Maddede fiziksel ve kimyasal değişimler
MADDE
Madde, uzayda(boşlukta) yer kaplayan(hacim) ve duyularla algılanabilen kütlesi, eylemsizliği olan nesne. Kendi çapında saf madde ve saf olmayan madde (karışım) olarak ikiye ayırdığı zaman saf maddeleri elementler ve bileşikler oluşturur. Saf maddenin belirli özellikleri vardır ve bu özellikleri hiç değişmez. Tam saf madde yok gibidir. Bir madde içinde bulunan yabancı maddeler, kimya usulleri ile anlaşılmayacak kadar az olunca, bu maddeye, saf denir. Saf süt demek, kimya bakımından doğru bir söz değildir. Çünkü süt belli özellikler taşıyan tek bir madde değildir. Karışımları ise homojen ve heterojen olarak incelemek gerekir. Maddelerin temel yapı taşı atomlardır. Bütün maddeler bazı ortak özellikler taşır.
Her madde etki alanı sonsuz olan bir kütle çekimi etkisi yaratır. Bu etkiyle öteki maddeleri kendisine çeker. Bu çekim etkisinin büyüklüğü, maddenin kütlesiyle doğru orantılıdır. Büyük kütleli maddelerin kütle çekim etkisi büyük olur.
Bütün maddeler bir “eylemsizlik” barındırır. Bir başka deyişle mevcut konumunu (durma hâlini ya da hareketini) koruma eğilimindedir. Bu eylemsizliğin büyüklüğü de yine maddenin kütlesiyle orantılıdır. Büyük kütleli maddeleri durur konumlarından harekete geçirmek ya da hareketlerini değiştirmek daha zordur.
Albert Einstein’ın geliştirdiği özel görelilik kuramına göre madde ve enerji birbirlerine dönüşebilir. Örneğin bir atom bombası patladığında ya da nükleer elektrik santrallerinde radyoaktif maddelerin tepkimeye girmesi sırasında madde enerjiye dönüşür.
Maddelerin bir başka maddeye dönüşmeksizin gözlenebilen ve ölçülebilen kimi fiziksel özellikleri vardır. Bunlar; renk, koku, tat, çözünürlük, sertlik, hacim, kütle, ısı ve elektrik iletkenliği, özkütle, genleşme, esneklik, erime noktası ve kaynama noktası gibi özelliklerdir. Bunların yanında maddelerin bir de kimyasal özellikleri bulunur. Maddelerin başka maddelerle kimyasal tepkimeye girip yeni maddeler oluşturma kapasitesi ya da yanıcılığı gibi özellikler kimyasal özelliklerdendir. ayrıca maddelerin radyoaktif özellikleri de vardır; kimi maddeler kendiliğinden ışın yayar. Bu tür maddelere radyoaktif maddeler denir.
Maddenin halleri: Maddeler eriyerek, donarak, buharlaşarak, yoğunlaşarak ya da süblimleşerek hâl değiştirir. Katı hâlde bulunan bir maddenin ısı alarak sıvı hâle dönüşmesine “erime” denir. Sıvı hâldeki bir maddenin ısı kaybederek katı hâle dönüşmesineyse “donma” denir. Katı maddenin eriyerek sıvılaşmaya başladığı sıcaklığa “erime noktası“, sıvı maddenin ısı kaybederek katılaşmaya yani donmaya başladığı sıcaklığaysa “donma noktası” denir. Maddenin erime ve donma noktaları, maddelerin ayırt edici özelliklerinden biridir. Sıvı hâldeki bir maddenin ısı etkisiyle gaz hâline dönüşmesine “buharlaşma” denir. Gaz hâlindeki bir maddenin soğuyarak sıvı hâle dönüşmesine de “yoğunlaşma” adı verilir. Gaz hâlindeki bir maddenin sıvı hâli atlayarak, doğrudan katılaşmasına ya da bu olayın tam tersine “süblimleşme” denir. Sıvılar her sıcaklıkta buharlaşabilir. Sıcaklık artıkça buharlaşma artar. Ayrıca her sıvının buharlaşması farklıdır. Örneğin, alkol, suya göre daha çabuk buharlaşır. Sıvıların kaynama sıcaklığı sabittir. Kaynama süresince kaynayan sıvının sıcaklığı değişmez. Ancak her sıvının kaynama sıcaklığı farklıdır. Örneğin, suyun kaynama sıcaklığı deniz kenarında 100ºC, cıvanın kaynama sıcaklığıysa 357ºC’dur. Kaynama sıcaklığı da maddelerin ayırt edici özelliklerinden biridir.
