İncil’de Örnekler ve Benzetmeler
İNCİL‘DE BENZETMELER
Deliceler Benzetmesi
Matta 13:24 İsa onlara başka bir benzetme anlattı:”Göklerin Egemenliği, tarlasına iyi tohum eken adama benzer” dedi. 13:25 “Herkes uyurken, adamın düşmanı geldi, buğdayın arasına delice ekip gitti. 13:26 Ekin gelişip başak salınca, deliceler de göründü. 13:27 “Mal sahibinin köleleri gelip ona şöyle dediler:’Efendimiz, sen tarlana iyi tohum ekmedin mi? Bu deliceler nereden çıktı?’ 13:28 “Mal sahibi, ‘Bunu bir düşman yapmıştır’ dedi. “‘Gidip deliceleri toplamamızı ister misin?’ diye sordu köleler. 13:29 “‘Hayır’ dedi adam. ‘Deliceleri toplarken belki buğdayı da sökersiniz. 13:30 Bırakın biçim vaktine dek birlikte büyüsünler. Biçim vakti orakçılara, önce deliceleri toplayın diyeceğim, yakmak için demet yapın. Buğdayı ise toplayıp ambarıma koyun.'”
Deliceler Benzetmesi Açıklanıyor
Matta 13:36 Bundan sonra İsa halktan ayrılıp eve gitti. Öğrencileri yanına gelip, “Tarladaki delicelerle ilgili benzetmeyi bize açıkla” dediler. 13:37 İsa, “İyi tohumu eken, İnsanoğlu’dur*” diye karşılık verdi. 13:38 “Tarla ise dünyadır. İyi tohum, göksel egemenliğin oğulları, deliceler de kötü olanın* oğullarıdır. 13:39 Deliceleri eken düşman, İblis’tir. Biçim vakti, çağın sonu; orakçılar ise meleklerdir. 13:40 “Deliceler nasıl toplanıp yakılırsa, çağın sonunda da böyle olacaktır. 13:41-42 İnsanoğlu meleklerini gönderecek, onlar da insanları günaha düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O’nun egemenliğinden toplayıp kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. 13:43 Doğru kişiler o zaman Babaları’nın egemenliğinde güneş gibi parlayacaklar. Kulağı olan işitsin!”
Define ve İnci Benzetmeleri
Matta 13:44 “Göklerin Egemenliği, tarlada saklı bir defineye benzer. Onu bulan yeniden sakladı, sevinçle koşup gitti, varını yoğunu satıp tarlayı satın aldı. 13:45 “Yine Göklerin Egemenliği, güzel inciler arayan bir tüccara benzer. 13:46 Tüccar, çok değerli bir inci bulunca gitti, varını yoğunu satıp o inciyi satın aldı.”
Ağ Benzetmesi
Matta 13:47 “Yine Göklerin Egemenliği, denize atılan ve her çeşit balığı toplayan ağa benzer. 13:48 Ağ dolunca onu kıyıya çekerler. Oturup işe yarayan balıkları kaplara koyar, yaramayanları atarlar. 13:49-50 Çağın sonunda da böyle olacak. Melekler gelecek, kötü kişileri doğruların arasından ayırıp kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.” 13:51 İsa, “Bütün bunları anladınız mı?” diye sordu. “Evet” karşılığını verdiler. 13:52 O da onlara, “İşte böylece Göklerin Egemenliği için eğitilmiş her din bilgini, hazinesinden hem yeni hem eski değerler çıkaran bir mal sahibine benzer” dedi.
Acımasız Köle Benzetmesi
Matta 18:21 Bunun üzerine Petrus İsa’ya gelip, “Ya Rab” dedi, “Kardeşim bana karşı kaç kez günah işlerse onu bağışlamalıyım? Yedi kez mi?” 18:22 İsa, “Yedi kez değil” dedi. “Yetmiş kere yedi kez derim sana. 18:23 Şöyle ki, Göklerin Egemenliği, köleleriyle hesaplaşmak isteyen bir krala benzer. 18:24 Kral hesap görmeye başladığında kendisine, borcu on bin talantı bulan bir köle getirildi. 18:25 Kölenin ödeme gücü olmadığından efendisi onun, karısının, çocuklarının ve bütün malının satılıp borcun ödenmesini buyurdu. 18:26 Köle yere kapanıp efendisine, ‘Ne olur, sabret! Bütün borcumu ödeyeceğim’ dedi. 18:27 Efendisi köleye acıdı, borcunu bağışlayıp onu salıverdi. 18:28 “Ama köle çıkıp gitti, kendisine yüz dinar borcu olan başka bir köleye rastladı. Onu yakalayıp, ‘Borcunu öde’ diyerek boğazına sarıldı. 18:29 Bu köle yüzüstü yere kapandı, ‘Ne olur, sabret! Borcumu ödeyeceğim’ diye yalvardı. 18:30 Ama ilk köle bunu reddetti. Gitti, borcunu ödeyinceye dek adamı zindana kapattı. 18:31 Öteki köleler, olanları görünce çok üzüldüler. Efendilerine gidip bütün olup bitenleri anlattılar. 18:32 “Bunun üzerine efendisi köleyi yanına çağırdı. ‘Ey kötü köle!’ dedi. ‘Bana yalvardığın için bütün borcunu bağışladım. 18:33 Benim sana acıdığım gibi, senin de köle arkadaşına acıman gerekmez miydi?’ 18:34 Bu öfkeyle efendisi, bütün borcunu ödeyinceye dek onu işkencecilere teslim etti. 18:35 “Eğer her biriniz kardeşini gönülden bağışlamazsa, göksel Babam da size öyle davranacaktır.”
