KUR’AN MERKEZLİ DİN – AHLAK (ALLAH) ODAKLI YAŞAM 1
DİNİN RASYONEL VE EVRENSEL YÜZÜ
EVRENSEL İLKELER VE DEĞERLER SİSTEMİ
İNSANİ VE AHLAKİ ERDEMLER
(Site hakkında doğru bilgi edinmek için lütfen bu sayfayı sonuna kadar okuyunuz.)
Erdem Yolu sitesi, genel anlamda, dinle ilgili polemik konularında, Kur’an merkezli anlayışı yansıttığı ölçüde, birtakım yan kaynak olarak bilinen; resmi ve akademik çevrelerin, tanınmış din bilginlerinin eserlerinden birtakım alıntılardan ve bu doğrultudaki yazınlardan oluşmaktadır. Alıntıların bütünüyle onaylandığı sonucuna varılmamalıdır.
Sizler de bu çerçevede elinizdeki metinleri kaynaklarıyla birlikte bizimle paylaşabilir; sitemiz aracılığı ile onların insanlara ulaşımına katkıda bulunabilirsiniz.
Sitemiz; Allah-kitap merkezli, hak-hukuk merkezli, değer-ilke merkezli, gerçek-doğru merkezli bir anlayışı temel referans olarak görmektedir.
Bu sitenin amacı, geleneksel dinî anlayışlara karşı; rasyonel düşünceye önem veren Kur’an eksenli bakış açılarını öne çıkarmaktır.
Zira Allah’a ait olan din; hurafelerden ve batıl inançlardan uzak, özgün yapısı korunmuş ve özniteliği bozulmamış dindir. İslam, vahiy dinidir; rivayet veya tevatür dini değildir. Vahiy dini; ilahi kitaplardaki dindir, o, ataları kutsayan ve kaynağı alışkanlıklara dayanan atalar dini değildir. Kur’an’daki din kendisiyle çelişmediği sürece yaşayan geleneği yadsımaz.
Dinin yegâne kaynağı gerçekte, yalnızca Allah resullerinin getirdiği ilahi kitaplardır. Bu konuda tereddüt yaşayanlar, olasıdır ki kendi çevrelerinin referans aldığı kişilerin ilahi kitaplara uygun görüşlerini ciddiye alabilirler ve bu, onların bir nebze de olsa sağlıklı düşünmelerine katkıda bulunabilir:
11Hud suresi, 17-“Rabbinden apaçık bir delil (Kur’an) üzerinde bulunan, onu yine ondan bir şahit izleyen ve ondan önce bir önder ve rahmet olarak Musa’nın kitabı (kendisini doğrulamakta) bulunan kimse, (artık onlar) gibi midir? İşte onlar, buna (Kur’an’a) inanırlar. Gruplardan biri onu inkâr ederse, ateş ona vaat edilen yerdir. Öyleyse, bundan kuşkuda olma, çünkü o, Rabbinden olan bir haktır. Ancak insanların çoğunluğu inanmazlar.”
46Ahkaf suresi, 10-“De ki: “Eğer bu gerçekten Allah’tan (gelen bir vahiy) ise ve buna rağmen onun gerçekliğini inkâr ediyorsanız (halinizin ne olacağını) hiç düşündünüz mü? Hatta İsrail oğullarından bir şahit, bunun bir benzerine şahitlik edip iman etmişse ve siz de büyüklük taslamışsanız (bunun sonucu ne olacak)? Şüphesiz Allah, zalim olan bir kavmi hidayete erdirmez.”
Polemik konularında daha sağlıklı sonuçlara ulaşabilmek için, mutlaka Kur’an’dan net kanıtlara dayanılmalıdır. ÇÜNKÜ,
DİNLE İLGİLİ İHTİLAFLARIN ÇÖZÜM ADRESİ, GERÇEKTE ALLAH’IN KİTABIDIR
16Nahl/64-“Sana kitabı, ancak ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için ve iman eden bir topluma doğru yolu gösterici ve rahmet olarak indirdik.”
42Şura/10-“Hakkında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah’a aittir. İşte bu, Rabbim Allah’tır. Yalnız O’na tevekkül ettim ve ancak O’na yöneliyorum.”
2Bakara/213- İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah, dilediğini doğru yola iletir.
3Al-i İmran/105-“Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır.”
45Ahkaf/17-“Onlara din işi konusunda açık deliller verdik. Ama onlar ancak kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki hasetten dolayı ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kıyamet günü, aralarında hüküm verecektir.”
2Bakara/176-“…Kitap konusunda anlaşmazlığa düşenler derin bir ayrılık içindedirler.”
—————————————o——————————————
BİLİMDIŞI SAFSATALAR VE ŞARLATANLIKLAR,
YAPAY KUTSALLARA UMUT BAĞLAMAK,
RUHBANCA YAŞAMAK,
ERDEMDIŞI DAVRANIŞLAR VE
DEĞERLERDEN YOKSUN DOSTLUKLAR
İNSANLARI GELİŞTİRMEZ VE MUTLU KILMAZ!
Allah adına söylenen her söz çok önemlidir; çünkü tüm insanlığı bağlar. Ama hepsi doğru değildir; çünkü bu yönde birbiriyle çelişen binlerce söz vardır.
Allah adına yapılan her iş çok önemlidir; çünkü tüm insanlığı bağlar. Ama hepsi doğru değildir; çünkü bu yönde birbiriyle çelişen binlerce eylem vardır.
