollar) ise eğridir. Eğer o dileseydi, sizin tümünüzü elbette hidayete erdirirdi.

16Nahl, 10: Sizin için gökten su indiren O’dur; içecek ondan, ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız.

16Nahl, 11: Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için İŞARETLER vardır.

16Nahl, 12: Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin emrinize verdi; yıldızlar da O’nun emriyle emre hazır kılınmıştır. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilen bir topluluk için İŞARETLER vardır.

16Nahl, 13: Yerde sizin için üretip türettiği çeşitli renklerdekileri de (faydanıza verdi). Şüphesiz bunda, öğüt alıp düşünen bir topluluk için İŞARETLER vardır.

16Nahl, 14: Denizi de sizin emrinize veren O’dur, ondan taze et yemektesiniz ve giyiminizde ondan süs eşyaları çıkarmaktasınız. Gemilerin onda (suları) yara yara akıp gittiğini görüyorsun. (Bütün bunlar) O’nun fazlından aramanız ve şükretmeniz içindir.

16Nahl, 15: Sizi sarsıntıya uğratır diye yerde sarsılmaz dağlar bıraktı, ırmaklar ve yollar da (kıldı). Umulur ki doğru yolu bulursunuz.

16Nahl, 16: Ve (başka) İŞARETLER de (yarattı); onlar yıldız(lar)la da doğru yolu bulabilirler.

30Rum, 20: Sizi toprak bileşenlerinden yaratmış olması, O’nun İŞARETLERİNDENDİR; sonra siz, (yeryüzünün her yanına) yayılmakta olan bir beşer (türü) oldunuz.

30Rum, 21: Onda huzur bulasınız diye, size kendi aranızdan eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O’nun İŞARETLERİNDENDİR. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten İŞARETLER vardır.

30Rum, 22: Göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin ayrı olması, O’nun İŞARETLERİNDENDİR. Şüphesiz bunda, bilenler için gerçekten İŞARETLER vardır.

30Rum, 23: Geceleyin ve gündüzün uyumanız ile O’nun lutfündan (geçiminizi temin için rızkınızı) aramanız, O’nun İŞARETLERİNDENDİR. Şüphesiz işitebilen bir kavim için gerçekten İŞARETLER vardır.

30Rum, 24: Size bir korku ve umut (unsuru) olarak şimşeği göstermesi ile gökten su indirmek suretiyle ölümünden sonra yeri onunla diriltmesi de, O’nun İŞARETLERİNDENDİR. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilecek bir kavim için gerçekten İŞARETLER vardır.

30Rum, 25: Göğün ve yerin O’nun buyruğu doğrultusunda durması da, O’nun İŞARETLERİNDENDİR. Sonra sizi yerden (toprağın altından) bir (kere) çağırma ile çağırdığı zaman, hemencecik siz (bir de bakarsınız ki) çıkarılmışsınız.

45Casiye, 3: Şüphesiz, hakka inananlar için göklerde ve yerde nice İŞARETLER vardır.

45Casiye, 4: Sizin yaratılışınızda ve türetip yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için İŞARETLER vardır.

45Casiye, 5: Gece ile gündüzün ardarda gelişinde (veya aykırılığında), Allah’ın gökten rızık indirip ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde ve rüzgârları (belli bir düzen içinde) yönetmesinde aklını kullanan bir kavim için İŞARETLER vardır.

45Casiye, 6: İşte bunlar, Allah’ın İŞARETLERİDİR; sana bunları hak olmak üzere okuyoruz. Öyleyse onlar, Allah’tan ve O’nun a İŞARETLERİNDEN sonra hangi söze iman edecekler?

51Zariyat, 20: Yeryüzünde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar için İŞARETLER vardır.

51Zariyat, 21: Ve kendi iç dünyanızda da. Yine de görmüyor musunuz?

51Zariyat, 22: Gökte rızkınız vardır ve size vaat olunmakta olan da.