Bağcı Benzetmesi
Matta 20:1 “Göklerin Egemenliği, sabah erkenden bağında çalışacak işçi aramaya çıkan toprak sahibine benzer. 20:2 Adam, işçilerle günlüğü bir dinara anlaşıp onları bağına gönderdi. 20:3 “Saat* dokuza doğru tekrar dışarı çıktı, çarşı meydanında boş duran başka adamlar gördü. 20:4-5 Onlara, ‘Siz de bağa gidip çalışın. Hakkınız neyse, veririm’ dedi, onlar da bağa gittiler. “Öğleyin ve saat üçe doğru yine çıkıp aynı şeyi yaptı. 20:6 Saat beşe doğru çıkınca, orada duran başka işçiler gördü. Onlara, ‘Neden bütün gün burada boş duruyorsunuz?’ diye sordu. 20:7 “‘Kimse bize iş vermedi ki’ dediler. “Onlara, ‘Siz de bağa gidin, çalışın’ dedi. 20:8 “Akşam olunca, bağın sahibi kâhyasına, ‘İşçileri çağır’ dedi. ‘Sonuncudan başlayarak ilkine kadar, hepsine ücretlerini ver.’ 20:9 “Saat beşe doğru işe başlayanlar gelip kâhyadan birer dinar aldılar. 20:10 İlk başlayanlar gelince daha çok alacaklarını sandılar, ama onlara da birer dinar verildi. 20:11 Paralarını alınca bağ sahibine söylenmeye başladılar: 20:12 ‘En son çalışanlar yalnız bir saat çalıştı’ dediler. ‘Ama onları günün yükünü ve sıcağını çeken bizlerle bir tuttun!’ 20:13 “Bağ sahibi onlardan birine şöyle karşılık verdi:’Arkadaş, sana haksızlık etmiyorum ki! Seninle bir dinara anlaşmadık mı? 20:14 Hakkını al, git! Sana verdiğimi sonuncuya da vermek istiyorum. 20:15 Kendi paramla istediğimi yapmaya hakkım yok mu? Yoksa cömertliğimi kıskanıyor musun?’ 20:16 “İşte böylece sonuncular birinci, birinciler de sonuncu olacak.”
İki Oğul Benzetmesi
Matta 21:28 “Ama şuna ne dersiniz? Bir adamın iki oğlu vardı. Adam birincisine gidip, ‘Oğlum, git bugün bağda çalış’ dedi. 21:29 “Oğlu, ‘Gitmem!’ dedi. Ama sonra pişman olup gitti. 21:30 “Adam ikinci oğluna gidip aynı şeyi söyledi. O, ‘Olur, efendim’ dedi, ama gitmedi. 21:31 “İkisinden hangisi babasının isteğini yerine getirmiş oldu?” “Birincisi” diye karşılık verdiler. İsa da onlara, “Size doğrusunu söyleyeyim, vergi görevlileriyle fahişeler, Tanrı’nın Egemenliği’ne sizden önce giriyorlar” dedi. 21:32 “Yahya size doğruluk yolunu göstermeye geldi, ona inanmadınız. Oysa vergi görevlileriyle fahişeler ona inandılar. Siz bunu gördükten sonra bile pişman olup ona inanmadınız.”
Düğün Şöleni Benzetmesi (Luka 14:15-24)
Matta 22:1-2 İsa söz alıp onlara yine benzetmelerle şöyle seslendi:”Göklerin Egemenliği, oğlu için düğün şöleni hazırlayan bir krala benzer. 22:3 Kral şölene davet ettiklerini çağırmak üzere kölelerini gönderdi, ama davetliler gelmek istemedi. 22:4 “Kral yine başka kölelerini gönderirken onlara dedi ki, ‘Davetlilere şunu söyleyin:Bakın, ben ziyafetimi hazırladım. Sığırlarım, besili hayvanlarım kesildi. Her şey hazır, buyrun şölene!’ 22:5 “Ama davetliler aldırmadılar. Biri tarlasına, biri ticaretine gitti. 22:6 Öbürleri de kralın kölelerini yakalayıp hırpaladılar ve öldürdüler. 22:7 Kral öfkelendi. Ordularını gönderip o katilleri yok etti, kentlerini ateşe verdi. 22:8 “Sonra kölelerine şöyle dedi:’Düğün şöleni hazır, ama çağırdıklarım buna layık değilmiş. 22:9 Gidin yol kavşaklarına, kimi bulursanız düğüne çağırın.’ 22:10 Böylece köleler yollara döküldü, iyi kötü kimi buldularsa, hepsini topladılar. Düğün yeri konuklarla doldu. 22:11 “Kral konukları görmeye geldiğinde, orada düğün giysisi giymemiş bir adam gördü. 22:12 Ona, ‘Arkadaş, düğün giysisi giymeden buraya nasıl girdin?’ diye sorunca, adamın dili tutuldu. 22:13 “O zaman kral, uşaklarına, ‘Şunun ellerini ayaklarını bağlayın, dışarıya, karanlığa atın!’ dedi. ‘Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.’ 22:14 “Çünkü çağrılanlar çok, ama seçilenler azdır.”