Peygambere dayandırılan her söz (hadis) önemlidir; çünkü bu hadislerin, Allah’ın iradesini yansıttığına inanılır. Ama hepsi doğru değildir; çünkü bu yönde birbiriyle çelişen binlerce hadis vardır.
Peygambere dayandırılan her davranış (sünnet) önemlidir; çünkü bu uygulamaların, Allah’ın iradesini yansıttığına inanılır. Ama hepsi doğru değildir; çünkü bu yönde birbiriyle çelişen binlerce uygulama vardır.
Evren, Allah’ın kitabıdır. Ne mutlu onu doğru okuyanlara! Bilim insanları onu okumaya çalışırlar.
Kur’an, Allah’ın insanlığa sunduğu kılavuzdur. Bireye ve topluma temel ilkeler ve değerler konusunda hak, adalet ve ahlakî erdem ölçütleri sunar.
GERÇEKLERLE DOĞRULAR ASLA BİRBİRLERİYLE ÇELİŞMEZ.
ÖYLEYSE,
Yanlışları ve kötülükleri öncelikle Allah’tan korktuğun için değil, gerçekten sen de yanlış ve kötü olduğuna inandığın için yapma; ama yanlış ve kötülük yaptığın zaman Allah’tan kork.
Doğruları ve iyilikleri öncelikle Allah’tan ödül bekleyerek değil gerçekten sen de doğru ve iyi olduğuna inandığın için yap; ama doğruları ve iyilikleri yaptığın zaman, Allah’ın yardım edeceğinden ve olumlu karşılık vereceğinden asla ümit kesme!
Kur’an dinin ana kaynağıdır. Diğer ilahi kitaplardaki metinler de Kur’an’la çelişmediği ölçüde dine kaynaklık ederler.
Dinin kaynağı ilahi kitaplardaki belirleyici ilkesel buyruklardır. Örnekler, tasvirler ve benzetmeler, ilkeler ışığında konuya rehberlik ederler.
Peygamberler de ilahi rehber niteliğindedirler. Kendileri gibi rehber insanlar yetiştirmek isterler. Rehber insan ilahi kitabı kendi başına anlayabileyecek, anlatabilecek ve uygulayabilecek insandır.
Dinin kaynağı ruhban sınıf olmadığı gibi din bilginleri de değildir. Felsefik ve ideolojik olarak mistik öğretiler, dinlerdeki abartılı, gerçekdışı ve ruhani tutum, davranış ve dini sapmalar üzerine kurulmuştur.
İnsanlık, din adına icat edilen UYDURMALARDAN (PALAVRALARDAN) ve PUTLAŞTIRMALARDAN (SAÇMALIKLARDAN) uzak kaldığı ölçüde özgürleşecek ve mutlu olacaktır.
—————————————o——————————————
İLAHÎ KİTAP VE İLAHÎ ADALET
İlahi kitap ve ilahi adalet birbiriyle yakın ilişkilidir.
İlahi kitap; hak, adalet, sorumluluk gibi temel kavramlara vurgu yapar.
İlahi adalet, kişiye içdisiplin kazandırır.
Sorumluluk, kişinin kendisine ve çevresine karşı duyarlı davranmasıdır.
Hakkın, adaletin ve sorumluluğun olmadığı yerde özgürlük yalnızca egemenlere aittir. Böyle bir özgürlük başıboşluktur, tatsızdır, renksizdir, ahlaksızdır.
Özgürlüğün olmadığı yerde sınırlamalar ve kısıtlamalar, ahlaksız ve ikiyüzlü insanlar türetir.
Hak, adalet, sorumluluk ve özgürlük birbirinin ardışığı ve gelişim basamağıdır.
Allah’a ait din, ilahi kitap merkezli dindir. Kur’an merkezlidir.
Allah’a ait din, ilahi adaleti göz ardı etmez. Allah odaklıdır.
İlahi hitap, ilahi kitaplarda daha açık ve belirgindir.
İlahi hitaplar; iyi gözlemciler için her yerde, her zaman ve her olayda söz konusudur.
—————————————o——————————————
DİN ALLAH’A İNANMAKTIR
ALLAH’A İNANMAK, İLAHİ KİTABA VE İLAHİ ADALETE İNANMAKTIR
İLAHİ KİTAP, EVRENSEL DEĞERLERİ TEMSİL EDER
İLAHİ ADALET, ALLAH’I DİKKATE ALARAK İŞİN SONUNU DÜŞÜNMEYİ İFADE EDER
İLAHİ KİTABA İNANMAK; Allah’a meleklere, kitaplara ve elçilere inanmayı zorunlu kılar. Allah’a inanmak, O’nun varlığına ya da sayısal birliğine değil O’nun sözlerinin (İLAHİ KİTAP) ve fiillerinin doğruluğunu benimsemektir. Allah’ın; nitelikleriyle, isim, sıfat ve fiilleriyle eşsiz, benzersiz ve ortaksız olduğuna inanmaktır.
İLAHİ ADALETE İNANMAK; Allah’a, meleklere ve ahirete inanmayı zorunlu kılar. Evrende olup biten ve yaşanacak her şey Allah’ın kontrolü dâhilinde gerçekleşmektedir. O, kimseye haksızlık yapmamaktadır. İnsanların olumsuz olarak niteledikleri şeyler, insanların yapıp ettiklerinden kaynaklanmakta olup insanı geliştirip olgunlaştırmayı amaçlar, onu terbiye eder. Sonuçta her şeyin bir bedeli vardır.
—————————————o——————————————
Sitemizden alıntılarda lütfen link gösteriniz!