Dua Örnekleri
ALLAH ‘A YÖNELİŞ VE YAKARI (DUA) NEDİR?
DUA NASIL OLMALIDIR? SAMİMİ DUAYA ÖRNEK
DUAYA YETERİNCE KONSANTRE OLAMAMA NEDENLERİ
DUA ETMEDEN ÖNCE YAPILMASI GEREKENLER
KUR’AN’DA DUA VE ÖNEMİ, DUA VE KULLUK, DUA VE ŞİRK
DUA ÖRNEKLERİNE DAİR KUR’AN AYETLERİNDEN ÇIKARIMLAR
DUA İFADELERİNE KUR’AN AYETLERİNDEN ÖRNEKLER
Hayat sorunlarla doludur. Sorunlarla bütünüyle baş etmek kolay değildir. Kişi üzerine düşeni yaparken bir taraftan da Yaradan’dan yardım almak ister. Dua, insan için bir ihtiyaçtır. Allah’a, O’nun iradesine uygun dua ve kulluk, Allah’ın ihtiyaç duyduğu bir durum değildir. Buna, insanlar gereksinim duyar ve onunla güç ve enerji kazanır. Bu güç ve enerji, sanal veya salt psikolojik bir terapi değildir. Gerçeğin gerçekten yaşanmasıdır. Allah, gerçekten insana yardım etmekte, insan da bundan güç kazanmaktadır. Çünkü Allah, yardım ettiği zaman gerçekten yardım etmektedir.
35Fatır/15-“Ey İnsanlar! Allah’a muhtaç olan sizsiniz, ama O, hiçbir şeye muhtaç değildir. Öyleyse gerçek övgüye layık olan O’dur.”
ALLAH ‘A YÖNELİŞ VE YAKARI (DUA) NEDİR?
Dua; Allah’a yalvarma, yakarma, ondan maddi ya da manevi bir şeyler isteme demektir. Dileklerin iletilmesinde kullanılan bir tür ’dilekçe’dir. Dua eden dilekçesini doğrudan Rabbine sunmuş, Allah ile arasına aracı koymamış olur. Genellikle insanı aşan durumlarda Rabbimize dua edilir. İnsanı aşan zor durumlarda herkesin başvurduğu, sayesinde beslendiği, güç ve enerji kazandığı, umutlandığı, geleceğe sevgiyle baktığı bir eylemdir dua. Kendimizin yapabileceği işleri Rabbimizden istemek dua olmadığı gibi doğru da değildir. Hakkını ısrarla aramak, dua değildir. Birinden yapabileceği bir yardım istemek de dua değildir. Dua, adil bir gözün izlediğine olan inanç ve ona duyulan güvendir. Dua; bu bilinçteki topluma gerçek bir otokontrol, iç disiplin ve özdenetim sağlar.
Dua etmek, Allah ‘a yaklaşmanın en güzel yoludur. Sıkıntıların, isteklerin ve beklentilerin Rabbimize açılmasıdır. Ne kadar içten, yürekten, yüreğin derinliklerinden seslendirilirse o ölçüde yankı bulur. Olayları yürekten yaşamayanlar yürekten konuşamaz ve yürekten seslenemezler. İnsanla Allah arasındaki en güçlü ilişki duadır. “(İnananlara) de ki: “Dua ve yönelişiniz O’na olan inancınız için değilse, Rabbim size niçin değer versin?” (Ve inkârcılara da de ki:) “Gerçek şu ki, siz (Allah’ın mesajını) yalanladınız: artık bu (günah) yakanızı bırakmayacaktır!” (25Furkan/77)
Dua; işin başında, sonunda, her yerde ve her zaman yapılır. Tükettiğimiz her şey için birine borçluyuz. En fazla borçlu olduğumuz ise, Allah‘tır. Borcumuzu ve minnettarlığımızı dillendirmek, diğer varlıklara karşı sorumluluğun bir parçasıdır. (35Fâtır/15)
Dua, bir şeylerin değişmesinin arayışıdır; durumu kabul etmeme, değiştirme için bir rica, bazen duruma bir çeşit itirazdır. Rica veya itiraz edenler sorumluluklarını tam yerine getirmiş olmalıdırlar ki itirazları veya ricaları dinlemeye değer bulunsun. (10Yunus/88)
Herkesin istekleri, dilekleri, beklentileri ve ihtiyaçları farklı olabileceğinden dua; bireysel, içten, şova dönüştürmeden ve samimiyetle yapıldığı zaman üstün değeri ve arzu edilen sonuca ulaşılması beklenilebilir. (7A’raf/55,205 6/63)
Allah’a yapılacak en büyük ibadet(kulluk-tapmak) duadır. Allah’ın yapılacak duadan hiçbir çıkarı yoktur. Dua, yeryüzündeki neredeyse tüm insanların dinle ilgili ortak eylemidir. Herkes dua etmektedir. Müslüman’ı, Yahudi’si, Hıristiyan’ı, Hindu’su ve hatta çok zor durumda dinlere sıcak bakmayan kişiler de dua etmektedirler.
