Bahar aşkı
BAHAR AŞKI
Bu gün toprağa ilk cemre düştü ve gökyüzüyle toprağın aşkı yine başlamış oldu. Toprak gökyüzüne yemyeşil bir selam verdi ipek örtüsüyle; gökyüzü de yağmurla selamladı biricik aşkı toprağı. Toprak bu bahar çok sevinçliydi. Öyle ki yüzünde güller açıyordu. Fakat geçen bahardan kırgındı sevdiğine. Çünkü gökyüzü çok ağlamış ve toprağın sürüklenmesine neden olmuştu. Fakat çok haklı bir nedeni vardı o eşsiz mavi hüznün; başka ülkelerde yaşayan bulut arkadaşları ziyaretine gelmişti. Daha sonra gelenlerden biri hastalanıp öldü ve diğerleri bu üzücü olaya çok ağladılar. İşte gökyüzünden toprağa inen inci tanelerinin nedeni buydu. Yoksa o şirin mavi incitir miydi sevgilisini? Gökyüzü anlatınca olup biteni yine barıştı iki sevgili. Anlaşılan mutlu bir bahar onları bekliyordu. Bu sürüklenme toprağı her ne kadar yorgun da düşürse, onun kalbi çiçekler açıyordu. Aşkını böyle anlatıyordu gökyüzüne.
Bu yıl en güzel müjdeyi bülbül getirdi onlara; gülle evleniyorlardı nihayet. Yüzyılların bitmeyen aşkı sonsuz bir sevgiye dönüşmüş ve mutlu bir yuva kurmaya adım atmışlardı. Toprak ve gökyüzü çok sevindiler bu duruma. Keşke biz de mutlu bir yuva kurabilsek diye içinden geçirmeden yapamadı toprak. Bülbül de davetiyelerini verip gökyüzünün o berrak maviliğinde süzülüp gitti. Düğüne çok az zaman kalmıştı. Toprakla gökyüzü gülün düğün hazırlıklarına yardım ediyorlardı. Toprak, içindeki coşkun sevgiyle gülü besliyor, ona harika bir gelinlik hazırlıyordu. Gülle bülbülün nikâh şahitleriyse bülbülün en yakın dostu kanarya ve gülün arkadaşı gelincikti. Nedimeleriyse kır çiçekleri…
Ve o beklene gün geldi çattı. Gökyüzü masmavi bir smokin, topraksa sarıçiçekli harika bir tuvaletle geldi düğüne. Gülün güzelliği dillere destan olmuştu. Öyle güzeldi ki onu gören hayranlığını gizleyemiyordu. Bu durumdan çok utanan gül, kıpkırmızı kesilmişti. Bülbülse bu mutlu günlerinde şarkı söylemeden edemiyordu. Oradaki herkes öyle mutluydu ki hiçbir şey dağıtamadı pembe bulutları üzerlerinden. Orkestra müziğe başladı; ilk dansı gülle bülbül yaptılar. Ardından toprak ve gökyüzü çıkmıştı ki piste birden ”papatya gibisin” şarkısı çalmaya başladı. Toprak ve gökyüzü bayılırdı bu şarkıya. Hatta gökyüzü sarıpapatyam diye severdi toprağı işte böyle; gülle bülbül evrenin en güzel düğünüyle dünya evine girdiler. Kim bilir belki başka bir bahar da gökyüzü ve toprağın düğününe misafir oluruz.