On Kız Benzetmesi
Matta 25:1 “O zaman Göklerin Egemenliği, kandillerini alıp güveyi karşılamaya çıkan on kıza benzeyecek. 25:2 Bunların beşi akıllı, beşi akılsızdı. 25:3 Akılsızlar yanlarına kandillerini aldılar, ama yağ almadılar. 25:4 Akıllılar ise, kandilleriyle birlikte kaplar içinde yağ da aldılar. 25:5 Güvey gecikince hepsini uyku bastı, dalıp uyudular. 25:6 “Gece yarısı bir ses yankılandı:’İşte güvey geliyor, onu karşılamaya çıkın!’ 25:7 Bunun üzerine kızların hepsi kalkıp kandillerini tazelediler. 25:8 “Akılsızlar akıllılara, ‘Kandillerimiz sönüyor, bize yağ verin!’ dediler. 25:9 “Akıllılar, ‘Olmaz! Hem bize hem size yetmeyebilir. En iyisi satıcılara gidin, kendinize yağ alın’ dediler. 25:10 “Ne var ki, onlar yağ satın almaya giderlerken güvey geldi. Hazırlıklı olan kızlar, onunla birlikte düğün şölenine girdiler ve kapı kapandı. 25:11 “Daha sonra gelen öbür kızlar, ‘Efendimiz, efendimiz, aç kapıyı bize!’ dediler. 25:12 “Güvey ise, ‘Size doğrusunu söyleyeyim, sizi tanımıyorum’ dedi. 25:13 “Bu nedenle uyanık kalın. Çünkü o günü ve o saati bilemezsiniz.”
Emanet Para Benzetmesi (Luka 19:11-27)
Matta 25:14 “Göksel egemenlik, yolculuğa çıkan bir adamın kölelerini çağırıp malını onlara emanet etmesine benzer. 25:15 “Adam, her birinin yeteneğine göre, birine beş, birine iki, birine de bir talant vererek yola çıktı. 25:16 Beş talant alan, hemen gidip bu parayı işletti ve beş talant daha kazandı. 25:17 İki talant alan da iki talant daha kazandı. 25:18 Bir talant alan ise gidip toprağı kazdı ve efendisinin parasını sakladı. 25:19 “Uzun zaman sonra bu kölelerin efendisi döndü, onlarla hesaplaşmaya oturdu. 25:20 Beş talant alan gelip beş talant daha getirdi, ‘Efendimiz’ dedi, ‘Bana beş talant emanet etmiştin; bak, beş talant daha kazandım.’ 25:21 “Efendisi ona, ‘Aferin, iyi ve güvenilir köle!’ dedi. ‘Sen küçük işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!’ 25:22 “İki talant alan da geldi, ‘Efendimiz’ dedi, ‘Bana iki talant emanet etmiştin; bak, iki talant daha kazandım.’ 25:23 “Efendisi ona, ‘Aferin, iyi ve güvenilir köle!’ dedi. ‘Sen küçük işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!’ 25:24 “Sonra bir talant alan geldi, ‘Efendimiz’ dedi, ‘Senin sert bir adam olduğunu biliyordum. Ekmediğin yerden biçer, harman savurmadığın yerden devşirirsin. 25:25 Bu nedenle korktum, gidip senin verdiğin talantı toprağa gömdüm. İşte, al paranı!’ 25:26-27 “Efendisi ona şu karşılığı verdi:’Kötü ve tembel köle! Ekmediğim yerden biçtiğimi, harman savurmadığım yerden devşirdiğimi bildiğine göre paramı faize vermeliydin. Ben de geldiğimde onu faiziyle geri alırdım… 25:28 Haydi, elindeki talantı alın, on talantı olana verin! 25:29 Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek ve o bolluk içinde olacak. Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alınacak. 25:30 Şu yararsız köleyi dışarıya, karanlığa atın. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.'”
İsa ve Baalzevul (Matta 12:22-32; Luka 11:14-23; 12:10)
Markos 3:20 İsa bundan sonra eve gitti. Yine öyle büyük bir kalabalık toplandı ki, İsa’yla öğrencileri yemek bile yiyemediler. 3:21 Yakınları bunu duyunca, “Aklını kaçırmış” diyerek O’nu almaya geldiler. 3:22 Yeruşalim’den gelen din bilginleri ise, “Baalzevul* O’nun içine girmiş” ve “Cinleri, cinlerin önderinin gücüyle kovuyor” diyorlardı. 3:23 Bunun üzerine İsa din bilginlerini yanına çağırıp onlara benzetmelerle seslendi. “Şeytan, Şeytan’ı nasıl kovabilir?” dedi. 3:24 “Bir ülke kendi içinde bölünmüşse, ayakta kalamaz. 3:25 Bir ev kendi içinde bölünmüşse, ayakta kalamaz. 3:26 Şeytan da kendine karşı gelip kendi içinde bölünmüşse, artık ayakta kalamaz; sonu gelmiş demektir. 3:27 Hiç kimse güçlü adamın evine girip malını çalamaz. Ancak onu bağladıktan sonra evini soyabilir. 3:28-29 Size doğrusunu söyleyeyim, insanların işlediği her günah, ettiği her küfür bağışlanacak, ama Kutsal Ruh’a küfreden asla bağışlanmayacak. Bunu yapan, asla silinmeyecek bir günah işlemiş olur.” 3:30 İsa bu sözleri, “O’nda kötü ruh var” dedikleri için söyledi.