51Zariyat, 23: İşte, göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, şüphesiz, o (size vaat edilen) sizin (aranızda) konuştuklarınız kadar, elbette kesin bir gerçektir.

posted in VIDEOLAR | 2 Comments

23rd Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

 

Mustafa İslamoğlu: 1960 Kayseri doğumlu. Kayseri, Yüksek İslam Enstitüsü ve Ezher mezunu. “Hayat Kitabı Kur’an” adlı meal çalışması, Üç Muhammed İki Tasavvur Bir Gerçek, Yahudileşme Temayülü gibi çok sayıda kitapları bulunuyor.

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

23rd Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

 

Mustafa İslamoğlu: 1960 Kayseri doğumlu. Kayseri, Yüksek İslam Enstitüsü ve Ezher mezunu. “Hayat Kitabı Kur’an” adlı meal çalışması, Üç Muhammed İki Tasavvur Bir Gerçek, Yahudileşme Temayülü gibi çok sayıda kitabı bulunuyor.

posted in VIDEOLAR | 3 Comments

22nd Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

 

DOÇ. CANER TASLAMAN

Caner Taslaman, ilk, orta ve lise eğitimini doğduğu şehir olan İstanbul’da bitirdi. Kimya mühendisi bir annenin ve doktor bir babanın oğlu olarak küçük yaşlardan itibaren doğa bilimleri ile ilgilendi. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde üniversite eğitimini tamamladı. Üniversite eğitimi sırasında antropoloji, din sosyolojisi, bilgi sosyolojisi gibi alanlarla ilgilendi. Marmara Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri bölümünde, Big Bang Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yaptığı teziyle yüksek lisans, Evrim Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yaptığı teziyle doktora derecesini kazandı. Daha sonra ise Kuantum Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yazdığı kitapla doçent oldu. Oxford Üniversitesi’nde post-doktora calışmasını yaptı. İstanbul Üniversitesi’nde siyasal bilimler eğitimi alan, İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde bilim-din ilişkisi üzerine seminerlere katılan ve Japonya Tokyo Üniversitesi’nde “misafir akademisyen” olarak bulunan Caner Taslaman’ın, Türkçe, İngilizce ve Boşnakça olarak yayımlanmış kitapları ve makaleleri bulunmaktadır. Şu anda “modern bilim, felsefe ve din ilişkisi” ile “küreselleşme ve İslam” konuları üzerinde çalışmalarda bulunmakta ve özellikle “Küreselleşme ve İslam”, “hurafeler ve din”, “Kuran ve bilim”, “Türk halkının din algısı”, “modern fiziğin felsefi ve teolojik sonuçları”, ”din felsefesi”, ”bilim felsefesi” “biyoloji felsefesi” gibi konularla ilgilenmektedir.

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

22nd Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

 

 

DOÇ. CANER TASLAMAN

Caner Taslaman, ilk, orta ve lise eğitimini doğduğu şehir olan İstanbul’da bitirdi. Kimya mühendisi bir annenin ve doktor bir babanın oğlu olarak küçük yaşlardan itibaren doğa bilimleri ile ilgilendi. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde üniversite eğitimini tamamladı. Üniversite eğitimi sırasında antropoloji, din sosyolojisi, bilgi sosyolojisi gibi alanlarla ilgilendi. Marmara Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri bölümünde, Big Bang Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yaptığı teziyle yüksek lisans, Evrim Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yaptığı teziyle doktora derecesini kazandı. Daha sonra ise Kuantum Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yazdığı kitapla doçent oldu. Oxford Üniversitesi’nde post-doktora calışmasını yaptı. İstanbul Üniversitesi’nde siyasal bilimler eğitimi alan, İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde bilim-din ilişkisi üzerine seminerlere katılan ve Japonya Tokyo Üniversitesi’nde “misafir akademisyen” olarak bulunan Caner Taslaman’ın, Türkçe, İngilizce ve Boşnakça olarak yayımlanmış kitapları ve makaleleri bulunmaktadır. Şu anda “modern bilim, felsefe ve din ilişkisi” ile “küreselleşme ve İslam” konuları üzerinde çalışmalarda bulunmakta ve özellikle “Küreselleşme ve İslam”, “hurafeler ve din”, “Kuran ve bilim”, “Türk halkının din algısı”, “modern fiziğin felsefi ve teolojik sonuçları”, ”din felsefesi”, ”bilim felsefesi” “biyoloji felsefesi” gibi konularla ilgilenmektedir.