13Ra’d/14-“Nihai Gerçek’e varmak amacıyla yapılan bütün dualar, bütün çağrı ve arayışlar ancak O’na yöneltilmelidir; çünkü insanların O’nu bırakıp da yakardıkları (öteki varlıklar ve güçler) bu yakarışlarına hiçbir şekilde karşılık veremezler. Öyle ki, (onlara, yakarıp duran kimsenin durumu) ellerini suya doğru uzatıp, suyun kendisine ulaşmasını bekleyen birinin durumuna benzer; oysa bu durumda su asla ona ulaşmayacaktır. Bunun içindir ki, hakkı inkar edenlerin yakarması kendilerini sapınç içinde tüketmekten başka bir sonuç getirmez.”
Kendini beğenmiş kibirli insanların duası boşunadır. Onlar zaten başkalarını aşağılamakta, hor görmekte, ötekileştirip düşmanlar yaratmakta ve ancak çok zor durumlarda duaya başvurmaktadırlar. Onların öncelikle kibirden kurtulmaları gerekir: “Rabbiniz buyurur ki: “Bana dua edin, duanızı kabul edeyim! Bana kulluk etmeye tenezzül etmeyenler (kibirlenenler), mutlaka aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir!” (40Mu’min/60).
Riyakârın duası anlamsızdır. Çünkü gösteriş olsun diye dua etmektedirler. Allah’ı denemek için dua edenlerin duası da boşunadır. İnandıkları için değil denemek için dua etmektedirler. Allah’ın yanı sıra Allah’tan başkasına ilahi güçler ve Allah’a ait özellikler yakıştıranların duası da karşılık bulmaz. Çünkü Allah’a ait yetkileri başkalarına yakıştırdıkları için zaman zaman bu sahte ve yapay tanrı görüntülerinden medet beklemekte ve gerçekleşen dileklerini onlara bağlamaktadırlar.
Allah’a dua (yalvarı ve yakarı), en güvenilir ve en güçlü varlığa umut bağlamaktır. Allah’a dua, kişiye umut ve güç verir. Allah’tan başkasına dua kişiyi alçaltır, onurunu ayaklar altına sokar. Allah’tan başkasına dua, kişinin kendisi gibi aciz varlıklara umut bağlamasıdır.
Kişi üzerine düşeni yaptıktan sonra bencilliğe gitmeden, gösteriş yapmadan, O’nun onaylamayacağı şeyleri O’ndan istemeden, içten, yürekten, samimiyetle, kendi anadilinde yapılan yakarılar asla karşılıksız kalmaz. Bu yola gidenler asla kaybetmezler. Kişi ne istediğinin ve ne söylediğinin bilincinde olduğu ölçüde yürekten seslenebilir. Dua konusunda üzerlerine düşeni yapmadıkları halde, sırf bencil tutkularını doyurmak için, insanlara şov yapmak için, anlaşılır-anlaşılmaz sözcükleri tekrar tekrar yineleyerek dua ettiklerini zannedenler, sonunda türbelere, büyücülere, medyumlara, falcılara, muskacılara, üfürükçülere düşmektedirler. Böylelikle onlar hem insan onurunu ayaklar altına almakta, hem mallarını hem de itibarlarını kaybetmektedirler. Bu tuzağa sadece dindarlık frekansı yüksek olanlar düşmemekte, Allah’ı kabul etmediklerini söyleyenler de bunlara alet olmaktadırlar. Oysa din konusunda salt Tanrı sözünü tek doğru kabul edenler buralara düşmenin ne denli onur kırıcı ve ahlakdışı emellere hizmet ettiğini çok iyi bilmektedirler.
DUA NASIL OLMALIDIR? SAMİMİ DUAYA ÖRNEK
Çok büyük bir sıkıntı içinde olan, anne-babasından, eşinden, çocuğundan, tanıdığı herkesten umudunu kesmiş bir insanı düşünün. Bütünüyle çaresiz bir insan… Herkes onu terk etmiş… İşte bu insanın Allah’a olan yakarışı, son derece içtendir. O, duasını hiç de anlamadığı bir dilde yapmaz, duasını bir an önce bitirme gayreti içinde de olmaz. Normalde konuşmasını beceremese de, o an bülbül kesilir. En büyük edebiyatçılar, söz yazarları bile onun gibi içten ve ağır sözleri söyleyemez. O, bir sanatçı gibi edip, bir âşık gibi samimi, bir bitki gibi doğal ve bir kul gibi sadedir.