Cisim: Maddenin şekil almış halidir. Maddede daima değişiklikler olduğunu bilmekteyiz.
Olay: Maddede meydana gelen değişikliklerdir. Bu ise genel olarak fiziksel ve kimyasal olmak üzere ikiye ayrılır:
FİZİKSEL VE KİMYASAL DEĞİŞMELER
Sıcaklıkları ve basınçları değişen maddelerin halleri değişir. Maddeler değişim halindedir. Denizler buharlaşırken, bir müddet sonra buharlaşan moleküller yağmur olarak tekrar denizlere dönmektedir. Arabamızı çalıştırdığımızda benzin yanarak havaya çeşitli gazlar verir. Açığa çıkan gazlar havada başka gazlarla birleşerek tekrar yeni maddelere dönüşmektedir. Doğada meydana gelen değişmelerin bazıları maddenin içyapısında bazıları ise dış yapısında meydana gelir.
Atomların çekirdeklerinde değişmeler, parçalanmalar olduğu, radyoaktif denilen elementlerden anlaşılmaktadır. Atomların ortasında bulunan çekirdeklerin bu parçalanmasında, bir elementin başka bir elemente dönüştüğü anlaşılmıştır. Ayrıca, Albert Einstein‘in izafiyet kuramına göre madde ve enerji birbirine eşdeğerdir. Bu sebeple madde enerjiye, enerji de maddeye dönüştürülebilir. Mesela bir uranyum çekirdeğinin veya başka bir ağır atom çekirdeğinin ikiye ayrılmasıyla meydana gelen çekirdek bölünmesinde madde enerjiye dönüşür. Bileşik cisimlerde olduğu gibi, elementler de hep değişmekte, bir halden başka hale dönmektedir.
Fiziksel değişme: Maddenin dış yapısında meydana gelen, ama o maddenin hüviyetini ve yapısını bozmayan değişmelere fiziksel değişmeler denir. Maddenin katı, sıvı gaz oluşu bir fiziksel özelliktir. Maddenin şekli rengi, kokusu, erime sıcaklığı, kaynama sıcaklığı fiziksel özelliklerdir. Fiziksel değişmelere aşağıdaki örneklerden bazıları verilebilir; Örnek: Kâğıdın yırtılması-Odunun Kırılması-Yaprağın Dökülmesi-Naftalinin donması-Mumun erimesi-Camın kırılması
Kimyasal değişme: Maddenin içyapısının değişikliğe uğrayarak yeni maddeye dönüşmesine, o maddenin hüviyet ve yapısını değiştirmesine kimyasal değişiklik denir. Yanma, paslanma, ekşime, mayalanma, çürüme ve elektroliz gibi olaylar kimyasal değişikliklerdir. Kimyasal değişmelere aşağıdaki örneklerden bazıları verilebilir; Örnek: Mumun yanması-Suyun elektrolizi-Yaprağın Sararması-Kibritin Yanması-Suyun oluşması-Gümüşün kararması-Elmanın çürümesi-Hamurun mayalanması-Sütten yoğurt yapılması-Demirin paslanması.
Maddenin ortak özellikleri: Maddenin kütle, hacim, eylemsizlik ve tanecikli yapı olmak üzere üç tane ortak özelliği vardır. Maddenin ayırt edici özellikleri şekle, biçime, tada, kokuya ve miktara bağlı olmayıp, maddenin cinsine bağlıdır. Maddeler renk, hacim, kütle, ağırlık veya uzunluk açısından birbirlerine benzeyebilirler.
Maddenin ayırt edici özellikleri: 1)Öz kütle(yoğunluk) 2)Erime noktası ve kaynama noktası 3)Çözünürlük 4)Sıcaklıkla genleşme 5)Esneklik 6)İletkenlik 7)Özısı 8)Genleşme sıkça karşılaştığımız belli başlı ayırt edici özelliklerdir. Maddeler arasındaki farkları anlayabilmek için bu konu önemlidir.