Tohum Benzetmesi (Matta 13:1-9; Luka 8:4-8)
Markos 4:1 İsa göl kıyısında halka yine öğretmeye başladı. Çevresinde çok büyük bir kalabalık toplandı. Bu yüzden İsa göldeki bir tekneye binip oturdu. Bütün kalabalık göl kıyısında duruyordu. 4:2-3 İsa onlara benzetmelerle birçok şey öğretiyordu. Öğretirken, “Şunu dinleyin” dedi. “Ekincinin biri tohum ekmeye çıktı. 4:4 Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düştü. Kuşlar gelip bunları yedi. 4:5 Kimi, toprağı az kayalık yerlere düştü. Toprak derin olmadığından hemen filizlendi. 4:6 Ne var ki, güneş doğunca kavruldular, kök salamadıkları için kuruyup gittiler. 4:7 Kimi, dikenler arasına düştü. Dikenler büyüdü, filizleri boğdu ve filizler ürün vermedi. 4:8 Kimi ise iyi toprağa düştü, büyüyüp çoğaldı, ürün verdi. Bazısı otuz, bazısı altmış, bazısı da yüz kat ürün verdi.” 4:9 Sonra İsa şunu ekledi:”İşitecek kulağı olan işitsin!”
Benzetmelerin Amacı (Matta 13:10-17; Luka 8:9-10)
Markos 4:10 Onikiler’le* öbür izleyicileri İsa’yla yalnız kalınca, kendisinden benzetmelerin anlamını sordular. 4:11 O da onlara şöyle dedi:”Tanrı’nın Egemenliği’nin sırrı sizlere açıklandı, ama dışarıda olanlara her şey benzetmelerle anlatılır. 4:12 Öyle ki, ‘Bakıp bakıp görmesinler, Duyup duyup anlamasınlar da, Dönüp bağışlanmasınlar.'”
Tohum Benzetmesi Açıklanıyor (Matta 13:18-23; Luka 8:11-15)
Markos 4:13 İsa sonra onlara, “Siz bu benzetmeyi anlamıyor musunuz?” dedi. “Öyleyse bütün benzetmeleri nasıl anlayacaksınız? 4:14 Ekincinin ektiği, Tanrı sözüdür. 4:15 Bazı insanlar sözün ekildiği yerde yol kenarına düşen tohumlara benzer. Bunlar sözü işitir işitmez, Şeytan gelir, yüreklerine ekilen sözü alır götürür. 4:16-17 Kayalık yerlere ekilenler ise, işittikleri sözü hemen sevinçle kabul eden, ama kök salamadıkları için ancak bir süre dayanan kişilerdir. Böyleleri Tanrı sözünden ötürü sıkıntı ya da zulme uğrayınca hemen sendeleyip düşerler. 4:18-19 Yine bazıları dikenler arasında ekilen tohumlara benzerler. Bunlar sözü işitirler, ama dünyasal kaygılar, zenginliğin aldatıcılığı ve daha başka hevesler araya girip sözü boğar ve ürün vermesini engeller. 4:20 İyi toprağa ekilenler ise, sözü işiten, onu benimseyen, kimi otuz, kimi altmış, kimi de yüz kat ürün veren kişilerdir.”
Filizlenen Tohum Benzetmesi
4:26 Sonra İsa şöyle dedi:”Tanrı’nın Egemenliği, toprağa tohum saçan adama benzer. 4:27 Gece olur, uyur; gündüz olur, kalkar. Kendisi nasıl olduğunu bilmez ama, tohum filizlenir, gelişir. 4:28 Toprak kendiliğinden ürün verir. Önce filizi, sonra başağı, sonunda da başağı dolduran taneleri verir. 4:29 Ürün olgunlaşınca, adam hemen orağı vurur. Çünkü biçim vakti gelmiştir.”
Hardal Tanesi Benzetmesi (Matta 13:31-32,34; Luka 13:18-19)
Markos 4:30 İsa sonra şöyle dedi:”Tanrı’nın Egemenliği’ni neye benzetelim, nasıl bir benzetmeyle anlatalım? 4:31-32 Tanrı’nın Egemenliği, hardal tanesine benzer. Hardal, yeryüzünde toprağa ekilen tohumların en küçüğü olmakla birlikte, ekildikten sonra gelişir, bütün bahçe bitkilerinin boyunu aşar. Öylesine dal budak salar ki, kuşlar gölgesinde barınabilir.” 4:33 İsa, Tanrı sözünü, buna benzer birçok benzetmeyle halkın anlayabildiği ölçüde anlatırdı. 4:34 Benzetme kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı. Ama kendi öğrencileriyle yalnız kaldığında, onlara her şeyi açıklardı.