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

22nd Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

 

DOÇ. CANER TASLAMAN

Caner Taslaman, ilk, orta ve lise eğitimini doğduğu şehir olan İstanbul’da bitirdi. Kimya mühendisi bir annenin ve doktor bir babanın oğlu olarak küçük yaşlardan itibaren doğa bilimleri ile ilgilendi. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde üniversite eğitimini tamamladı. Üniversite eğitimi sırasında antropoloji, din sosyolojisi, bilgi sosyolojisi gibi alanlarla ilgilendi. Marmara Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri bölümünde, Big Bang Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yaptığı teziyle yüksek lisans, Evrim Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yaptığı teziyle doktora derecesini kazandı. Daha sonra ise Kuantum Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yazdığı kitapla doçent oldu. Oxford Üniversitesi’nde post-doktora calışmasını yaptı. İstanbul Üniversitesi’nde siyasal bilimler eğitimi alan, İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde bilim-din ilişkisi üzerine seminerlere katılan ve Japonya Tokyo Üniversitesi’nde “misafir akademisyen” olarak bulunan Caner Taslaman’ın, Türkçe, İngilizce ve Boşnakça olarak yayımlanmış kitapları ve makaleleri bulunmaktadır. Şu anda “modern bilim, felsefe ve din ilişkisi” ile “küreselleşme ve İslam” konuları üzerinde çalışmalarda bulunmakta ve özellikle “Küreselleşme ve İslam”, “hurafeler ve din”, “Kuran ve bilim”, “Türk halkının din algısı”, “modern fiziğin felsefi ve teolojik sonuçları”, ”din felsefesi”, ”bilim felsefesi” “biyoloji felsefesi” gibi konularla ilgilenmektedir.

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

22nd Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

DOÇ. CANER TASLAMAN

Caner Taslaman, ilk, orta ve lise eğitimini doğduğu şehir olan İstanbul’da bitirdi. Kimya mühendisi bir annenin ve doktor bir babanın oğlu olarak küçük yaşlardan itibaren doğa bilimleri ile ilgilendi. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde üniversite eğitimini tamamladı. Üniversite eğitimi sırasında antropoloji, din sosyolojisi, bilgi sosyolojisi gibi alanlarla ilgilendi. Marmara Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri bölümünde, Big Bang Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yaptığı teziyle yüksek lisans, Evrim Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yaptığı teziyle doktora derecesini kazandı. Daha sonra ise Kuantum Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yazdığı kitapla doçent oldu. Oxford Üniversitesi’nde post-doktora calışmasını yaptı. İstanbul Üniversitesi’nde siyasal bilimler eğitimi alan, İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde bilim-din ilişkisi üzerine seminerlere katılan ve Japonya Tokyo Üniversitesi’nde “misafir akademisyen” olarak bulunan Caner Taslaman’ın, Türkçe, İngilizce ve Boşnakça olarak yayımlanmış kitapları ve makaleleri bulunmaktadır. Şu anda “modern bilim, felsefe ve din ilişkisi” ile “küreselleşme ve İslam” konuları üzerinde çalışmalarda bulunmakta ve özellikle “Küreselleşme ve İslam”, “hurafeler ve din”, “Kuran ve bilim”, “Türk halkının din algısı”, “modern fiziğin felsefi ve teolojik sonuçları”, ”din felsefesi”, ”bilim felsefesi” “biyoloji felsefesi” gibi konularla ilgilenmektedir.