Kütle (m): Bir maddenin sahip olduğu madde miktarına kütle denir. Kütle, madde miktarının bir ölçüsüdür, terazi ile ölçülür. Kütle, bir cisimdeki özdek niceliklerin ölçüsüdür. Aynı zamanda cismin hareket etmeye karşı gösterdiği direnç olarak da adlandırılabilir. Kütle her yerde aynı değere sahiptir. Bir su bardağının kütlesi, içinde su olduğu zaman başkadır, bal olduğu zaman başkadır, demir tozları olduğu zaman daha başkadır. Brüt – Dara = Net
Hacim (v): Bir cismin uzayda kapladığı yer miktarına hacim denir. Temel hacim birimi m3’tür. Hacmi ölçülecek madde, düzgün bir geometrik şekle (küp, dikdörtgen, üçgen gibi) sahipse, geometrik şeklin hacmi hesaplanarak o maddenin hacmi bulunabilir. Düzgün bir geometrik şekle sahip olmayan maddelerin hacmini hesaplamak için ise dereceli silindir kullanılır. Dereceli silindir içindeki sıvının (genellikle su kullanılır) madde konulduktan sonraki seviyesiyle konulmadan önceki seviyesi arasındaki fark maddenin hacmini verir. Bazen hacmi ölçülmek istenen katı madde, dereceli silindire sığmayacak kadar büyük olabilir. Bu durumda katı maddenin sığabileceği büyüklükte bir kap su ile doldurulur. Katı madde kabın içine konularak tamamen suya daldırılır. Kaptan taşan suyun hacmi katı maddenin hacmine eşit olur. Sıvıların hacmini ölçmekte litre birim olarak kullanılır. Sıvıların hacimleri dereceli silindirle ölçülür. Ölçüm yapılırken dereceli silindirin düz bir yüzeye konulması gerekir. Gazların da katı ve sıvılar gibi hacmi vardır. Ancak gazlar bulundukları kabın hacmini alırlar. Gazların hacmi, dış etkenlerle, ısı ve basınçla değişebilir. Örneğin, havaya uygulanan basınç arttığında, havanın hacmi küçülür, basınç azaldığındaysa hacmi büyür.
Ağırlık: Ağırlık, bir cisme uygulanan kütle çekim kuvvetidir. Ağırlık, bir cismin üzerine yerkürenin uyguladığı çekim kuvvetidir. Dinamometre ile ölçülür. Ağırlık birimi newton’dur ve kısaca N ile gösterilir. Dünya’da bir cismi ele alırsak yükseğe çıkıldıkça ağırlık azalır, kutuplara gidildikçe ağırlık fazlalaşır, ekvatora gittikçe ağırlık azalır. Ağırlık = Kütle x Yer çekimi ivmesi
Özkütle(Yoğunluk-Kesefet(d)): Bir maddenin birim hacminin kütlesine denir. Katı-sıvı-gazlar için ayırt edicidir. M= d. v Öz kütleyi sadece sıcaklık ve basınç değiştirebilir. Sıcaklık arttıkça maddenin hacmi artar fakat kütle değişmez. Hacim artınca öz kütle azalır. Maddelerin 1 cm3’ünün gram cinsinden kütlesine öz kütle denir. Öz kütlenin birimi g/cm3 dür. Saf maddelerin (element ve bileşik) öz kütleleri sabittir. Karışımların öz kütleleri ise sabit değildir. Bir maddenin öz kütlesinden söz ederken sabit bir sıcaklıktaki öz kütlesinden söz edilmelidir. Sıcaklık değiştiğinde maddenin hacmi değişeceğinden öz kütlesi de değişir. Özellikle gazlardaki değişiklik daha belirgindir. Öz kütle, maddenin karakteristik özelliği olmasına rağmen yalnız öz kütlesi bilinen bir maddenin hangi madde olduğu anlaşılamayabilir. Bir maddenin hangi madde olduğunun anlaşılabilmesi için birden fazla ayırt edici özelliğinin incelenmesi gerekir.
Hacim kütlesi(Özgül Ağırlık, Özağırlık(r)): Bir (aynı) maddenin birim hacminin kütlesine özağırlık denir. 1cm3’lük ağırlığı. Hacmi bir cm3, yani bir mili litre olan bir nesnenin gram cinsinden ağırlığıdır. Terazi ile ölçülmüş olan kütle, hacim ile bölünür. Hacim Kütlesi = Kütlesi/Hacim Nesnelerin hacim kütlesi ısı ile değişir, bu nedenle rakamlar dereceler ile birlikte verilir.