Bağ Kiracıları Benzetmesi (Matta 21:33-46; Luka 20:9-19)
Markos 12:1 İsa onlara benzetmelerle konuşmaya başladı. “Adamın biri bağ dikti, çevresini çitle çevirdi, üzüm sıkmak için bir çukur kazdı, bir de bekçi kulesi yaptı. Sonra bağı bağcılara kiralayıp yolculuğa çıktı. 12:2 Mevsimi gelince bağın ürününden payına düşeni almak üzere bağcılara bir köle yolladı. 12:3 Bağcılar köleyi yakalayıp dövdü ve eli boş gönderdi. 12:4 Bağ sahibi bu kez onlara başka bir köle yolladı. Onu da başından yaralayıp aşağıladılar. 12:5 Birini daha yolladı, onu öldürdüler. Daha birçok köle yolladı. Kimini dövüp kimini öldürdüler. 12:6 “Bağ sahibinin yanında tek kişi kaldı, o da sevgili oğluydu. ‘Oğlumu sayarlar’ diyerek bağcılara en son onu yolladı. 12:7 “Ama bağcılar birbirlerine, ‘Mirasçı budur, gelin onu öldürelim, miras bizim olur’ dediler. 12:8 Böylece onu yakaladılar, öldürüp bağdan dışarı attılar. 12:9 “Bu durumda bağın sahibi ne yapacak? Gelip bağcıları yok edecek, bağı da başkalarına verecek. 12:10-11 Şu Kutsal Yazı’yı okumadınız mı?’Yapıcıların reddettiği taş, İşte köşenin baş taşı oldu. Rab’bin işidir bu, Gözümüzde harika bir iş!'” 12:12 İsa’nın bu benzetmede kendilerinden söz ettiğini anlayan Yahudi önderler O’nu tutuklamak istediler; ama halkın tepkisinden korktukları için O’nu bırakıp gittiler.
Sezar’ın Hakkı Sezar’a (Matta 22:15-22; Luka 20:20-26)
Markos 12:13 Daha sonra İsa’yı söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla Ferisiler’den ve Hirodes yanlılarından bazılarını O’na gönderdiler. 12:14 Bunlar gelip İsa’ya, “Öğretmenimiz” dediler, “Senin dürüst biri olduğunu, kimseyi kayırmadan, insanlar arasında ayrım yapmadan Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini biliyoruz. Sezar’a* vergi vermek Kutsal Yasa’ya uygun mu, değil mi? Verelim mi, vermeyelim mi?” 12:15 Onların ikiyüzlülüğünü bilen İsa şöyle dedi:”Beni neden deniyorsunuz? Bana bir dinar getirin bakayım.” 12:16 Parayı getirdiler. İsa, “Bu resim, bu yazı kimin?” diye sordu. “Sezar’ın” dediler. 12:17 İsa da, “Sezar’ın hakkını Sezar’a, Tanrı’nın hakkını Tanrı’ya verin” dedi. İsa’nın sözlerine şaşakaldılar.
Başkasını Yargılamayın (Matta 7:1-5)
Luka 6:37 “Başkasını yargılamayın, siz de yargılanmazsınız. Suçlu çıkarmayın, siz de suçlu çıkarılmazsınız. Başkasını bağışlayın, siz de bağışlanırsınız. 6:38 Verin, size verilecektir. İyice bastırılmış, silkelenmiş ve taşmış, dolu bir ölçekle kucağınıza boşaltılacak. Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız.” 6:39 İsa onlara şu benzetmeyi de anlattı:”Kör köre kılavuzluk edebilir mi? İkisi de çukura düşmez mi? 6:40 Öğrenci öğretmeninden üstün değildir, ama eğitimini tamamlayan her öğrenci öğretmeni gibi olacaktır. 6:41 “Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği farketmezsin? 6:42 Kendi gözündeki merteği görmezken, kardeşine nasıl, ‘Kardeş, izin ver, gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin? Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.”
Ağaç ve Meyvesi (Matta 7:16-20; 12:33-35)
Luka 6:43 “İyi ağaç kötü meyve, kötü ağaç da iyi meyve vermez. 6:44 Her ağaç meyvesinden tanınır. Dikenli bitkilerden incir toplanmaz, çalılardan üzüm devşirilmez. 6:45 İyi insan yüreğindeki iyilik hazinesinden iyilik, kötü insan içindeki kötülük hazinesinden kötülük çıkarır. İnsanın ağzı, yüreğinden taşanı söyler. 6:46 “Niçin beni ‘Ya Rab, ya Rab’ diye çağırıyorsunuz da söylediklerimi yapmıyorsunuz? 6:47 Bana gelen ve sözlerimi duyup uygulayan kişinin kime benzediğini size anlatayım. 6:48 Böyle bir kişi, evini yaparken toprağı kazan, derinlere inip temeli kaya üzerine atan adama benzer. Sel sularıyla kabaran ırmak o eve saldırsa da, onu sarsamaz. Çünkü ev sağlam yapılmıştır. 6:49 Ama sözlerimi duyup da uygulamayan kişi, evini temel koymaksızın toprağın üzerine kuran adama benzer. Kabaran ırmak saldırınca ev hemen çöker. Evin yıkılışı da korkunç olur.”
Meyve Vermeyen Ağaç
Luka 13:6 İsa şu benzetmeyi anlattı:”Adamın birinin bağında dikili bir incir ağacı vardı. Adam gelip ağaçta meyve aradı, ama bulamadı. 13:7 Bağcıya, ‘Bak’ dedi, ‘Ben üç yıldır gelip bu incir ağacında meyve arıyorum, bulamıyorum. Onu kes. Toprağın besinini neden boş yere tüketsin?’ 13:8 “Bağcı, ‘Efendim’ diye karşılık verdi, ‘Ağacı bir yıl daha bırak, bu arada ben çevresini kazıp gübreleyeyim. 13:9 Gelecek yıl meyve verirse, ne iyi; vermezse, onu kesersin.'”