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

22nd Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

DOÇ. CANER TASLAMAN

Caner Taslaman, ilk, orta ve lise eğitimini doğduğu şehir olan İstanbul’da bitirdi. Kimya mühendisi bir annenin ve doktor bir babanın oğlu olarak küçük yaşlardan itibaren doğa bilimleri ile ilgilendi. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde üniversite eğitimini tamamladı. Üniversite eğitimi sırasında antropoloji, din sosyolojisi, bilgi sosyolojisi gibi alanlarla ilgilendi. Marmara Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri bölümünde, Big Bang Teorisi‘nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yaptığı teziyle yüksek lisans, Evrim Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yaptığı teziyle doktora derecesini kazandı. Daha sonra ise Kuantum Teorisi’nin felsefe ve teoloji ile bağlantısı üzerine yazdığı kitapla doçent oldu. Oxford Üniversitesi’nde post-doktora calışmasını yaptı. İstanbul Üniversitesi’nde siyasal bilimler eğitimi alan, İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde bilim-din ilişkisi üzerine seminerlere katılan ve Japonya Tokyo Üniversitesi’nde “misafir akademisyen” olarak bulunan Caner Taslaman’ın, Türkçe, İngilizce ve Boşnakça olarak yayımlanmış kitapları ve makaleleri bulunmaktadır. Şu anda “modern bilim, felsefe ve din ilişkisi” ile “küreselleşme ve İslam” konuları üzerinde çalışmalarda bulunmakta ve özellikle “Küreselleşme ve İslam”, “hurafeler ve din”, “Kuran ve bilim”, “Türk halkının din algısı”, “modern fiziğin felsefi ve teolojik sonuçları”, ”din felsefesi”, ”bilim felsefesi” “biyoloji felsefesi” gibi konularla ilgilenmektedir.

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

22nd Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

  Dinle ilgili ihtilafların çözümünde,

Sıkıntıların çözümünde,

Çaresizliklerde,

Tükenmiş ve tıkanmışlıklarda,

 KUR’AN, ÇOK ÖNEMLİ KILAVUZDUR.

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

22nd Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

 

 
Kur’an’ı Anlamak İçin Oku da Hayatın Değişsin!

Kur’an’ı anlamak için oku da onu rafa kaldırma!

Kur’an’ı anlamak için oku da kula kulluk etme!

Kur’an’ı anlamak için oku da özgürleş!

Kur’an’ı anlamak için oku da gelecekten umudun olsun!

Kur’an’ı anlamak için oku da güven içinde yaşa!

Kur’an’ı anlamak için oku da huzurlu ol!

Kur’an’ı anlamak için oku da mutlu ol!

posted in VIDEOLAR | 2 Comments

22nd Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

 

Kur’an’ın Ruhçuluğa ve Tasavvufa Bakışı 

  • Son hedefte kendilerinin Allah oldukları iddiası vardır.
  • Vahiy anlamındaki ilham, rüya, keşif, sezgi, evliya ve derviş menkıbeleri ve kerametleri dinde bilgi kaynağı olarak kullanılır ve son hedefe ulaşılır.
  • Meditasyon, yoga, zikir, vird, rabıta, büyü, fal, tarot, astroloji, ruhlarla bağlantı, medyumluk, türbe ziyaretleri, kristal ve minerallerin gücüne inanılır.
  • Son hedefe ulaşma seyitliğe, keramet göstermeye, Dünya nimetlerinden uzak durmaya, nefsine eziyet etmeye, evliya ruhlarıyla irtibata, bolca nafile ibadetleri yapmaya bağlanmıştır.
  • İlahi kitaplar da dâhil her şeyin gizli-gizemli sırlar dolu, batıni yönü olduğuna ve bunu ancak son hedefe ulaşmış kişilerin anlayabileceğine inanırlar. Yoğun biçimde dini değerleri kullanırlar ve ilahi kitaplardaki benzetmeleri, konjonktürel olayları ve rivayetleri istismar ederler.
  • Son hedefe ulaşamamış mensupları için akıl yürütmek, sorgulamak, tartışmak ve çalışmak değerli bulunmamış; ancak teslimiyet ve bir lokma bir hırka anlayışı övülmüştür.
  • New Age’ci, kabalist, gnostik, okültist, ezoterik, mistik, ruhçu, spiritualist, panteist veya vahdet-i vücutçu, tasavvufçu, tarikatçı gibi adlarla anılırlar.
  • Peygamber veli, evliya, keşiş, aziz, şeyh, mehdi, Mesih, Hint fakiri, Budist rahibi, şaman, pir, Hızır, dede, baba ve imam gibi figürlerin Allah’ın sahip olduğu pek çok özelliğe sahip olduğuna inanılır.
  • Avam(sıradan) havass (seçkin) ayrımı ve kast sistemiyle etnik ayrımcı milliyetçiliğe neden olmuşlardır.