Özısı (c): Bir gram maddenin sıcaklığını bir santigrat derece arttırmak için gerekli olan ısıdır. 1 maddenin 1 gramının sıcaklığını 1°C değiştirmek için ona verilmesi veya ondan alınması gereken ısıdır. Hal değişimi sırasında erime ve kaynama noktalarında bir süre sıcaklık değişmez. Alınan ısı moleküllerin arasındaki bağları çözmek için harcanır.
Kütlesi 1 kg olan bir cisim: Güneş‘te 247. 2 N. Merkür‘de 3. 70 N. Venüs‘te 8. 87 N. Dünya‘da 9. 81 N. Ay‘da 1. 62 N. (Ay’daki ağırlık Dünya’daki ağırlığın 6’da 1’idir. ) Mars‘ta 3. 77 N. Jüpiter‘de 23. 30 N. Satürn‘de 9. 2 N. Uranüs‘de 8. 69 N. Neptün‘de 11 N. Plüton‘da 0. 06 N. ‘dür. Ekvator’da 9,78 N. Kutuplarda 9,83 N. İstanbul’da 9,80 N. Ankara’da 9,78 N. ’dür. (1 kg’lık kütlenin ağırlığı Paris’te 9,81 N. ’dür. 1 kg=Yaklaşık 10N) Dünyanın birim kütleye uyguladığı yerçekimi ivmesi 9. 81 m/s2 olduğundan dünyadaki ağırlık kuvveti bu ivme ve kütlenin çarpımına eşittir.
Örneğin, ağırlığımızın 75 kg. olduğunu söyleriz. Fakat bu bilimsel anlamda yanlış bir bilgilendirmedir. Aslında 75 kg. bizim kütlemizdir. Ağırlığımız ise (75 x 9. 81) 735. 75 N. (Newton) dur. Fizikte kuvvet, kütle ve ivmenin çarpımına eşittir (Force=mass. acceliration). Dünyanın birim kütleye uyguladığı yerçekimi ivmesi 9. 81 m/s2 olduğundan dünyadaki ağırlık kuvveti bu ivme ve kütlenin çarpımına eşittir. 75 kg’lık kütlenin Ay’daki ağırlığı (122. 62 N. 12. 5 kg. ) Güneşte 75 kg’lık kütle, dünyadakinin 28 katı ağırlığıdır. (20. 601 N. =2. 100 kg. )
Ağırlık ve Kütle Arasındaki İlişki: Ağırlık, kütle çekimi ile ilgili bir kuvvettir. Dünyanın bir cisme uygulamış olduğu kütle çekim kuvvetine cismin ağırlığı denir. Bu cismin Ay’da veya Neptün’de olduğu düşünüldüğünde, bu gök cisimlerinin bu cisme uyguladığı çekim kuvvetleri de değişecektir. Bu nedenle bir cismin madde miktarı (kütle) aynı kalmasına rağmen ağırlığı dünyada, Ay’da veya diğer gezegenlerde farklı olacaktır. Ağırlığı ölçerken yaylı terazi kullanılırken, kütle ölçmek için eşit kollu teraziler kullanılmaktadır.
Kaynama Sıcaklığı: Saf bir sıvının buhar basıncının atmosfer basıncına eşit olduğu sıcaklığa kaynama sıcaklığı denir. Sıvılar ve gazlar için ayırt edici bir özelliktir, çünkü kaynama sıcaklığı yoğunlaşma sıcaklığına eşittir.