(2Bakara: 186; 5Maide: 90; 6En’am: 17,71; 26Şuara: 213; 40Mümin: 65 )
- “Allah, bazı özel yerlerdeki duayı mutlaka(: daha çok) kabul eder” inancı. Önceden kodlanmış bazı yerler vardır; duayı orada yapmak gerekir. (İnsan bazı yerlerde daha fazla etkilenebilir ve daha bilinçli ve verimli bir dua edebilir.)
- “Allah, bazı özel günlerdeki veya saatlerdeki duaları mutlaka kabul eder” inancı. Kodlanmış bazı günler vardır; o günlerde dua etmek gerekir, duayı ona denk getirmek gerekir. (İnsan bazı zamanlarda daha fazla etkilenebilir ve daha bilinçli ve verimli bir dua edebilir.)
- “Allah, bazı özel dillerdeki duaları mutlaka kabul eder” inancı. İlahi kitap dillerini kutsamak gibi.
- “Allah, bazı duaları belli sayıda tekrarlarsak mutlaka kabul eder.” inancı. Kodlanmış bazı sayılar(mantra) vardır; duayı ona denk getirmek gerekir.
- “Allah her türlü duayı(isteği) kabul eder.” inancı. Allah’ı doğru tanımak gerekir. Allah’a inanan birine yapılan beddua geçersizdir. Birinden bir şey isteniyorsa onun neleri kabul edip neleri etmeyeceği de bilinmelidir. Sigaraya karşı olandan birinden sigara parası istemenin anlamsızlığı gibi. 2Bakara: 186 5Maide: 90
- “Allah, bazı özel kişilerin duasını mutlaka kabul eder.” inancı. Allah’a göre özel ayrıcalıklı insanlar vardır; O’nun yanında ancak onların sözü geçer.
9Tevbe: 80–Onlar için ister bağışlanma dile, ister dileme (fark etmez.) Onlar için yetmiş kez bağışlanma dilesen de, Allah onları asla affetmeyecektir. Bu, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmiş olmaları sebebiyledir. Allah, yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez.
TÜRBELERİN YANINDA DUA VE NAMAZ
2698- “Resûlullah şöyle dediler: “Allah Yahudilere ve Hıristiyanlara lânet etsin. Peygamberlerinin kabirlerini mescide çevirdiler.“Buhârî, Salât: 54; Müslim, Mesâcid: 20, (530); Ebû Dâvud, Cenâiz: 76; Nesâî, Cenâiz: 106, (4, 95, 96).
2699- “Resûlullah şöyle duâ buyurdular: “Allahım, kabrimi ibâdet edilen bir put kılma” (ve devamla dedi ki): “Nebilerinin kabirlerini mescidler haline getiren bir kavme Allah’ın öfkesi artmıştır.“Muvatta, Kasru’s-Salât: 85, (1, 172); Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8: 539.
2700- Hz. Ali anlatıyor: “Resûlullah, beni mezarlıkta namaz kılmaktan menetti...“
TÜRBELERDEN MEDET DİLENMEK
1-Türbeyi araç, aracı, vasıta, vesile kullanmak:
- Ara yok ki aracı olsun.
“İnsanı yarattık. Nefsinin ne vesvese vereceğini biliriz. Biz ona(insana) şahdamarından daha yakınız.” (50Kaf: 16)
2-Allah’ın yanında kayırma ve haksızlık olmaz:
- Dünya hayatında aracıya ne zaman ihtiyaç duyulur?
“Biz hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz. Katımızda hakkı söyleyen bir kitab vardır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.” (23Müminun: 62)
3-Allah her şeyi ve herkesi bilir, görür, duyar:
- Kimin yanında aracılık edilecekse o kişi sizi iyi tanımıyordur, sizin ihtiyaçlarınızı bilmiyordur, görmüyordur, duymuyordur, çok meşguldür, sizin sözünüze değil kendi yanında etkili kişilerin sözüne ve yüzüne (yüzü suyu hürmeti) değer veriyordur.
Nur: 64-Dikkatli olun; göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır. O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir. Ve O’na döndürülecekleri gün, yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah, her şeyi bilendir.
Mücadile: 7-Allah’ın göklerde ve yerde olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri mutlaka O’dur; beşin altıncısı da mutlaka O’dur. Bundan az veya çok olsun, her nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir. Sonra yaptıklarını kıyamet günü kendilerine haber verecektir. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir.
4-Allah, yalnızca özel bir yerde değil ki duayı orada yapalım:
2Bakara: 186-”Eğer kullarım sana Benim hakkımda sorular sorarsa -(bilsinler ki) Ben çok yakınım; dua edenin yakarışlarına her zaman karşılık veririm; öyleyse onlar da Bana karşılık versinler ve Bana inansınlar ki doğru yolu bulabilsinler.”
6En’am: 3- Hâlbuki O, göklerde de Allah’tır, yerde de. Sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da. Sizin daha ne kazanacağınızı da bilir.
