-
6th Temmuz 2008

Haram belirleme yetkisi-Diyanet İslam Ansiklopedisi

posted in ALLAH |

“Haramla İlgili Genel Kurallar. 1. Hara­mı belirleme hak ve yetkisi yalnız Allah’a aittir. Kavramın tanımı sırasında görül­düğü gibi haram usul literatüründe “şer’i hüküm” ana başlığı altında incelenmiş­tir. Hüküm ise mükellefin fiilleriyle ilgili bizzat Allah’ın hitabıdır. Ayrıca kaynağı itibariyle ilâhî bir karakter taşıyan İslâm dininde, kesin olarak yasaklanmış veya serbest bırakılmış fiiller bizzat Allah tarafından belirlenmiş ve bu yetki sadece O’na tahsis edilmiştir. Nitekim Hz. Pey­gamber, hıristiyanlar hakkında nazil olan, “Allah’ı bırakıp hahamlarını, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh’i rabler edindiler” (et-Tevbe 9/31) âyetindeki rab edinmeyi haham ve rahiplerin helâli haram, hara­mı helâl kılmaları ile açıklamıştır (Tirmi­zî, “Tefsîrü’l-Kur’ân”, 9). Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’de de dil alışkanlığı sebebiyle “şu haram, bu helâl” denmesi yasaklanarak böyle bir davranış “Allah’a karşı yalan uy­durmak” diye nitelendirilmiştir (en-Nahl 16/116). Hakkında doğrudan yasaklayıcı bir nas bulunmadığı halde bir müctehidin herhangi bir fiilin haram olduğunu söylemesi ise, re’y ile haramı belirleme değil Allah’ın o konudaki hükmünü orta­ya çıkarma gayretinden ibarettir. 2. Tahrîmine dair delil bulununcaya kadar eş­yada aslolan ibâhadır. İslâm hukukuna önemli bir esneklik kazandıran bu kaide­ye göre herhangi bir konuda tahrîme de­lâlet eden sahih bir nas bulunmazsa o ko­nu mubah ve helâl çerçevesi içinde mü­talaa edilir. Borçlar ve ceza hukukunda­ki, “aksine bir delil bulunmadığı sürece kişinin borçsuz ve suçsuz oluşunun esas alınması” (berâet-i asliyye) prensibiyle pa­ralelliği bulunan bu kurala İslâm hukuk­çuları, yeryüzünde her şeyin insanın em­rine verildiğini, helâl ve serbest olmanın asıl, haramlığın ise istisna olduğunu bil­diren âyetlerin (bk. el-Bakara 2/187; Âl-i İmrân 3/93; el-Mâide 5/4; Lokman 31/20; el-Câsiye 45/13) genel ifadesinden ve, “Helâl Allah’ın kitabında helâl kıldığı ve haram Allah’ın kitabında haram kıldığı­dır, sükût ettiği şeyler ise sizin için affe­dip serbest bıraktıklarıdır” (İbn Mâce, “Etime”, 60; Tirmizî, “Libâs”, 6) gibi ha­dislerden ulaşmışlardır. Hangi şartlarda ve konularda bu kuralın geçerli olacağına dair tartışmalar bir yana (Süyûtî, s. 133-138; İbn Nüceym, s.73-77) bu prensip, İslâm hukukunda haram dairesinin olduk­ça dar tutulduğunu göstermektedir. 3. İyi niyet haramı meşru kılmaz. İslâm’da ameller ancak niyetlere göredir (Buhârî, “îmân”, 41; “Hıyel”, 1; Müslim, “İmâre”, 155-, Ebû Dâvûd, “Talâk”, 11) ve niyetsiz sevap yoktur (İbn Nüceym, s.14).” (Diyanet, İslam Ansiklopedisi, Haram maddesi)

This entry was posted on Pazar, Temmuz 6th, 2008 at 13:27 and is filed under ALLAH. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

Yorum Yaz