Ayın yarılması- Prof. Süleyman Ateş tefsiri
“Bu olay 5-6 tane sahabe tarafından (İbni Mes’ud, İbni Ömer, Enes, İbni Abbas, Cübeyr, Ali) rivayet edilmektedir ve sonuç itibariyle ahad haberdir. Ahad haber inanç konusunda delil değildir. Bu ravilerden Hz. Ömer’in oğlu Abdullah(İbn Ömer) Mekke’de iken çok küçük yaşta olması gerekir. Çünkü Medine’de Uhud savaşında çocuk yaşta bulunduğu için 15 yaşlarında kabul etsek şakk-ı kamerin vuku’u zamanında (hicretten beş sene öncesi) yedi yaşlarında bulunması gerekir. Enes de bu esnada belki doğmamış, belki de bir iki yaşlarında idi. Çünkü Medine’de dört yaşlarında bulunuyordu. Abdullah ibni Abbas ise henüz doğmamıştı. O’nun hicretten üç yıl önce doğduğu biliniyor. Olayı görme ihtimali bulunan tek kişi İbni Mes’ud’dur.”
Bu sure, kıyametin çok yaklaştığını, vukuunda asla şüphe bulunmadığını vurgulamak için kıyamet sırasında meydana gelecek olaylardan olan Ayın yarılması, geçmiş zaman kipiyle ifade belirtilmiştir. İleride vukubulacak bir olay geçmiş zaman kipiyle anlatılırsa bundan te’kid yani o işin mutlaka, kesinlikle olacağı anlaşılır. Bunun Kur’an’da örnekleri çoktur: “Allah’ın emri geldi, onu acele istemeyin.”-16/1, “İnsanların hesapları yaklaştı, fakat onlar hala gaflet içinde yüz çevirmektedir.”-21/1. Kamer suresinin ilk ayetleri ile Enbiya suresinin ve Nahl suresinin ilk ayetleri arasında anlam bakımından pek fark yoktur. Her ikisi de kıyametin çok yaklaşmış olduğunu, biraz değişik uslüb ile ifade etmektedir. Enbiya suresinde şöyle deniyor: “İnsanların hesapları yaklaştı, fakat onlar hala gaflet içinde yüzmektedirler. Kendilerine Rablerinden gelen her yeni uyarıyı alay ile karşılarlar.”
Kamer suresinde de bu mana şöyle ifade ediliyor: “Kıyamet yaklaştı, Ay yarıldı,bir mu’cize görecek olsalar, hemen yüz çevirirler ve süregelen bir büyüdür, derler.” (Süleyman Ateş Kur’an—ı Kerim Tefsiri, 54/1 açıklaması)