5-Türbeler ibadet yerine dönüştürülmemeli (Namaz kılmak, mum yakmak, adak adamak, çaput bağlamak gibi)
5Maide: 3-”…Dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal (kehanet) yoluyla kısmet aramanız size haram kılındı…”
39Zümer: 3-Halis inancın yalnız Allah’a yönelmesi gerekmez mi? O’nun yanı sırasını dost ve koruyucu(evliyalar) edinenler, “Biz bunlara sırf bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz!” (derler). Şüphesiz Allah, (Kıyamet Günü) onlar arasında (hakikatten saptıkları) her konuda mutlaka hüküm verecektir, çünkü Allah, (kendi kendine) yalan söyleyen ve inatla nankörlük yapan hiç kimseyi rahmetiyle doğru yola ulaştırmaz!
6-Allah, yalnızca özel bir yerde değil ki duayı orada yapalım:
2Bakara: 186-”Eğer kullarım sana Benim hakkımda sorular sorarsa -(bilsinler ki) Ben çok yakınım; dua edenin yakarışlarına her zaman karşılık veririm; öyleyse onlar da Bana karşılık versinler ve Bana inansınlar ki doğru yolu bulabilsinler.”
6En’am: 3- Hâlbuki O, göklerde de Allah’tır, yerde de. Sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da. Sizin daha ne kazanacağınızı da bilir.
DUAYA YETERİNCE KONSANTRE OLAMAMA NEDENLERİ
Ezberlenmiş duayı aceleyle bitirme gayreti
Dua ederken önceden belletilen şekillere ve kalıplara girme gayreti
Dua ederken önceden belletilen zamanı bekleme
Ne okuduğunu anlamadığı için yeterince yüreğinden seslenememe
Allah’ı deneme yoluna gitme anlayışı: Büyükler, şu duayı oku dediler; ben de iyi gelir diye okuyorum. Bir okuyayım bakayım, bakayım.
1)Kişi, öncelikle dürüst yaşamalı, Allah’ın kaynak kitabında anlattıklarını ciddiye almalıdır-2Bakara: 186
2)Allah’tan ne istediğinin bilincinde olmalı, söylediklerini anlamalı, anlamadıklarını söylememelidir-11Hud: 45-47; 8Enfal: 22-24
3)Allah’tan bir şeyler isterken, istek ve dileklerinin gerçekleşeceğine kesin inanmalıdır-12Yusuf: 108; 40Mümin: 41-42; 72Cinn: 20
4)Allah’ı denemeye kalkmamalıdır-22Hacc: 15
5)Sadece sıkışınca değil, sık sık dua etmelidir-6En’am: 40-41; 10Yunus: 22-23; 31Lokman: 32; 7A’raf: 189; 29Ankebut: 65; 10Yunus: 12; 30Rum: 33
6)Allah’tan bir şeyler isterken, araya aracılar(türbeler, melekler, peygamberler, evliyalar, muskalar ve uğur diye sanılan nesneler) sokmamalı, direkt Allah’tan istemelidir-39Zümer: 1-3; 2Bakara: 186; 72Cinn: 18
DUA VE ÖNEMİ, DUA VE KULLUK, DUA VE ŞİRK
2Bakara/186-Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.
7A’raf/29-De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (O’na) doğrultun. Dini Allah’a has kılarak O’na dua edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.”
7A’raf/180-En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua ve davet edin edin ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır.
10Yunus/12-İnsana bir zarar geldiği zaman, yan yatarak, oturarak veya ayakta durarak (o zararın giderilmesi için) bize dua eder; fakat biz ondan sıkıntısını kaldırınca, sanki kendisine dokunan bir sıkıntıdan ötürü bize dua etmemiş gibi geçip gider. İşte böylece haddi aşanlara yapmakta oldukları şeyler güzel gösterildi.
13Ra’d/14-Gerçek dua ve davet ancak O’nadır. O’ndan başka yalvardıkları (dua ettikleri) ise onların isteklerine ancak, ağzına ulaşmayacağı hâlde, ulaşsın diye avuçlarını suya uzatan kimsenin isteğine suyun cevap verdiği kadar cevap verirler. Kâfirlerin duası daima boşa çıkar.
13Ra’d/36-Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, sana indirilen Kur’an ile sevinirler. Fakat (senin aleyhinde olan) gruplardan onun bir kısmını inkâr edenler de vardır. De ki: “Ben ancak Allah’a kulluk etmek ve O’na ortak koşmamakla emrolundum. Ben yalnız O’na davet ediyorum ve dönüşüm de yalnız O’nadır.”
17İsra/110-De ki: “(Rabbinizi) ister Allah diye dua edin, ister Rahman diye dua edin. Hangisiyle dua ederseniz dua edin, nihayet en güzel isimler O’nundur.” Namazında sesini pek yükseltme, çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut.
