Evrim Teorisi
KUR’ÂN AÇISINDAN EVRİM TEORİSİ
Prof. Süleyman ATEŞ (Diyanet İşleri Eski Başkanı)
SORU: Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi’nin bir maymun türünden evrimleştiğimizi savunduğu doğru mu? (Şahin Telli)
CEVAP: 1974 yılında Ankara Üniversitesi dergisinde yayınladığım “Kur’ân-ı Kerîm’e Göre Evrim Teorisi” adlı makalemin özeti aşağıdadır. Size yararlı olacağını sanıyorum.
Allah için zaman söz konusu değildir
Yüzeysel düşünen kimi kişiler, insanın evrimini kabul etmeyerek “Allah’ın, Adem’i bir anda yaratmaya gücü yetmez mi ki, bu kadar uzun zamanda yaratsın?” der ve evrim düşüncesini Kur’ân’a ve Allah’ın kudretine aykırı bulurlar. Düşünmezler ki Allah için zaman söz konusu değildir. O’na göre milyonlarca yılla bir an aynıdır. Çünkü sonlu varlıklar olan bizler, zamanı böler ve parça parça algılarız. Ama Allah, parçaları bütünleştirir. Çokluklar O’nda bir olur. Damlalar denizle bütünleşir. Kesret (çokluk), vahdete (birliğe) döner.
Allah’ı insanla karıştırmak, sınırsız kavramı sınırlı algılarla karşılaştırmak, insanı yanlış yargılara götürür. Kaldı ki birden bire yaratıvermek basit bir şeydir. Ama ince planlar, yasalarla milyonlarca yıl içinde dünyadan süzüle süzüle meydana getirilmiş varlığın değeri büyüktür. Bundan dolayı Allah, insan için, “Gerçekten biz, insanoğluna çok ikramda bulunduk, onu çok değerli, şerefli yaptık” (İsra: 70) buyurmak suretiyle insanın değerini belirtmiştir. Kur’ân’ın ifadesine göre üzerindeki canlıların anası olan şu dünya, dört ilahi günlük, yani dört büyük zamanlı evrim sürecinden geçirilerek bu şekline sokulmuştur. Canlıların zübdesi olan insan da çok derin bilgi, ince hesap ve planların sonucunda süzüle süzüle doğa güçlerine hükmeden, dünyayı onaran, daima ilerleyen, kalkınan mükemmel bir varlık haline getirilmiştir.
Evrim Teorisi’ni Müslümanlar geliştirdi
Evrim Teorisi’ni Müslümanlar işlemiş ve geliştirmişlerdir. İlk defa Cahiz (ö. 255/868), göçlerin ve genel olarak çevrenin, kuşların hayatında yaptığı değişikliğe dikkati çekmiştir. Daha sonra İbn Miskeveyh (ö. 421/1030), el-Favzul-Asgar adlı eserinde bu evrim görüşüne daha belirgin bir şekil vermiştir. Evrim Teorisi’nin kurucusu Darwin’den (1809-1882) çok önce Erzurumlu İbrahim Hakkı (1703-1772), Marifetnamesi’nin 31-32’nci sayfalarında özetlemiştir.
Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetnamesi’nde evrim hakkındaki görüşlerini şöyle özetlemiştir: “Varın yok olması, yoğun var olması mümkün değildir. Var daima var, yok da daima yoktur. Fakat var, bir mertebeden diğer mertebeye, bir halden diğer hale geçebilir. Allah’ın emriyle felekler ve yıldızlar hareket edip dört unsur (eleman), istihale (evrim) ile birbirine karışmış, unsurların izdivacından (karışımından) önce madenler, ondan bitkiler, ondan hayvanlar vücuda gelmiş ve hayvan kemalini bulunca insan meydana gelmiştir.