Çözünürlük: Bir maddenin çözücü içindeki çözünebilme özelliğidir. Çözünürlük, 100 gr çözücü (ya da 100 ml saf su) içinde çözünebilen maddenin gram olarak ağırlığı cinsinden gösterilir. Belirli bir sıcaklık ve basınçta, bir çözeltide belirli miktarda madde çözünür. Çözeltiye daha çok çözünen madde eklendiğinde, normalde çözünen maddenin fazlası çözünmeden kalır ve o sıcaklıkta çözünen maddenin derişimi en yüksektir. Böyle çözeltilere doymuş çözeltiler denir. Bir maddenin çözünürlüğü sıcaklık, basınç, çözücü ve çözünenin cinsine bağlı olarak değişir. Katı ve sıvı maddelerin çözünürlüğü sıcaklıkla artarken gazlarınki azalır. Gazların çözünürlüğünü artıran etki basınçtır. Katı ve sıvıların çözünürlüğünde basıncın bir etkisi yoktur. Ayrıca çözeltiyi karıştırmak, çözeltinin sıcaklığını yükseltmek ve maddeleri toz hâline getirmek de çözünme hızını artıran etmenlerdir.
Erime noktası: Bir maddenin katı hâlden sıvı hâle geçtiği sıcaklık derecesi. Standart atmosfer basıncında, saf kristal yapılı katıların her biri farklı sıcaklıklarda erir. Bu nedenle, erime noktası bir maddenin ayırt edici özelliklerinden biridir ve onu tanımlamakta kullanılır. Böylesi katılara, yeterince ve sürekli ısı uygulandığında, sıcaklık sıvılaşma oluşuncaya kadar sabit bir şekilde artar. Sıcaklıktaki artış burada sonlanır ve artık maddenin tamamı sıvıya dönüşünceye kadar bir değişim gözlenmez. Sıvılaşma tamamlanmasına karşın ısı uygulanması sürdürülürse, sıcaklık yeniden yükselmeye başlar.
KARIŞIMLARIN FİZİKSEL AYRIŞMASI
Maddeyi ayrıştırma teknikleri: Doğadaki maddelerden pek çoğu saf olarak bulunmaz, karışım olarak bulunur. Karışımlardan saf maddeler elde edebilmek için, çeşitli ayırma teknikleri kullanılır. Bunlar eleme, süzme, yüzdürme, dinlendirme, damıtma gibi yöntemlerdir.
Eleme: Bu yöntemle farklı büyüklükteki tanecik yapısına sahip katı-katı heterojen karışımları ayırmada kullanılır. Örnek: kumu taştan ayırmak, mercimek ile nohudu birbirinden ayırmak. Süzme: Birbiri içinde çözünmeyen katı-sıvı heterojen karışımları ayırmada kullanılır. Örnek: demlenmiş çayın yaprağından ayrılması, kumun sudan ayrılması. Yüzdürme: Yoğunlukları farklı katı-katı karışımlarının bir sıvı yardımıyla ayrıştırılmasını sağlar. Kum ve talaş karışımı su içine bırakıldığında kum dibe batarken talaş yüzeye çıkar. Bu sayede kum ve talaş birbirinden ayrılabilir. Mıknatısla: Mıknatıs yardımı ile karışımın içinde bulunan demir, nikel ve kobalt mıknatıs yardımı ile diğer maddelerden ayrılabilmektedir. Fakat bu yöntemle demir, nikel ve kobalt birbirinden ayrıştırılamamaktadır. Bu yöntem günlük hayatta özellikle çöplerde hurda toplamasında kullanılmaktadır. Damıtma: Bir sıvıyı ısıtıp önce buhar haline, sonra da buharın soğutup tekrar sıvıya dönüştürülmesine damıtma denir. Kaynama noktaları farklı sıvılardan oluşan homojen karışımlar damıtma yoluyla ayrılabilirler. Karışım kaynatıldığında önce kaynama noktası düşük olan sıvı buharlaşır. Bu buhar yoğunlaştırılıp tekrar sıvı elde edilir. Örneğin alkol ve su karışımı ısıtılmak suretiyle birbirinden ayrıştırılabilir. Damıtma sayesinde ham petrolün arıtılması, bitkisel yağ elde edilmesi, saf su elde edilmesi gibi işlemler gerçekleştirilebilmektedir. Kristallendirme: Katı-sıvı homojen karışımlar kristallendirme ile birbirinden ayrıştırılabilmektedir. Tuzlu su, şekerli su gibi. Bu amaçla karışım ısıtıldığında sıvı (su) buharlaşır ve katı (şeker-tuz) kristal şeklinde elde edilir. Çözünürlük: Katı-katı heterojen karışımlarının çözünürlüklerinin farklı olmasından faydalanılarak yapılabilen bir Ayırma yöntemidir. Yemek tuzu-kum karışımı bir sıvıya konulduğunda tuz çözünür kum dibe çöker. Kum süzme yöntemi ile ayrıştırılır. Tuz ise kristallendirme yöntemi ile ayrılır. Yoğunluk Farkıyla: Sıvı-sıvı heterojen karışımların ayrıştırılmasında kullanılır. Bu yöntemle su-zeytinyağı karışımı birbirinden ayrılabilmektedir.