18Kehf/14-15- Kalkıp da, “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başka ilâha asla dua ve davet etmeyiz. Yoksa andolsun ki saçma bir söz söylemiş oluruz. Şunlar, şu kavmimiz, O’ndan başka tanrılar edindiler. Onlar hakkında açık bir delil getirselerdi ya! Artık kim Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?” dediklerinde onların kalplerine kuvvet vermiştik.
40Mü’min/14-O hâlde, kâfirlerin hoşuna gitmese de, siz dini Allah’a has kılarak O’na dua ve davet edin.
40Mü’min/60-Rabbiniz şöyle dedi: “Bana dua edin, duanıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.”
40Mü’min/65-O, diridir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde sadece Allah’a itaat ederek (samimi olarak) O’na dua ve davet edin. Hamd, âlemlerin Rabbine mahsustur.
72Cin/20-De ki: “Şüphesiz ben ancak Rabbime dua ve davet ederim ve O’na hiç kimseyi ortak koşmam.”
2Bakara/43- Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.
2Bakara/44- Siz kendinizi unutarak diğer insanlara erdemli olmayı mı öğütlüyorsunuz -hem de ilahi kelamı okuyup durduğunuz halde?- Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?
2Bakara/45- Sabır ve namazla yardım dileyin: Bu, tam bir sığınma duygusu içinde yürekten Allah’a yönelenler dışında herkes için zor bir iştir.
2Bakara/46-Onlar ise (sonunda) Rablerine kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini kesinlikle bilirler.
2Bakara/47- Ey İsrail oğulları! Size bağışladığım nimetleri ve sizin diğer kavimlere karşı üstün gelmenizi sağladığım günleri hatırlasanıza!
2Bakara/151- Nitekim size, mesajlarımı iletmesi, sizi arındırması, vahiy ve hikmeti bildirmesi ve bilmediklerinizi öğretmesi için içinizden bir elçi gönderdik.
2Bakara/152- Öyleyse Beni anın(zikredin) ki, Ben de sizi anayım(zikredeyim); Bana şükredin ve Beni inkâr etmeyin.
2Bakara/153- Siz ey imana ermiş olanlar! Sarsılmaz bir sabır ve namaz ile yardım arayın; zira, unutmayın, Allah zorluklara karşı sabredenlerle birliktedir.
DUA ÖRNEKLERİNE DAİR KUR’AN AYETLERİNDEN ÇIKARIMLAR
Rabbimiz! Bizleri, doğruyu gören, gösteren ve ona uygun yaşam sürenlerden kıl! Bizi erdemli insanların arasına kat. (1Fatiha/6-7; 12Yûsuf/101)
Rabbimiz! İşlerimizi kolaylaştır, bizi işimizde verimli ve başarılı kıl! Yaptığımız hatalar ve ölçüsüz davranışlarımızdan dolayı bizleri bağışla. Unuttuklarımızdan ve yanılgılarımızdan dolayı bizleri sorumlu tutma! (20Taha/26; 3Ali İmran/147; 2Bakara/286)
Rabbimiz! Çevremizde, ülkemizde ve dünyada yaşanan olumsuzlukların, kavgaların, çatışmaların ve savaşların insanlığın hayrına sonuçlanmasını sağla! (28Kasas/24)
Rabbimiz! Yaşam boyunca doğru seçim yapmamızı, doğru-isabetli kararlar vermemizi ve bunları kararlılıkla yerine getirmemizi sağla! Rabbimiz! Sorunlarımızı en ideal biçimde çözebilmemizde bize yardım et! (18Kehf/10; 12Yûsuf/108)
Rabbimiz! Bize, işin başında da sonunda da güzellik ve iyilik ver. Bizi yıkıcı ve can yakıcı cezadan koru! (2Bakara/201)
Rabbimiz! İşlediğimiz hatalar ve ölçüsüz davranışlarımızdan dolayı bizleri bağışla. Bizi doğru ve sağlam çizgi üzerinde tut! Erdem karşıtlarına karşı bize yardım et! (3Ali İmran/147)
Rabbim! Yaşadığımız sorunların, çektiğimiz sıkıntıların, geçirdiğimiz hastalıkların bizi bilinçlendirmesini, geliştirip ilerletmesini sağla! (21Enbiya/83)
Allahım! Bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver. (2Bakara/286; 8Enfal/29)
Senin isteğin üzerine, fırsatları-kaynakları doğru değerlendiririz(şükür) ve özdenetim sağlarız(takva) umuduyla oruç tuttuk, yalvarımıza ve yakarımıza olumlu karşılık ver! (2Bakara/183,185)
Rabbimiz bizleri depreme, her türlü felaketlere, hastalıklara, tehlikelere karşı koru. Bize pişmanlığımızda kararlı olma fırsatı ver. Bizleri dosdoğru yola yönlendir. Bizleri koru, kurtar, bizlere yardımcı-destekçi bir güç ver. (2Bakara/286 17İsra/80 7A’raf/155,173 26Şuara/80)
DUA İFADELERİNE KUR’AN AYETLERİNDEN ÖRNEKLER
Kovuntu ayartıcı karagüçten(şeytan) sadece Allah‘a sığınırım
1Fatiha suresi/1-Gerçek esirgeyici(rahman), gerçek kurtarıcı koruyup kollayıcı(rahim) Allah adıyla,
1Fatiha suresi/2-Yüceltilmek(hamd), varlıklar dünyasının Yüce Sahib‘i olan sadece Allah‘a yakışır.