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

22nd Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

 

Einstein’in Tanrı Hakkında Hocasına Yanıt

Kötülükler yoktur; iyilik olmayınca  veya insanlar haksızlık yapınca ve zarar verince kötülük ortaya çıkmaktadır

Soğuk yoktur; ısı yoksa soğukluk vardır.

1. Özgür irade sonucu ortaya çıkan kötülükler: Cinayetler, zulümler, haksızlıklar, yolsuzluklar ve yoksulluklar insanların açgözlülüğünden, doymazlığından, hırs ve ihtiraslarından kaynaklanmaktadır.

2. Özgür irade sonucu ortaya çıkan iyilikler: Barış, hakların korunması, adaletin sağlanması, sağlıklı düşünme, çalışma ve üretim, paylaşım, yardımlaşma ve iyilik, saygı ve sevgi,

3. Doğa olayları sonucu ortaya çıkan kötülükler: Doğanın kendi işleyişini sürdürmesi için gerekli fiziksel yasalar, insanların bilinçsizliğinden, tedbirsizliğinden ve sorumsuzluğundan dolayı zaman zaman afete dönüşmektedir. Fay hattına yerleşim yeri kurmak gibi.
4. Doğasında kötülük olmadığı halde kötülük diye zannettiğimiz olaylar: Doğal seleksiyon. Aslanın ceylanın yemesi gibi

Kötülük ve Teodise (İlahi adalet) konusunda akademik çalışma: ÖZGÜR İRADE SORUNU VEKUANTUM TEORİSİ
http://www.kuantum.gen.tr/kuantum_teorisi.pdf

 

Albert Einstein (14 Mart 1879 – 18 Nisan 1955), Yahudi asıllı Alman teorik fizikçi.

20. yüzyılın en önemli kuramsal fizikçisi olarak nitelenen Albert Einstein, Görelilik kuramını (diğer adları ile İzafiyet Teorisi ya da Rölativite Kuramı) geliştirmiş, kuantum mekaniği, istatistiksel mekanik ve kozmoloji dallarına önemli katkılar sağlamıştır. Kuramsal fiziğine katkılarından ve fotoelektrik etki olayına getirdiği açıklamadan dolayı 1921 Nobel Fizik Ödülü’ne layık görülmüştür. (Nobel Ödülü’nün ve Nobel Komitesi’nin o zamanki ilkeleri doğrultusunda, bugün en önemli katkısı olarak nitelendirilen Görelilik kuramı fazla kuramsal bulunmuş ve ödülde açıkça söz konusu edilmemiştir.)

Einstein 1879 yılında Güney Almanya’nın Ulm kentinde dünyaya geldi. Babası küçük bir elektrokimya fabrikasının sahibi; annesi ise, klasik müziğe meraklı, eğitimli bir ev hanımıydı. Konuşmaya geç başlaması ve içine kapanık bir çocuk olması, ailesini tedirginliğe düşürmüşse de, sonraki yıllarda bu korkularının gereksizliği anlaşılacaktı. Giderek meraklı, hayal gücü zengin bir çocuk olarak büyüyordu.

Einstein 14 Yaşında, 1893

Okulu hiçbir zaman sevemedi. Gerçekten de, genç Einstein’ın ileride ortaya çıkacak dehasının temelleri, kendisinin de sonradan belirttiği gibi, okulda değil başka yerlerde atılmıştı: “Çocukluğumda yaşadığım iki önemli olayı unutamam. Biri, beş yaşında iken amcamın armağanı pusulada bulduğum gizem; diğeri on iki yaşındayken tanıştığım Öklid geometrisi. Gençliğinde bu geometrinin büyüsüne kapılmayan bir kimsenin, ileride kuramsal bilimde parlak bir atılım yapabileceği hiç beklenmemelidir!”

Lise öğrenimini 1894’te İsviçre’de tamamladı ve 1896’da Zürih Politeknik Enstitüsü’ne (ETH) girdi.

Einstein, Sırp asıllı Mileva Maric adlı bir fizik öğrencisi ile evlendi. Mileva, Einstein’nın 1905’te çıkardığı araştırmanın matematik hesaplarında yardımcı olmuştur.