Ara varlıkların hikmeti
Madenlerle bitkiler arasında ara varlık mercandır, bitkilerle hayvanlar arasında ara varlık hurmadır, hayvanlarla insanlar arasında ara varlık maymundur. Zira cümle azası, kıl ve kuyruktan başka içi dışı insana benzer. Aracıların varlığının hikmeti şudur ki, her biri kendi mertebesinin aşağısından en yükseğine vasıl olup varlıklar mertebesi bir düzenle sıralanıp insan mertebesinde son bulur. Gaye, devr-ü zemanın tetimmesi (yaratıkları dolaşan nefsin, olgunluğun doruğu olan başlangıç noktasına varması), cihanın özü olan insanın meydana gelmesidir. İşte bu mertebede ahlaken yükselip Tanrı huylarıyla vasıflanan kişi, marifet kemaline erip küllî (bütünsel) akla kavuşmuş ve bu mertebede varlık dairesi birleşip tamamlanmıştır. Onun iptidası (o dairenin başlangıcı) akl-ı evvel (ilk akıl), sonu da insan-ı kâmildir (olgun insan).”
Şeyh Galip’ten sesleniş
İnsanın, evrenin özeti olduğu görüşünü büyüleyici şiir diliyle belirten Şeyh Galip de insana seslenerek böyle gizli bir hazineye sahip olduğunu anımsatmaktadır:
Ey dil ey dil neye bu rütbede pür gamsın sen
Gerçi virane isen genc-i mutalsamsm sen
Secde fermay-i melek zat-ı mükerremsin sen
Bildiğin gibi değil, cümleden akdemsin sen.
Ruhsun nefha-i Cibril ile tevemsin sen
Sırr-ı Hak’sın mesel-i Îsî-i Meryem’sin sen
Hoşça bak zatına kim zübde-ı âlemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan Adem’sin sen.
Bu konu, “Soru ve Cevaplarla İslâm” adlı eserimin 3’üncü cilt 355-362’nci sayfalarında geniş olarak açıklanmıştır.
Soru: İslâm’ın evrim teorisine bakış açısı nedir? Bu teoriyi kabul eden kişi dinden çıkar mı? (Sema Yılmaz)
Cevap: Batıdan önce İslâm dünyasında evrimle ilgili açıklamalar yapılmıştır. Bildiğimize göre evrim hakkında ilk kitabı yazan, yaklaşık 1000 tarihlerinde ölen İbn Miskeveyh’tir. Erzurumlu İbrahim Hakkı da Marifetname’sinde buna değinmiştir. İbn Türke Isfahani’nin Fusus şerhinde de bu konu işlenmiştir. Bunun hakkında bilgi için “Kur’ân Ansiklopedisi” adlı eserimizdeki “Evrim” ve “İnsanın yaratılışı” maddelerini okuyabilirsiniz. Yaratan’ın Allah olduğunu kabul ettikten sonra evrimi kabul etmek insanı dinden çıkarmaz. Öyle olsaydı bu büyük insanlar, evrim hakkında bu çalışmaları yapmazlardı. (Prof. Süleyman ATEŞ (Diyanet İşleri Eski Başkanı) Vatan Gazetesi 17.01.2010- 18.01.2010- 08.03.2006)
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=282087&Categoryid=4&wid=31
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=282233&Categoryid=4&wid=31
http://www10.gazetevatan.com/root.vatan?exec=yazarekstra&Newsid=72836&Categoryid=31
posted on Ağustos 30th, 2010 at 01:54
posted on Ağustos 30th, 2010 at 01:55
posted on Ağustos 30th, 2010 at 01:55
posted on Ağustos 30th, 2010 at 01:56
posted on Ağustos 30th, 2010 at 01:56
posted on Ağustos 30th, 2010 at 01:57
posted on Temmuz 6th, 2014 at 08:56
posted on Temmuz 6th, 2014 at 08:59
posted on Temmuz 6th, 2014 at 09:05
posted on Temmuz 6th, 2014 at 09:12