1Fatiha suresi/3-Gerçek esirgeyici, gerçek kurtarıcı koruyup kollayıcı olan.
1Fatiha suresi/4-Son duruşma(din) günü tek söz sahibi olan.
1Fatiha suresi/5-Sadece sana kulluk ederiz ve sadece senden yardım bekleriz.
1Fatiha suresi/6-Bizi, dosdoğru yaşam biçimine yönlendir.
1Fatiha suresi/7-İlahi değerlerle donattığın kişilerin yaşam biçimine…; hiddetlenilenlerin ve kötü yola sapanlarınkine değil.
2Bakara/127-Hani İbrahim, İsmail ile birlikte evin (Kâbe’nin) temellerini yükseltiyor, “Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur! Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin” diyorlardı.
2Bakara/128-“Rabbimiz! Bizi senin için Müslümanlar kıl. Soyumuzdan da senin için Müslümanlar bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.”
2Bakara/129-“Rabbimiz! İçlerinden onlara bir peygamber gönder; onlara âyetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları her kötülükten arındırsın. Şüphesiz, sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”
2Bakara/200-Hac ibadetlerinizi bitirince, babalarınızı-atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde Allah’ı anın. İnsanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Böyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur.
2Bakara/201-Onlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada (işin başında/kısa vadede) da iyilik ver, ahirette (işin sonunda/uzun vadede) de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru” diyenler de vardır.
2Bakara/250-(Tâlût’un askerleri) Câlût ve askerleriyle karşı karşıya gelince şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.”
2Bakara/285-Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de… Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. «Allah’ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır» dediler.
2Bakara/286-Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. “Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”
3Âl-i İmrân/8- “Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen.”
3Âl-i İmrân/9-“Rabbimiz! Şüphesiz sen, hakkında şüphe olmayan bir günde insanları toplayacaksın. Şüphesiz Allah va’dinden dönmez.”
3Âl-i İmrân/16-17- Onlar: “Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru” diyenler; sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve ‘seher vakitlerinde’ bağışlanma dileyenlerdir.
3Âl-i İmrân/38- Aynı yerde Zekeriya Rabbine yalvardı: “Ey Rabbim! Rahmetinle bana hayırlı bir nesil bağışla; zira Sen, her yakarışı duyarsın.”
3Âl-i İmrân/53- “Rabbimiz, biz indirdiğine inandık ve resule uyduk. Böylece bizi şahitlerle beraber yaz.”
3Âl-i İmrân/147- Onların tek söyledikleri şuydu: “Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işlerimizdeki aşırılıkları bağışla! Adımlarımızı sağlamlaştır ve hakikati inkar edenlere karşı bize yardım et!”
3Al-i İmran/191-Onlar ki ayakta dururken, otururken ve uyumak için uzandıklarında Allah’ı anar, göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde inceden inceye düşünürler: “Ey Rabbimiz! Sen bunları anlamsız ve amaçsız yaratmadın. Sen yücelikte sınırsızsın! Bizi ateşin azabından koru!”
3Al-i İmran/192-”Rabbimiz, şüphesiz Sen kimi ateşe sokarsan, artık onu ‘hor ve aşağılık’ kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur.”
3Al-i İmran/193-”Ey Rabbimiz! (Bizi) imana çağıran bir ses duyduk; ‘Rabbinize iman edin!’ Ve böylece imana geldik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızdan ötürü bizi affet ve kötülüklerimizi sil; ve gerçek erdem sahipleri olarak canımızı al!”
3Al-i İmran/194-”Ey Rabbimiz! Elçilerin vasıtasıyla vaad ettiklerini bize ver ve kıyamet Günü bizi mahcup etme! Şüphesiz, sen sözünden asla caymazsın!”
3Al-i İmran/195- Rableri, onlara şu karşılığı verdi: “Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini boşa çıkarmayacağım. Sizler birbirinizdensiniz. Hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet görenler, savaşanlar ve öldürülenlerin de andolsun, günahlarını elbette örteceğim. Allah katından bir mükâfat olmak üzere, onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Mükâfatın en güzeli Allah katındadır.”