1955’te hayata gözlerini yumana kadar bilim dünyasına çok şey kattı. 1916’da yayımladığı “Genel Görelilik Kuramı“, 1921’de “fotoelektrik etki ve kuramsal fizik” alanında çalışmalarıyla aldığı Nobel Fizik Ödülü, dahinin en önemli başarılarından sadece ikisi ya bilinmeyen dünyası… Bern’de federal patent dairesinde görev aldı. Bu görevden arta kalan zamanlarda çağdaş fizikte ortaya atılmaya başlanan problemler üzerinde düşünme fırsatı buldu. Önce atomun yapısı ve Max Planck’ın kuantum teorisi ile ilgilendi. Brown hareketine ihtimaller hesabını  uygulayarak bunun teorisini kurdu ve değerini hesaplayarak teorisini test etti. Kuantum teorisinin önemini ilk anlayan fizikçilerden birisi oldu ve bunu ışıma enerji Avogadro sayısının isine uyguladı. Bu da onun, ışık tanecikleri veya fotonlar hipotezini kurmasını ve fotoelektrik olayını açıklayabilmesini sağladı.

1905 yılında “Annalen der Physik” dergisinde bu çalışmalarını açıklayan iki yazısından başka, üçüncü bir yazısı daha çıktı ve bu yazıda görecelik teorisinin temelini attı. Teorileri sert tartışmalara yol açtı. 1909’da Zürih Üniversitesi’nde öğretim görevlisi oldu. Prag’da bir yıl kaldıktan sonra, Zürih Politeknik Enstitüsü’nde profesör oldu. 1913’de Berlin Kaiser-Wilhelm Enstitüsü’nde ders verdi ve Prusya Bilimler akademisine üye seçildi. Bir bilim adamı olarak 1. Dünya Savaşı’nda tarafsız kaldı. İlk eşinden Hans ve Eduard isminde iki erkek çocuk sahibi olan bilim adamını 1914 yılında eşi terk etti. 1. Dünya Savaşı nedeniyle yiyecek kıtlığı sırasında mide ağrıları çeken bilim adamına kuzeni Elsa bakmış ve ikinci defa kuzeni Elsa ile evlenmiştir.

 Birçok özlü inceleme yazısı yayımladı ve bunlarda teorilerini geliştirdi. 1921′de Nobel Fizik Ödülü’nü kazandı.

Yabancı ülkelere birçok gezi yapmakla birlikte 1933’e kadar Berlin’de yaşadı. Almanya’da yönetime gelen Nasyonal Sosyalist (Nazi) rejimin ırkçı tutumu dolayısıyla, pek çok usevi asıllı bilim adamı gibi o da Almanya’dan ayrıldı.

Paris’te College de France’ta ders verdi; burdan Belçika’ya oradan da İngiltere’ye geçti. Son olarak Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek Princeton Üniversitesi kampüsünde etkinlik gösteren Institute for Advanced Study’de (İleri Araştırma Enstitüsü) profesör oldu. 1940 yılında Amerikan yurttaşlığına geçti.

Küçük oğlu Eduard akıl hastalığı nedeni ile Zürih yakınlarında bir bakım evinde hayatını geçirmiş; büyük oğlu Hans, babası ve annesinin karşılaştığı Zürih Polytecnic’te mühendislik okumuş ve daha sonra University of California, Berkley’de profesörlük yapmıştır. 1955’de Princeton’da ölmüştür; oğlu Hans yanında bulunmuştur.

Üvey kızı Margot Einstein, bilim adamının kişisel mektuplarını özenle herkesten saklamış ve kendisinin ölümünden 20 yıl sonra daha saklı kalmasını vasiyet etmisti. Günümüzde Princeton Üniversitesi tarafından basılan bu mektuplar bilim adamının gizli kalmış özel yaşamı hakkında ilginç bilgiler sunmaktaydı.

 

Buluşları

Einstein’ın fizik alanındaki çalışmaları modern bilimi büyük ölçüde etkiledi.