Hal değiştirme: Erime: Bir maddenin katı halden sıvı hale geçmesine denir. Eriyen madde çevreden ısı alır. Donma: Sıvı bir maddenin katı hale geçmesine denir. Sıvı donarken çevresine ısı verir. Buharlaşma: Sıvı bir maddenin gaz hale geçmesine denir. Buharlaşan madde çevreden ısı alır. Yoğunlaşma: Gaz maddenin sıvı hale geçmesine denir. Yoğunlaşan madde çevreye ısı verir. Kaynama: Sıvılar her sıcaklıkta buharlaşır. Fakat buharlaşmanın en yoğun olduğu ana kaynama denir. Bu andaki sıcaklığa da kaynama noktası denir. Katının eriyip sıvılaştığı sıcaklığa erime noktası, sıvının katı hale geçtiği sıcaklığa donma noktası denir. Erime donmanın, buharlaşma yoğunlaşmanın tersidir.
ELEMENT: Aynı cins atomlardan meydana gelen saf maddelere element denir. Elementler fiziksel ve kimyasal yollarla kendinden daha basit maddelere ayrılmazlar. Özellikleri: Elementlerin en küçük yapı taşı atomdur. Elementler saf maddelerdir. Belirli erime ve kaynama noktaları vardır. Tek cins atomlardan oluşur. Kimyasal özellikleri bakımından Metal, Ametal ve Soygaz olmak üzere 3’e ayrılırlar. Elementler sembollerle gösterilir. bazı Elementlerin adı ve sembolleri: Hidrojen H, Helyum He, Karbon C, Azot N, Oksijen O.
BİLEŞİK: İki ya da daha fazla elementin belirli bir oranda bir araya gelerek özelliklerini kaybederek oluşturdukları yeni saf maddeye bileşik denir. Özellikleri: Bileşiklerin en küçük yapı taşı moleküldür. Bileşikler saf maddelerdir. Belirli erime ve kaynama noktaları vardır. Farklı cins atomlardan oluşur. Kimyasal yollarla oluşurlar ve bileşenlerine sadece kimyasal yollarla ayrılırlar. Kendini oluşturan elementlerin özelliğini taşımazlar. Bileşikler sembollerle gösterilir. bazı Bileşiklerin Adı ve Formülü: H2O Su,,NaCI Sodyum klorür (Yemek Tuzu), CO2 Karbondioksit, NaOH Sodyum hidroksit, HCI Hidroklorik asit, H2SO4 Sülfürik asit
KARIŞIM: Karışım, iki ya da daha çok maddenin karışmasıyla oluşan ve birbirleriyle tepkimeye girmeyen madde topluluğuna verilen ad. Tuzlu su, toprak, göl ve deniz suları, petrol gibi maddeler gerçekte birer karışımdır. Özellikleri: Saf maddeler değildir. Belirli erime ve kaynama noktaları yoktur. Her oranda rastgele karışabilirler. Bileşenlerine fiziksel yollarla ayrılırlar. Homojen ve heterojen karışımlar olmak üzere ikiye ayrılırlar. Homojen karışımlar: Her tarafında aynı özelliği gösteren karışımlardır. Tek bir madde gibi görünürler. Homojen karışımlara genellikle çözelti denilmektedir. Örnek: şekerli su, tuzlu su Heterojen karışımlar: Her tarafında aynı özelliği göstermeyen ve tek bir madde gibi görünmeyen karışımlara denir. Örnek: meyve suları, süt, talaşlı su.
ÇÖZELTİ: Bir maddenin bir başka madde içinde homojen olarak dağılmasından oluşan karışımdır. Bu nedenle homojen karışımlara çözelti adı verilir. Şekerli su, hava, alkollü su birer çözeltidir. Çözeltilerin herhangi bir yerinden alınan örnek, o çözeltinin bütün özelliklerini gösterir. Çözeltiler, içinde çözünmüş olarak bulunan maddelerin miktarına göre, derişik ve seyreltik olarak iki gruba ayrılır. İçinde çözünen madde miktarı fazla olan çözeltilere derişik (konsantre) çözeltiler, çözünen madde miktarı az olan çözeltilere ise seyreltik çözeltiler denir.