Beli Bükük Bir Kadının İyileştirilmesi
14:7-9 Yemeğe çağrılanların başköşeleri seçtiğini farkeden İsa, onlara şu benzetmeyi anlattı:”Biri seni düğüne çağırdığı zaman başköşeye kurulma. Belki senden daha saygın birini de çağırmıştır. İkinizi de çağıran gelip, ‘Yerini bu adama ver’ diyebilir. O zaman utançla kalkıp en arkaya geçersin. 14:10 Bir yere çağrıldığın zaman git, en arkada otur. Öyle ki, seni çağıran gelince, ‘Arkadaşım, daha öne buyurmaz mısın?’ desin. O zaman seninle birlikte sofrada oturan herkesin önünde onurlandırılmış olursun. 14:11 Kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan yüceltilecektir.”
Kaybolan Koyun Benzetmesi (Matta 18:12-14)
Luka 15:1 Bütün vergi görevlileriyle* günahkârlar İsa’yı dinlemek için O’na akın ediyordu. 15:2 Ferisiler’le din bilginleri ise, “Bu adam günahkârları kabul ediyor, onlarla birlikte yemek yiyor” diye söyleniyorlardı. 15:3-4 Bunun üzerine İsa onlara şu benzetmeyi anlattı:”Sizlerden birinin yüz koyunu olsa ve bunlardan bir tanesini kaybetse, doksan dokuzu bozkırda bırakarak kaybolanı bulana dek onun ardına düşmez mi? 15:5-6 Onu bulunca da sevinç içinde omuzlarına alır, evine döner; arkadaşlarını, komşularını çağırıp onlara, ‘Benimle birlikte sevinin, kaybolan koyunumu buldum!’ der. 15:7 Size şunu söyleyeyim, aynı şekilde gökte, tövbe eden tek bir günahkâr için, tövbeyi gereksinmeyen doksan dokuz doğru kişi için duyulandan daha büyük sevinç duyulacaktır.”
Kaybolan Para Benzetmesi
Luka 15:8 “Ya da on gümüş parası olan bir kadın bunlardan bir tanesini kaybetse, kandil yakıp evi süpürerek parayı bulana dek her tarafı dikkatle aramaz mı? 15:9 Parayı bulunca da arkadaşlarını, komşularını çağırıp, ‘Benimle birlikte sevinin, kaybettiğim parayı buldum!’ der. 15:10 Size şunu söyleyeyim, aynı şekilde Tanrı’nın melekleri de tövbe eden bir tek günahkâr için sevinç duyacaklar.”
Kaybolan Oğul Benzetmesi
Luka 15:11 İsa, “Bir adamın iki oğlu vardı” dedi. 15:12 “Bunlardan küçüğü babasına, ‘Baba’ dedi, ‘Malından payıma düşeni ver bana.’ Baba da servetini iki oğlu arasında paylaştırdı. 15:13 “Bundan birkaç gün sonra küçük oğul her şeyini toplayıp uzak bir ülkeye gitti. Orada sefahat içinde bir yaşam sürerek varını yoğunu çarçur etti. 15:14 Delikanlı her şeyini harcadıktan sonra, o ülkede şiddetli bir kıtlık baş gösterdi, o da yokluk çekmeye başladı. 15:15 Bunun üzerine gidip o ülkenin vatandaşlarından birinin hizmetine girdi. Adam onu, domuz gütmek üzere otlaklarına yolladı. 15:16 Delikanlı, domuzların yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmaya can atıyordu. Ama hiç kimse ona bir şey vermedi. 15:17 “Aklı başına gelince şöyle dedi:’Babamın nice işçisinin fazlasıyla yiyeceği var, bense burada açlıktan ölüyorum. 15:18 Kalkıp babamın yanına döneceğim, ona, Baba diyeceğim, Tanrı’ya*fx* ve sana karşı günah işledim. 15:19 Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim. Beni işçilerinden biri gibi kabul et.’ 15:20 “Böylece kalkıp babasının yanına döndü. Kendisi daha uzaktayken babası onu gördü, ona acıdı, koşup boynuna sarıldı ve onu öptü. 15:21 Oğlu ona, ‘Baba’ dedi, ‘Tanrı’ya*fx* ve sana karşı günah işledim. Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim.’ 15:22 “Babası ise kölelerine, ‘Çabuk, en iyi kaftanı getirip ona giydirin!’ dedi. ‘Parmağına yüzük takın, ayaklarına çarık giydirin! 15:23 Besili danayı getirip kesin, yiyelim, eğlenelim. 15:24 Çünkü benim bu oğlum ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu.’ Böylece eğlenmeye başladılar. 15:25 “Babanın büyük oğlu ise tarladaydı. Gelip eve yaklaştığında çalgı ve oyun seslerini duydu. 15:26 Uşaklardan birini yanına çağırıp, ‘Ne oluyor?’ diye sordu. 15:27 “O da, ‘Kardeşin geldi, baban da ona sağ salim kavuştuğu için besili danayı kesti’ dedi. 15:28-29 “Büyük oğul öfkelendi, içeri girmek istemedi. Babası dışarı çıkıp ona yalvardı. Ama o, babasına şöyle yanıt verdi:’Bak, bunca yıl senin için köle gibi çalıştım, hiçbir zaman buyruğundan çıkmadım. Ne var ki sen bana, arkadaşlarımla eğlenmem için hiçbir zaman bir oğlak bile vermedin. 15:30 Oysa senin malını fahişelerle yiyen şu oğlun eve dönünce, onun için besili danayı kestin.’ 15:31 “Babası ona, ‘Oğlum, sen her zaman yanımdasın, neyim varsa senindir’ dedi. 15:32 ‘Ama sevinip eğlenmek gerekiyordu. Çünkü bu kardeşin ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu!'”