Bu teori üç bölüme ayrılır:

Newton mekaniğinin uygulanabildiği alanı kısıtlayan ve kütle ile enerjinin eşdeğerli olduğunu öne süren Özel Görelilik (1905);

Eğrisel ve sonlu olarak düşünülen dört boyutlu bir evrene ait çekim teorisini veren Genel Görelilik (1916);

Elektro-manyetizma ve yerçekimini aynı alanda birleştiren daha geniş kapsamlı teori denemeleri.

İlk iki teorinin geçerliliği atom fiziği ve astronomi alanında yapılan deneylerle çok başarılı bir biçimde sınanmıştır; çağdaş fiziğin temel taşları arasında yer alırlar. Einstein atom ile ilgili olarak: “Ben atomu iyi bir şey için keşfettim,ama insanlar atomla birbirlerini öldürüyorlar.” demiştir. Ayrıca birçok kişinin ilgisini çeken “Neden Sosyalizm?” adlı yazısı Monthly Review adlı aylık dergisinin, ilk sayısının, ilk yazısıdır.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Albert_Einstein

posted in VIDEOLAR | 0 Comments

21st Mayıs 2010

SAYGI-BARIŞ=>HAK-ADALET=>AHLAK-ERDEM=>SEVGİ-DOSTLUK=>UMUT-SORUMLULUK=>ÖZGÜRLÜK

Peygamberler Dışında Allah ile Konuşma İddiası Hezeyandır

Videoda Evrenesoğlu`nun Allah ile iletişime geçme hareketi kadar, 16 yaşındaki müridinin sorduğu soru da dikkat çekiyor. Yeni ve genç müridin Evrenesoğlu`na sorduğu soru şöyle: `Sevgili Mehdi Efendimiz. Ben 16 yaşındayım. Rotherdam konferansında tabii oldum. Şu an edebi bir zikirdeyim ve zikrimi zevkle çekiyorum. Ama yine de de içimde bir şüphe var; tabiyetim geçerli oldu mu? diye. Henüz namaza başlamadım ama zikrimi aksatmadan her gün çekiyorum. Efendimiz lütfen bana cevap verebilir misiniz, tabiyetim kabul olmuş mu diye.`

Evrenesoğlu müridinin sorusuna cevap vermek için sözde vahiy bekliyor, 10 saniye sonra da `Ihhh` diye irkilip gelen cevabı iletiyor. Allah ile konuştuğunu ve kendisinin Allah`ın Rasülü olduğunu iddia eden Evrenesoğlu, 16 yaşındaki bir müridinin kendisine yönelttiği, `Size tabiyetim kabul oldu mu?` şeklindeki soruya kameralar önünde `vahiy alıyor gibi` yaparak cevap veriyor.

`IHHH` DEDİ CEVABI VERDİ

Aralarına yeni katılan genç müridinin sorusuna, `bilmiyoruz` diye cevap verdikten sonra oturduğue yerde kafasını öne eğip 10 saniye kadar bekledikten sonra irkilerek doğrulan Evrenesoğlu, `Evet evladım tabiyetin kabul olmuş.` şeklinde yanıtlıyor.

 

İskender Evrenesoğlu, 29 Kasım 1933 tarihinde İznik’te dünyaya gelmiştir.

İlk, orta ve Lise tahsilini Bursa’da tamamlamıştır. Üniversiteyi ise İstanbul Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulunda okumuş ve Banka ve Muhasebe bölümünden mezun olmuştur. Kamu İktisadi Teşekkülleri, Türkiye Vakıflar Bankası ve Devlet Planlama Teşkilatında müfettişlik, müdürlük ve uzmanlık görevlerinde bulunmuştur.

Vakıflar Bankasında müfettişlik görevi yaparken ilk mürşidi Azerbaycan’lı Dayı Bey ile tasavvufa ilk adımını atmıştır. Daha sonra Dayı Bey’in vefatı üzerine hacet namazı kılarak yeni mürşidi Muhammed Raşit Hazretlerine tabi olmuştur. 1976 yılında irşad görevine başladığını ve 1986 yılında Allah katında yapılan güya bir tören sonrasında Allah tarafından kendisine Mehdilik verildiğini iddia etmektedir.

posted in VIDEOLAR | 0 Comments