4Nisa/75-Size ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
5Maide/83- Elçiye indirileni dinlediklerinde hakkı tanıdıklarından dolayı gözlerinin yaşlarla dolup taştığını görürsün. Derler ki: “Rabbimiz inandık; öyleyse bizi şahitlerle birlikte yaz.”
5Maide/84 “Hem Rabbimizin bizi salihler topluluğuna katmasını umarken ne diye Allah’a ve bize haktan gelene inanmayalım?”
5Maide/114- Meryem oğlu İsa şöyle yakardı: “Allahım, ey Rabbimiz! Üzerimize gökten bir sofra(rızık) indir de bizim hem öncekilerimize hem sonrakilerimize bir bayram olsun, senden bir mucize olsun. Rızıklandır bizi! Rızık verenlerin en hayırlısı sensin!”
7A’raf/23- O ikisi: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, hiç şüphesiz, kaybedenlerden olacağız!” dediler.
7A’raf/89-“Allah, bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra eğer ona dönersek mutlaka Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz Allah’ın dilemesi olmadıkça, sizin dininize dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimiz her şeyi ilmiyle kuşatmıştır. Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında gerçekle hükmet. Çünkü sen hükmedenlerin en hayırlısısın.”
7A’raf/125-Dediler ki: “Biz mutlaka Rabbimize döneceğiz.”
7A’raf/126-“Sen sırf, Rabbimizin ayetleri bize geldiğinde iman ettiğimiz için bize hınç duyuyorsun. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve Müslüman olarak bizim canımızı al.”
7A’raf/149-İsrailoğulları (yaptıklarına) pişman olup, gerçekten sapmış olduklarını görünce, “Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa kesin olarak hüsrana uğrayanlardan olacağız“ dediler.
10Yunus/10-Bunların oradaki duaları, “Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım!”, aralarındaki esenlik dilekleri, “selâm”; dualarının sonu ise, “Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur” sözleridir.
10Yunus/85-Onlar da şöyle dediler: “Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi zalimler topluluğunun baskı ve şiddetine maruz bırakma!”
10Yunus/88-Mûsâ, şöyle dedi: “Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun’a ve onun ileri gelenlerine, dünya hayatında nice zinet ve mallar verdin. Ey Rabbimiz, yolundan saptırsınlar diye mi? Ey Rabbimiz, sen onların mallarını silip süpür ve kalplerine darlık ver, çünkü onlar elem dolu azabı görünceye kadar iman etmezler.”
14İbrahim/37-“Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe’nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için… Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler.”
14İbrahim/38-“Rabbimiz! Şüphesiz sen, gizlediğimizi de, açığa vurduğumuzu da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.”
14İbrahim/40-“Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.”
14İbrahim/41-“Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana babamı ve inananları bağışla.”
17İsra/80-De ki: Rabbim! Gireceğim yere dürüstlükle girmemi sağla; çıkacağım yerden de dürüstlükle çıkmamı sağla. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver.”
17İsra/108-“Rabbimiz yücedir. Rabbimizin va’di mutlaka gerçekleşecektir” derler.
18Kehf/10-Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, “Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır” demişlerdi.
18Kehf/14-15-Kalkıp da, “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başkasına asla ilâh demeyiz. Yoksa andolsun ki saçma bir söz söylemiş oluruz. Şunlar, şu kavmimiz, O’ndan başka tanrılar edindiler. Onlar hakkında açık bir delil getirselerdi ya! Artık kim Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?” dediklerinde onların kalplerine kuvvet vermiştik.
20Taha/45-Mûsâ ve Hârûn, şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Şüphesiz biz, onun bize karşı aşırı davranmasından yahut azmasından korkuyoruz.”
20Taha/73-“Şüphesiz ki biz; günahlarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri affetmesi için, Rabbimize inandık.Allah’ın vereceği mükâfat daha hayırlı ve daha kalıcıdır.”
21Enbiya/83- Eyyûb’u da hatırla. Hani o Rabbine, “Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen ise merhametlilerin en merhametlisisin” diye dua etmişti.
21Enbiya/112-(Peygamber), “Ey Rabbim! Hak ile hüküm ver. Bizim Rabbimiz, sizin nitelemelerinize karşı yardımı istenecek olan Rahmân’dır” dedi.
23Müminun/93-De ki: “Ey Rabbim! (Sana baş kaldıranların) vaad edildikleri azabın gerçekleşmesine tanık olmamı diliyorsan,
23Müminun/94-Rabbim, o zaman, benim de bu zalim insanlardan biri olmama izin verme!”
23Müminun/95- (İşte böyle dua et) çünkü, şüphesiz Biz, onlara vaad ettiğimize seni tanık kılacak güçteyiz!
23Müminun/96- Sen, kötülüğü en güzel bir tutumla sav. Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyi çok iyi bilmekteyiz.
23Müminun/97- Ve de ki: De ki: “Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım.”