Kurnaz Kâhya
Luka 16:1 İsa öğrencilerine şunları da anlattı:”Zengin bir adamın bir kâhyası vardı. Kâhya, efendisinin mallarını çarçur ediyor diye efendisine ihbar edildi. 16:2 Efendisi kâhyayı çağırıp ona, ‘Nedir bu senin hakkında duyduklarım? Kâhyalığının hesabını ver. Çünkü sen artık kâhyalık edemezsin’ dedi. 16:3 “Kâhya kendi kendine, ‘Ne yapacağım ben?’ dedi. ‘Efendim kâhyalığı elimden alıyor. Toprak kazmaya gücüm yetmez, dilenmekten utanırım. 16:4 Kâhyalıktan kovulduğum zaman başkaları beni evlerine kabul etsinler diye ne yapacağımı biliyorum.’ 16:5 “Böylelikle efendisine borcu olanların hepsini tek tek yanına çağırdı. Birincisine, ‘Efendime ne kadar borcun var?’ dedi. 16:6 “Adam, ‘Yüz ölçek*fx* zeytinyağı’ karşılığını verdi. “Kâhya ona, ‘Borç senedini al ve hemen otur, elli ölçek diye yaz’ dedi. 16:7 “Sonra bir başkasına, ‘Senin borcun ne kadar?’ dedi. “‘Yüz ölçek*fx* buğday’ dedi öteki. “Ona da, ‘Borç senedini al, seksen ölçek diye yaz’ dedi. 16:8 “Efendisi, dürüst olmayan kâhyayı, akıllıca davrandığı için övdü. Gerçekten bu çağın insanları, kendilerine benzer kişilerle ilişkilerinde, ışıkta yürüyenlerden*fx* daha akıllı oluyorlar. 16:9 Size şunu söyleyeyim, dünyanın aldatıcı servetini*fx* kendinize dost edinmek için kullanın ki, bu servet yok olunca sizi sonsuza dek kalacak konutlara Kabul etsinler.”
Sürekli Dua
Luka 18:1-2 İsa öğrencilerine, hiç usanmadan, her zaman dua etmeleri gerektiğini belirten şu benzetmeyi anlattı:”Kentin birinde Tanrı’dan korkmayan, insana saygı duymayan bir yargıç vardı. 18:3 Yine o kentte bir dul kadın vardı. Yargıca sürekli gidip, ‘Davacı olduğum kişiden hakkımı al’ diyordu. 18:4-5 “Yargıç bir süre ilgisiz kaldı. Ama sonunda kendi kendine, ‘Ben her ne kadar Tanrı’dan korkmaz, insana saygı duymazsam da, bu dul kadın beni rahatsız ettiği için hakkını alacağım. Yoksa sürekli gelip beni canımdan bezdirecek’ dedi.” 18:6 Rab şöyle devam etti:”Adaletsiz yargıcın ne söylediğini duydunuz. 18:7 Tanrı da, gece gündüz kendisine yakaran seçilmişlerinin hakkını almayacak mı? Onları çok bekletecek mi? 18:8 Size şunu söyleyeyim, onların hakkını tez alacaktır. Ama İnsanoğlu* geldiği zaman acaba yeryüzünde iman bulacak mı?”
Ferisi ve Vergi Görevlisi
Luka 18:9-10 Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan bazı kişilere İsa şu benzetmeyi anlattı:”Biri Ferisi*, öbürü vergi görevlisi* iki kişi dua etmek üzere tapınağa çıktı. 18:11 Ferisi ayakta kendi kendine şöyle dua etti:’Tanrım, öbür insanlara -soygunculara, hak yiyenlere, zina edenlere- ya da şu vergi görevlisine benzemediğim için sana şükrederim. 18:12 Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını veriyorum.’ 18:13 “Vergi görevlisi ise uzakta durdu, gözlerini göğe kaldırmak bile istemiyordu, ancak göğsünü döverek, ‘Tanrım, ben günahkâra merhamet et’ diyordu. 18:14 “Size şunu söyleyeyim, Ferisi değil, bu adam aklanmış olarak evine döndü. Çünkü kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecektir.”
TEKRARLAR
Hardal Tanesi ve Maya Benzetmeleri(Markos 4:30-34; Luka 13:18-21)
Matta 13:31 İsa onlara bir benzetme daha anlattı:”Göklerin Egemenliği, bir adamın tarlasına ektiği hardal tanesine benzer” dedi. 13:32 “Hardal tohumların en küçüğü olduğu halde, gelişince bahçe bitkilerinin boyunu aşar, ağaç olur. Böylece kuşlar gelip dallarında barınır.” 13:33 İsa onlara başka bir benzetme anlattı:”Göklerin Egemenliği, bir kadının üç ölçek*fx* una karıştırdığı mayaya benzer. Sonunda bütün hamur kabarır.” 13:34 İsa bütün bunları halka benzetmelerle anlattı. Benzetme kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı. 13:35 Bu, peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu:”Ağzımı benzetmeler anlatarak açacağım, Dünyanın kuruluşundan beri Gizli kalmış sırları dile getireceğim.”
