Kadının imamlığı-Prof.Süleyman Ateş
KADININ İMAMLIĞINA TARAF OLANLAR
“Geçmişten bu yana, kadınların ibadetleri yönetmesi konusunda yürütülen tartışmaların tümünü bilmemiz mümkün değil. Biz, bu alanda yapılan tartışmaların yazılı biçimde belgelendiği durumlardan yola çıkıyoruz. Söz konusu belgelere bakıldığında da gerçekten kadınların, kadınlı erkeklerin de bulunduğu bir cemaate namaz kıldırmasına, imamlık yapmasına karşı olmayan, Ebu Sevr el Kelbi (Ölümü: 876), Ebu İsmail El Muzeni (Ölümü: 879) ve İbn Teymiyye (Ölümü: 1328) gibi din adamları olduğunu da görüyoruz. (Ebû-İbrâhîm İsmâil b. Yahyâ el-Müzenî (v. 264/877); Şâfi’î bu talebesi için “mezhebimin dayanağı, yardımcısı” demiştir. Şâm, Irak ve Horasan’ın birçok ulemâsı onun talebesidir. Şâfi’î’ye muhâlif ictihadları vardır. Kitabının adı: El-Câmiu’l-Kebîr ve Muhtasar)
O din adamlarının, nasıl olup da kadının ibadeti yönetmesine karşı olmadığını, razı geldiğini, fikirlerini neye dayandırdığını ayrıntıları ile bilmiyoruz, ama yine aynı din adamlarının yaşadıkları dönemde gösterdikleri bu liberal tutumun şiddetli protestolara neden olduğu ya da diğer meslektaşları tarafından kınandığı yönünde de hiçbir haber ya da belge de yok.
Bunda belki de o dönemde kadınların imamlık yaptığı durumların istisna olması etkili olmuş olabilir ya da Kuranıkerim’i ayrıntılı olarak tanıyan, ezbere bilen, ibadet edilecek ortamda imamlık görevini üstlenecek yetenekte ve bilgide erkeklerin bulunmaması ve bir kadının din konusunda eşi, çocukları ya da kölelerinden daha yetkin olması belirleyici olmuştur. Böylece kadın, örneğin Teravih Namazı’nı (Ramazan ayında beş vaktin dışında gönüllü olarak kılınan namaz) kıldırmış olabilir.
Teravih Namazı’nın mecburi olmaması ve topluluk içinde değil de daha çok aile üyeleri arasında kılınması, tepki gösterilmemesini sağlamış olabilir. Kimileri de belki istisnalara göz yumulduğu ve istisnaların kaideyi bozmayacağı gerekçesini ileri sürmüş ve bu durumu savunmuş olabilir. Diğer taraftan bu istisnalar, kadının imamlık yapması kararında dini kurallardan ya da temel prensiplerden çok, toplumsal durumların önem arzettiği ve belirleyici olduğu teorisini doğrulayabilir.
Ümmü Varak olayının örnek oluşturması
Günümüzde kadınların namaz kıldırmasıyla ilgili tartışmalarda sık sık “Ümmü Varak” olayı örnek veriliyor. Farklı kaynaklardan aktarılan hikayenin parçaları birleştirilince “Ümmü Varak” adlı kadının Kuranıkerim’i çok etraflı biçimde tanıyan ve ezbere bilen biri olduğu ve Hz. Muhammed’in onu kendi ev ahalisine namaz kıldırmakla görevlendirdiğini biliyoruz.
İslam toplumu içinde kadının yeniden değer kazanması
Kadınların imamlık yapmasıyla ilgili tartışmalar çok sağlıksız. Bizim asıl ihtiyacımız olan, Müslüman toplumunun (ümmeti), içinde bulunduğu durumu eleştirel biçimde değerlendirmesini sağlamaktır. (Halima Krausen- http://tr.qantara.de/webcom/show_article.php/_c-679/_nr-4/_p-1/i.html )
KADINLARIN ÖNDERLİĞİ (İMAMLIĞI)- SÜLEYMAN ATEŞ
“Hanım sahâbîlerden Ümmü Varaka adında bir ensâr kadını vardı. Kur’ân’ı cem’etmiş (ezberlemiş) olan bu hanıma, Peygamber, kendi ev halkına namaz kıldırmasını emretmiştir (Ebû Dâvûd, Salât: b. 62, h. 592). İmam Ahmed ibn Hanbel, bu olaya dayanarak Kur’ân okuyan kadının, okumayan erkeklere imam olup teravih namazını kıldırabileceğine karar vermiştir.” (Buhari, Cihâd: h. 1071)… (Süleyman Ateş -Vatan Gazetesi -16.3.2003)
886- Hz. Peygamber kendi döneminde Kur’ân’ı baştan sona yazan/toplayan bir kadına kendi ailesine imamlık yapması için izin vermişti. Bu kadın sahabinin adı Ümmü Varaka bt. Abdullah b. Haris olup Rasûlullah kendisine Şehide derdi. Hz. Ömer döneminde kölesi ve cariyesi tarafından şehit edildi. (el-MUSNED – İmam Ahmed b. Hanbel -el-Fethu’r-Rabbânî Tertibi) (Ayrıca Ebu Davud’un Sünen’ in de, İbn Huzeyme’ nin Sahih’ inde, Beyhaki’nin Sünen-i Kebir’ inde, Hakim’ in Müstedrek’ine bakılabilir.) (Ümmî Varaka’ nın ev halkı ise, ölümünden sonra azad olmaları kaydıyla hür kıldığı biri erkek diğeri hanım iki köleden ibaretti. Bu rivayete dayanarak İmam Ahmed, Ebu Sevr, Müzeni, Taberi, Ibn Teymiyye gibi alimler, kadının zaruret halinde erkeklere de imamlık yapabileceğini söylemişlerdir.)