23Müminun/98- Rabbim, onların bana yaklaşmalarından da Sana sığınıyorum!”
23Mü’minun/109-Kullarımdan, “Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın” diyen bir grup var idi.
25Furkan/65- Ve şöyle yakarırlar: “Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut. Doğrusu, onun azabı inatçı ve yapışkandır.”
25Furkan/74-Onlar, “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” diyenlerdir.
26Şuara/51-“(Burada) ilk inananlar biz olduğumuz için şüphesiz Rabbimizin, hatalarımızı bağışlayacağını umuyoruz.”
26Şuara/78- “O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir.”
26Şuara/79- “O, bana yediren ve içirendir.”
26Şuara/80- “Ve hasta olduğum zaman beni iyileştirendir.”
26Şuara/81- “O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır.”
26Şuara/82- “O, hesap gününde, hatalarımı bağışlayacağını umduğumdur.”
26Şuara/83- “Ey Rabbim! Bana (doğruyla eğrinin ne olduğuna) hükmedebilme bilgi ve yeteneğini bağışla ve beni dürüst ve erdemli insanların arasına kat.
35Fatır/34-Şöyle derler: “Hamd, bizden üzüntüyü gideren Allah’a mahsustur. Şüphesiz Rabbimiz çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.”
38Sad/41-Kulumuz Eyyûb’u da an. Hani o, Rabbine, “Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu” diye seslenmişti.
40Mü’min/8-“Ey Rabbimiz! Onları da, onların babalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olanları da, kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”
41Fussilet/30-Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın, üzülmeyin, size va’dedilmekte olan cennetle sevinin!”
43Zuhruf/12-14- O, bütün çiftleri yaratan, üzerlerine kurulasınız, sonra da, kurulduğunuzda, Rabbinizin nimetini hatırlayasınız ve “Bunu hizmetimize veren Allah’ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz” diyesiniz diye sizin için bindiğiniz gemileri ve hayvanları yaratandır.
59Haşr/10-Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.”
60Mümtahine/4-İbrahim’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir” demişlerdi. Yalnız İbrahim’in, babasına, “Senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez” sözü başka. Onlar şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.”
60Mümtahine/5-“Ey Rabbimiz! Bizi, inkâr edenlerin zulmüne uğratma. Bizi bağışla. Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”
66Tahrim/8-Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Umulur ki, Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. “Ey Rabbimiz! Aydınlığımızı bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter” derler.
68Kalem/29-Onlar, “Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz” dediler.
68Kalem/32-“Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız.”
72Cinn/20-De ki: “Şüphesiz ben ancak Rabbime dua ederim ve O’na hiç kimseyi ortak koşmam.”
113Felak/1- De ki: “Sığınırım ben yükselen şafağın Rabbine,
113Felak/2- O’nun yarattıklarının şerrinden,
113Felak/3- Ve bastıran kapkara karanlığın şerrinden,
113Felak/4- Arabozucu üfürükçülerin şerrinden!
113Felak/5- Ve kıskançlık duyduğunda kıskancın şerrinden.”
114Nas/1- De ki: “Sığınırım ben insanların Rabbine,
114Nas/2- İnsanların yöneticisine, yönlendiricisine,
114Nas/3- İnsanların İlahına;
114Nas/4- Fısıldayan sinsi ayartıcının şerrinden,
114Nas/5- İnsanların göğüslerine kuşkular, kuruntular sokar o;
114Nas/6- Görünmez güçler(in-cin) ve insanlar(ın bütün ayartmaların)dan”.
(Turgut ÇİFTÇİ)
posted on Şubat 15th, 2010 at 08:35
posted on Şubat 15th, 2010 at 10:24
posted on Mart 16th, 2010 at 08:20
posted on Nisan 27th, 2010 at 12:21
posted on Ağustos 19th, 2010 at 08:32
posted on Eylül 2nd, 2010 at 03:52
posted on Kasım 8th, 2010 at 10:13
posted on Kasım 28th, 2010 at 07:51
posted on Aralık 4th, 2010 at 03:12
posted on Aralık 29th, 2010 at 12:56
posted on Ocak 11th, 2011 at 12:29
posted on Mart 24th, 2011 at 14:36
posted on Haziran 11th, 2011 at 03:32
posted on Kasım 28th, 2011 at 16:47
posted on Ocak 4th, 2012 at 11:38
posted on Mart 9th, 2012 at 18:50
posted on Mart 9th, 2012 at 18:51
posted on Aralık 9th, 2012 at 10:42
posted on Mart 23rd, 2013 at 03:24
posted on Mart 23rd, 2013 at 12:36
posted on Nisan 7th, 2013 at 15:45
posted on Aralık 9th, 2013 at 11:41
posted on Aralık 8th, 2015 at 12:14
posted on Mayıs 18th, 2019 at 03:42