Kendisini oluşturan maddelerin katı, sıvı ve gaz olmasına göre emülsiyon, süspansiyon ve aerosol olmak üzere üçe ayrılırlar. a. Emülsiyon: Sıvı + sıvı heterojen karışımlardır. Örnek: Su+zeytinyağı karışımı. b. Süspansiyon: Katı + sıvı heterojen karışımlardır. Örnek: Su+tebeşir tozu, çamur(su + toprak), ayran, kahve. c. Aerosol: Sıvı + gaz heterojen karışımlardır. Örnek: Kolonya, kolalı içecekler, parfümler
MADDE SIKIŞTIRILABİLİR Mİ?
Katı Maddeler: Katı maddeleri oluşturan moleküller düzenli ve aralarında bir boşluk olmayacak şekilde yerleşmiştir. Belirli bir şekilleri vardır. Akışkan değillerdir. Bazıları esnektir, sıkıştırılabilir. ayrıca küçük taneli katılarda bulundukları kabın şeklini alır. Ama bulundukları kabı bir sıvı yardımı olmasa asla dolduramazlar. Tüm katıların erime noktası yüksek olur. Sadece cıva(Hg) 25 derecelik oda sıcaklığında sıvı halde bulunur. Genellikle sert olurlar ama su katı hale dönüşebilir. Örneğin su donduğunda buz olur yani katı. İşte bunun gibi kısaca tanımı bunlardır Sıvı Maddeler: Sıvı maddeleri oluşturan moleküller arasında çok küçük denilecek kadar az yani önemsiz boşluklar vardır. Sıkıştırılamaz veya kısmen sıkıştırılır. Belirli bir şekli yoktur, konulduğu kabın şeklini alır. Hacim ve kütlesi vardır. Akışkandır. Kaynama sıcaklığı(1000C) vardır. 100 dereceyi aştığında buharlaşma olayı gerçekleşir. Bu arada sıvı gaz haline gelir. Gaz Maddeler: Gazları oluşturan moleküller arasında çok büyük boşluklar vardır. Diğerlerine göre çok rahat bir şekilde sıkıştırılabilir. Belirli bir şekli yoktur. Bulundukları hacmin şeklini alırlar. Akışkandırlar. ayrıca genleşme olayının en fazla olduğu haldir.
Hava saf maddemidir? Yoksa Karışım mıdır? Hava saf madde değildir. Bir maddenin saf madde olması için tek bir elementten oluşması gerekir. Fakat havada oksijen, karbondioksit, çeşitli kirletici gazlar(kükürt ve karbon bileşikleri), nem gibi birçok farklı madde bulunur. Bu yüzden hava saf değildir. Karışımdır.
Isı, ışık, ses madde midir? Isı, maddeyi oluşturan atom veya molekül gibi parçacıkların ortalama kinetik enerjilerinde bağıl bir enerji türü olup, madde değildir. Nasıl ki hareket halindeki bir topun kinetik enerjisi, topun madde yapısından bağımsız bir unsur ise, ısı da öyle. . . Işık, parçacık davranışı foton adıyla etiketlenen ve durağan kütlesi sıfır olan elektromanyetik dalgalar tarafından taşınan enerji biçimi olup, keza madde değildir. Nasıl ki, elektrik ve manyetik alanlar madde parçacıklarından oluşmuyorsa, ışık da öyle. . . Ses, hava veya bir başka gazın moleküllerinin ortalama kinetik enerjilerindeki ve buna paralel olarak basıncındaki değişimlerin dalgalanmalarından oluşur. Nasıl ki, birim yüzey alanı başına kuvveti temsil eden basınç, madde olmayıp, maddeyi oluşturan parçacıkların yol açtığı bir etki ise, ses de öyle. . .
posted on Mart 30th, 2016 at 11:12
posted on Mart 30th, 2016 at 11:13
posted on Mayıs 1st, 2016 at 11:25
posted on Aralık 20th, 2018 at 17:56