Kaybolan Koyun Benzetmesi(Luka 15:3-7)
Matta 18:12 “Siz ne dersiniz? Bir adamın yüz koyunu olsa ve bunlardan biri yolunu şaşırsa, doksan dokuzunu dağlarda bırakıp yolunu şaşıranı aramaya gitmez mi? 18:13 Size doğrusunu söyleyeyim, eğer onu bulursa, yolunu şaşırmamış doksan dokuz koyun için sevindiğinden daha çok onun için sevinir. 18:14 Bunun gibi, göklerdeki Babanız da bu küçüklerden hiçbirinin kaybolmasını istemez.”
Bağ Kiracıları Benzetmesi(Markos 12:1-12; Luka 20:9-19)
Matta 21:33 “Bir benzetme daha dinleyin:Toprak sahibi bir adam, bağ dikti, çevresini çitle çevirdi, üzüm sıkma çukuru kazdı, bir de bekçi kulesi yaptı. Sonra bağı bağcılara kiralayıp yolculuğa çıktı. 21:34 Bağbozumu yaklaşınca, üründen kendisine düşeni almaları için kölelerini bağcılara yolladı. 21:35 Bağcılar adamın kölelerini yakaladı, birini dövdü, birini öldürdü, ötekini de taşladı. 21:36 Bağ sahibi bu kez ilkinden daha çok sayıda köle yolladı. Bağcılar bunlara da aynı şeyi yaptılar. 21:37 Sonunda bağ sahibi, ‘Oğlumu sayarlar’ diyerek bağcılara onu yolladı. 21:38 “Ama bağcılar adamın oğlunu görünce birbirlerine, ‘Mirasçı bu; gelin, onu öldürüp mirasına konalım’ dediler. 21:39 Böylece onu yakaladılar, bağdan atıp öldürdüler. 21:40 Bu durumda bağın sahibi geldiği zaman bağcılara ne yapacak?” 21:41 İsa’ya şu karşılığı verdiler:”Bu korkunç adamları korkunç bir şekilde yok edecek; bağı da, ürününü kendisine zamanında verecek olan başka bağcılara kiralayacak.” 21:42 İsa onlara şunu sordu:”Kutsal Yazılar’da şu sözleri hiç okumadınız mı? ‘Yapıcıların reddettiği taş, İşte köşenin baş taşı oldu. Rab’bin işidir bu, Gözümüzde harika bir iş!’ 21:43 “Bu nedenle size şunu söyleyeyim, Tanrı’nın Egemenliği sizden alınacak ve bunun ürünlerini yetiştiren bir ulusa verilecek. 21:44 “Bu taşın üzerine düşen, paramparça olacak; taş da kimin üzerine düşerse, onu ezip toz edecek.” 21:45 Başkâhinler ve Ferisiler, İsa’nın anlattığı benzetmeleri duyunca bunları kendileri için söylediğini anladılar. 21:46 O’nu tutuklamak istedilerse de, halkın tepkisinden korktular. Çünkü halk, O’nu peygamber sayıyordu.
Şölen Benzetmesi (Matta 22:1-10)
Luka 14:12 İsa kendisini yemeğe çağırmış olana da şöyle dedi:”Bir öğlen ya da akşam yemeği verdiğin zaman dostlarını, kardeşlerini, akrabalarını ve zengin komşularını çağırma. Yoksa onlar da seni çağırarak karşılık verirler. 14:13 Ama ziyafet verdiğin zaman yoksulları, kötürümleri, sakatları, körleri çağır. 14:14 Böylece mutlu olursun. Çünkü bunlar sana karşılık verecek durumda değildirler. Karşılığı sana, doğru kişiler dirildiği zaman verilecektir.” 14:15 Sofrada oturanlardan biri bunu duyunca İsa’ya, “Tanrı’nın Egemenliği’nde yemek yiyecek olana ne mutlu!” dedi. 14:16 İsa ona şöyle dedi:”Adamın biri büyük bir şölen hazırlayıp birçok konuk çağırdı. 14:17 Şölen saati gelince davetlilere, ‘Buyurun, her şey hazır’ diye haber vermek üzere kölesini gönderdi. 14:18 “Ne var ki, hepsi anlaşmışçasına özür dilemeye başladılar. Birincisi, ‘Bir tarla satın aldım, gidip görmek zorundayım. Rica ederim, beni hoş gör’ dedi. 14:19 “Bir başkası, ‘Beş çift öküz aldım, onları denemeye gidiyorum. Rica ederim, beni hoş gör’ dedi. 14:20 “Yine bir başkası, ‘Yeni evlendim, bu nedenle gelemiyorum’ dedi. 14:21 “Köle geri dönüp durumu efendisine bildirdi. Bunun üzerine ev sahibi öfkelenerek kölesine, ‘Koş’ dedi, ‘Kentin caddelerine, sokaklarına çık; yoksulları, kötürümleri, körleri, sakatları buraya getir.’ 14:22 “Köle, ‘Efendim, buyruğun yerine getirilmiştir, ama daha yer var’ dedi. 14:23 “Efendisi köleye, ‘Çıkıp yolları ve çit boylarını dolaş, bulduklarını gelmeye zorla da evim dolsun’ dedi. 14:24 ‘Size şunu söyleyeyim, ilk çağrılan o adamlardan hiçbiri benim yemeğimden tatmayacaktır.'”
posted on Haziran 10th, 2014 at 14:01